Şehitler, ağlayan analar ve işsizlik aynen devam

Şimdi bu başlığın bu köşede ne işi olduğunu düşünenler olabilir. Kusura bakmasınlar.

Haberin Devamı

Yaşamın içinde ne varsa, gündem neyse bu köşede o olacak. Bir gazetenin birinci sayfasında terör de cinayet de magazin de olduğu gibi. Neyse uzatmayayım. Cumartesi günü Kent Hastanesinde Prof. Dr. Namık Demir Hoca ile randevum var. Dünyanın sayılı jinekologlarından. İki ayda zor sıra geliyor. Koşturuyorum. Yolumu 20-21 yaşlarında bir delikanlı kesti. Günlerdir benimle görüşmek için Kıbrıs Şehitler Caddesi’nde turluyormuş. Acil randevum olduğunu söyledim. Ama dinleyen kim? Hastanenin karşısındaki Nişantaşılım Cafe’ de beklemesini rica ettim. 1.5 saat sonra çıktım. İnanın olayı unuttum. Yürürken baktım aynı delikanlı “Sizi bekliyorum” diyerek karşıma dikildi. Bu tarz durumlardan hiç tırsmam. Üstelik 1996’da ölümden döndüm. Evim kurşunlandı. Arabam parçalandı. Tehditler aldım. Yine 2007’de aynı durumlar. Ama biraz da karşımda temiz yüzlü delikanlıya güvendim. “Anlat bakalım” deyip oturdum.
Şırnak’tan, Yeşilyurt’a
Adı Yaşar. 2002 yılında tanışmışız. Seçimler öncesi. O tarihlerde Posta Gazetesi’nde Magazin yazarıyım. Milliyet İnternet ve Hürriyet Avrupa’da da yazıyorum. Çok sık da ekranlardayım. Seçim öncesi benim de, kankam Yazgülü Aldoğan, Füsun Özbilgen, İdris Akyüz, Güler Kazmacı, gibi siyaset yazan meslektaşlarımla tüm Türkiye’yi dolaşmam istenildi. Bir de foto muhabiri olarak sevgili Ahmet Cumalı vardı. Üç ay dolaştık. Bunun 1.5 ayı Güney Doğu’da geçti. Diyarbakır, Mardin, Adıyaman, Hatay, Urfa, Şırnak, Gaziantep... Mayın tarlalarından jandarma korumasında geçtik. Yüksek tansiyon hastası olan annem dil altı hapı kullanmaya başladı. Şehirlerin, ilçelerin arka sokaklarında sefalet bir hayat vardı. Tuvaleti olmayan evler, 11-12 yaşında sarma sigara içen kız çocukları, kocasından yediği dayaklar yüzü, gözü tanınmayan kadınlar, günlerce kuru ekmek bulamayan bir halk... Uçuşan sinekler, lağım kokuları. Akşamları Yazgülü ile gözümüzün yaşı dinmiyordu. Canımız yemek istemiyordu.. Bu evlerin birinde Yaşar’ı gördüm. Harika, sürmeli yeşil gözlerinden hatırladım.
O da ağlıyor
O tarihlerde 11-12 yaşındaydı. Okumak, doktor olmak istiyordu. Ama amcasının, halasının oğullarının parasızlıktan, yokluktan, çaresizlikten dağa çıktığını söyledi. Yanımda Ahmet Cumalı vardı. Gözlerinin dolduğunu hatırladım... İkimiz de ona, “Kaç kurtar kendini” deyip, cebine para koymuşuz. Yaşar kaçmış. Yeşilyurt’da hastanede hademelik yapan dayısına sığınmış. Şimdi 9 Eylül Üniversitesi’nde okuyor. Doktor çıkacak. İstanbul’a parasızlıktan beni görmeye gelememiş. İzmir’de yazılarımdan bulmuş “Abla ben kaçtım. Ama ya kaçamayanlar, kurtulamayanlar, dağa çıkanlar?, Annem veremden öldü. İki kız kardeşimi babam sattı. 2002’den, 2010’a ne değişti? Hâlâ kardeş, kardeşe düşman. Belki ben askerlik yaparken, kardeşim terörist olarak karşıma çıkacak” dedi. Evet hiçbir şey değişmedi. Ahmet şehit olan yaşıtlarına, analarına ağlıyor. O bir kürt. Ama Türk kardeşleri için ağlıyor. Defalarca Mardin, Diyarbakır, Urfa, Tunceli’ye gittim. Doğuda yatırım olmazsa terör bitmez. Doğulu iş adamları Antalya’ya, Bodrum’a, Çeşme ve İstanbul’a otel, motel açacaklarına doğdukları yöreyi geliştirsinler.
Duyarlılık ve yatırım şart
Amerika çölden Las Vegas gibi bir rüya kent yarattı. Ülkenin toprakları ve orada yaşayanların, ihmal değil iş, sevgi ve duyarlılığa ihtiyacı var. Kimileri “yılanın başı erken ezilmeliydi” diyor. Kimileri “Açılım insanları ne yazık ki böldü” diyor. Hayalle, tehdit edilerek, kandırılarak dağa çıkarılan çocuklar Yaşar gibi şanslı olamadılar. PKK’nın başındakilerin, kendilerini bilerek ölüme yolladıklarını farkında değiller. Yerden yere vurduğumuz Halis Toprak Lice’de, yakından tanıdığım dostum Sebahattin Evrensel Mardin-Midyat’ta, Evinde ağırlandığımız SANKO Holding’in patronu Abdülkadir Konukoğlu Gaziantep’de yatırımlarını yaptılar hep. Yüz binlerce insana ekmek verdiler. Doğu ve Güneydoğu kökenli tüm iş adamları ve bu yörelerde yetişen, star olan, ünlü sanatçılar, analar ağlarken sizin yüreklerinizi merak ediyorum? Devletin yapamadığını siz yapın.

