10 kişi sendromu!

İLK maç zaten zor bir takımla oynuyorduk ama kimse bilmiyordu herhalde. Takip etmeyen bilmiyor yazık ki...

Zor bir takımla oynuyorduk ama taraftar tanımayınca takım zor olmaktan çıkıyordu... Yenecektik elbette... Yenmeliydik... Ama her iki maçta da kimsenin hesaba katmadığı bir şey vardı; Fenerbahçe 10 kişiyle oynayacaktı... Kime karşı? İsviçre şampiyonluğunu kıl payı kaçırmış bir takıma karşı...
Peki İsviçre? Onlar Dünya Kupası’ndaydı. Peki biz?
10 kişi kalsak, iyi yeni kurulan bir takımı destekleyecek ne yüreğimiz ne de sabrımız kalmıştı... Hedefe konulan adam bu kez yılların Aykut Kocaman’ıydı... Ona vurulmalıydı, ona sövülmeliydi... Peki doğru muydu? İşte bunu cevaplayacak bütün futbolseverlerin vicdanı ve hafızası olmalıydı... Sizde var mı?
Sizde sabır var mı? Bende var... Ben Daum’a, hatta Aragones’e sabrettim...
Yeter ki dik duralım
Fenerbahçe onlara verdiği paranın yarısını bile Aykut’a vermedi. Aykut da istemedi zaten. Peki o paraları alıp kaçanlara kızmadığımız kadar bizim Aykut’a mı kızacağız? Peki kızalım... Olabildiğince hafızasız, vefasız olalım... Elaleme verdiğimiz ne parayı ne de zamanı Kocaman’a vermeyelim... Yeni bir kaosa, yeni bir umutsuzluğa yelken açalım... Kızacak adam gözümüzün içine sokulmuş ya, koro halinde kızalımmm...
Şimdi rahatladınız mı, rahatladık mı? Çözümü bulduk mu?
Bırakın beyler, kolay çözümlerden, kışkırtmalardan feyz almayın. Varsa sabrınız söyleyin. Benim Fenerbahçe’nin geleceği için sabrım da, umudum da var... Yeter ki herkesin yerlerde süründüğü bir durumda biz dik duralım...
Yazarın Tüm Yazıları