Bu işte bir yanlışlık var

Görüş de isteyemezsin, denilirse, o işte bir yanlışlık olmaz mı?

ÖNERİDE BULUNAMAMA

Çok kimse farkında değil.

Hatta... Neredeyse kimse farkında değil!

Bir tebliğ yayımlandı ve bununla mükellefler ile mesleki kuruluşların, vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili olarak, Maliye Bakanlığı’na öneride bulunamayacakları belirtildi (Bkz. 395 No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yürürlükten kaldırılan 188 No.lu VUK Tebliği’nin 3. maddesi).

Buna göre örneğin;

- Bir mükellef, kayıtdışı ekonominin önlenmesi ve vergi gelirlerinin artırılması ile ilgili olarak, Maliye Bakanlığı’na öneride bulunamayacak.

- Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden olan inşaat, tekstil ve otomotiv başta olmak üzere mesleki kuruluşların, vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili olarak, Maliye Bakanlığı’na öneride bulunabilmesi söz konusu olamayacak!

SORU VE GÖRÜŞ

Diyeceksiniz ki; “İnanılır gibi değil”

Haklısınız...

Ancak olay bununla sınırlı değil.

Bir de soru sorma yasağı getirildi!

Vergi uygulamaları ile ilgili işlemler gerçekleşmişse, daha sonra o konuda “bu olayın doğrusu ne?” diye soru sorulamayacak!

Peki ama mükellef, bir belgeyi aldıktan ya da deftere işledikten sonra, bir yanlışlık varsa bu yanlışlığı düzeltmek ya da pişmanlıkla beyanda bulunmak suretiyle, hatalı işlemi kısa yoldan çözmek isteyemez mi?

Bir başka kısıtlama da görüş isteme konusunda.

16 Ocak 2010 günü Resmi Gazete’de yayımlanan 395 No.lu Vergi Usul Kanunu Tebliği ile yapılan açıklamaya göre;

“... odalar ve birlikler gibi mesleki kuruluşlar, üyelerine bildirmek üzere özelge (idari görüş) talebinde bulunamayacak olup, talebin üyelerin kendileri tarafından yapılması gerekmektedir.”

Buna göre örneğin TÜRMOB (Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği), yüzbine yakın üyesi, TESK (Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu), milyonlarca esnaf ile ilgili olarak, Maliye Bakanlığı’ndan, tereddüde düşülen bir konuda vergi uygulamasının nasıl olacağını soramayacak. Yüzbinlerce üye, ayrı ayrı dilekçe ile başvuruda bulunacak!

Aynı durum TOBB, ticaret odaları, sanayi odaları, Barolar Birliği, Eczacılar Odası, Mühendisler ve Mimarlar Odası, Noterler Birliği vs. için de söz konusu.

BİR YANLIŞLIK VAR

Başlıkta da belirttiğimiz gibi, bu işte bir yanlışlık var.

Mali bir konuda, olayın içinde yaşayan mükellefin ya da mesleki kuruluşun “öneride bulunmasında” ne sakınca var?

Mesleki kuruluşun “Şu gibi durumlarda üyelerimiz nasıl hareket edecek?” diye sorup, alınan görüşü üyelerine iletmesi yerine, yüzbinlerce üyenin ayrı ayrı dilekçe vermesi, bürokrasiyi ve kırtasiyeciliği artırmaz mı?

Özetle, bu işte bir yanlışlık var!..