Yaşamına ve yazısına kefil olduğum biriydi

HEM iyi, güvenilir, dürüst bir dostu, hem de okuduğum, yararlandığım iyi bir yazarı kaybetmenin katmerli üzüntüsünü yaşıyorum.

Cumhuriyete inanmış; bu ideali her zeminde, her dönemde, her rejimde savunmuş birisiydi ve aydın olanlara reva görülen bedelleri fazlasıyla ödedi.
Cumhuriyet aydını olmanın, ülkeyi sevmenin, engebeleri aşmanın ilkelerini, kurallarını belirledi.
Belli bir ideolojinin eşliğinde yazmadığından, saptamaları her zaman geçerliliğini korudu. Çünkü günübirlik yazmanın kalıcı gizini bulan yazarlardandı.
Alpay Kabacalı’nın Aydınlanma Bilgesi İlhan Selçuk kitabının ikinci baskısına yazdığı Önsöz’de değişim/gelişim konusunda genç kuşağa önemli bir mesaj iletti: “12 yıl sonra, Alpay Kabacalı’nın sorularına 12 yıl önce verdiğim yanıtları okuyunca gördüm ki, dün ile bugün dünyaya ve insana bakışta fikirlerim birleşiyorlar, aralarında çelişki yok; neyin ne olduğunu kavramakta yanılgıya düşmemişim; tersine hızla akan zaman söylenenleri doğrulamış, somutlaştırmış, pekiştirmiş...”
¡ ¡ ¡
İLHAN SELÇUK gazeteciliğe bir üslup getirmiştir, hakaret etmeden eleştirmiş, eleştirilerinin içeriğini sadece güncel politikadan değil okuduğu kitaplardan da yararlanarak güçlendirmiş, polemik türünün yüzeyselleşme tehlikesinden böylece uzak kalabilmiştir.
Elbette mizah yazarlığından gelen, ironiyi ölçülü kullanan bir gazete yazarının etkisinin çok daha fazla olduğunu basın tarihi bize göstermiştir.
Onun yaşam sözlüğünde bazı kelimelere rastlayamazsınız.
Ödün vermek, bugün başka yarın başka konuşmak ve yazmak, rüzgârgülü olmak, idare etmek, iktidarlarla dost olmak...
Yalnız iyi bir yazar değildir, aynı zamanda iyi bir konuşmacıdır.
Birlikte birçok toplantıda bulunduk, konuya kuşatıcı bir anlayışla yaklaşır, önce konuşma alanını belirler, düşüncelerini, yargılarını sonra aktarır.
Sesini yükselttiği bir anı anımsamıyorum. Çünkü bağırıp çağıranın, sesini yükseltenlerin düşüncelerini anlatmaktan aciz olduklarını bilir.
İnsanlar genç kuşaklara yalnız yazdıklarıyla değil yaşamlarıyla da örnek oldukları zaman inandırıcılık kazanırlar.
İlhan Selçuk’un okunmasının, yazdıklarına inanılmasının ardında yatan, bu gerçektir.
En zor maraton, gazetecilik maratonudur.
Durmadan, engelleri aşarak, gerçeklerden sapmayarak, ödün vermeyerek koşacaksınız, soluk soluğa kalsanız da devam edeceksiniz.
Yıllar önce TÜYAP Onur Yazarı olduğunda yazdığım Dostum İlhan Selçuk yazısından birkaç satırı alacağım yazıma:
“Yaşama ve yazma üslubunda hamlığın amansız düşmanıdır. Sevmedikleri hacıyatmazlar ve hassas rakkaslardır.
Dürüst gazetecilik yapmak isteyen, gazeteciliği, servete ve üne alet etme virüsü taşımayan her genç gazetecinin mihenk taşıdır.”
¡ ¡ ¡
KİTAPLARDA, anılarımızda yaşayacak.
Yazarın Tüm Yazıları