Biraz da magazin

Kızını dövmeyen

Haberin Devamı

Evet gündemde terör var. Magazinde de Özge Ulusoy’un, televizyoncu Ferruh Taşdemir ile yaptığı yıldırım evlilik ve boşanma talebi... Özge, Türkiye’nin en iyi mankenlerinden. Kalbi de öyle. İlker İnanoğlu’ nu çok sevdi ve seviyor. 15 gün önce Çeşme Ilıca Oteli bahçesinde dertleştik. Çok alkollüydü. Evlenme kararını verirken de körkütük sarhoşmuş. Nikah masasına oturduğunda da. Show TV’de geçtiğimiz cuma gecesi ‘Demet Akalın-Önder Bekensir’ ile ilgili program Özge’nin bu yıldırım evliliği üzerineymiş. Elinde uzun viski dolu bir bardak, devamlı içiyormuş.
Ayrıca annesini de, kendisini de rezil etmiş. Annesine ‘Cadaloz’ diyecek kadar küçülmüş. Ama hatanın büyüğü bence ailesinde. İlker ile birlikteyken, yatakta verdiğin pozları hiç görmediler mi? Daha önceki ilişkilerini niye anne sorgulamadı? İlker ile evlenseydi acaba basar mıydı düğünü? Yoksa Ferruh’ta istikbal mi görmediler? Mecazi anlamda söylüyorum, “Kızını dövmeyen...”

Işık Gülçubuk’a dikkat!

Haberin Devamı

Şu an üç aylar. Yarın da mübarek Mirac Kandili. Şimdiden herkese kutlu olsun. Bu aylarda alkol almıyorum. Ama bu yazmam anlamına gelmiyor. Hele de yazımın kahramanı Işık Gülçubuk adlı süper zeki ve yetenekli bir kız olursa. Işık, şarap konusunda bizi yurt dışında başarıyla temsil etmiş, pek çok da ödül almış. Gıda Mühendisliği son sınıfta bitirme tezini şarap üzerine yapmış Işık. Geçen yıl Paris’te düzenlenen ‘Wine Women Awards 2009’ Yarışması’nda da Türkiye’yi temsil etmiş. Dünyanın 4 bir yanından katılımın olduğu yarışmada, muhafazakar bir ülke olarak tanınan ülkemizden, bir kadının yarışmaya katılımı hemen herkesi çok şaşırtmış. Fransa’nın Monpellier Üniversitesi Vitikültür ve Önoloji (Bağcılık ve Şarapcılık) alanında da master bursu kazanmış. Bu fakülte, Fransa’nın alanında en başarılı üniversitelerinden. Prof. Dr. Ali Gülçubuk’un kızı olan Işık geçtiğimiz günlerde ise, merkezi Londra’da bulunan ve 38 yıldır faaliyetlerini sürdüren WSET (Wine and Spirit Education Trust) da en ileri Seviyede Şarap Tadımı Sertifikasını aldı. Bu merkez, dünyada şarap uzmanı yetiştirilmesi konusunda kabul gören en büyük ve en güvenilir kuruluş. Türkiye’de gelişmekte olan şarapçılığımız için Işık bence müthiş bir yetenek. O nedenle Işık’a dikkat.

Görgülü’nün isyanı

Haberin Devamı

Aslında Eren Talu’dan bir daha asla söz etmeyecektim. Amma Türkiye’nin sayılı turizmcilerinden, Kayı Group patronu Talha Görgülü yazımı okuyup da isyanını dile getirince karşılıksız kalamadım. Antalya’nın en güzel otellerinden Adam&Eve’in tek patronu olan Talha Görgülü, otelin yalnızca mimarı olan Eren Talu ile adının bundan böyle bırakın haberde, bir ortamda bile söz edilmesine karşı.

Yazarın Tüm Yazıları