Atatürk Havalimanı sınırlarını yeniden çiziyor

İstanbul Atatürk, yıllık 30 milyona yakın yolcu sayısıyla Frankfurt ve Dubai arasındaki bölgede en büyük havalimanı.

Bugünlerde rötarlarla gündeme gelen meydan, alınacak önlemlerle kısa sürede bu sorunların üzerinden gelip kapasitesini ikiye katlayabilir. Tek gereken, gelecekteki fotoğrafı görüp hızla harekete geçmek.
Avrupa veya Amerika’da bir havalimanı otoritesine 50 yıl sonra yolcu ve uçak sayısını sorduğunuzda önünüze hemen master planlar konulur. Büyümeyle birlikte nereye pist-apron yapılacağından, yolcu karşılamaya gelenlerin içeceği kahve miktarına kadar rakamlar detaylarıyla sunulur.
Türkiye’de ise durum farklıdır. Havacılık hızla büyürken önlemler iş işten geçerken alınmaya çalışılır. Gün, kurtarılabilirse kurtarılır. Bu durum yolcuya rötar, havayoluna beklemelerden pazar kaybı ve ekstra maliyet olarak yansır. Ülke son yıllarda dışarıdan aldığı yüksek sayıda transit yolcu sayısını, ciddi girdiyi kaybeder.
İstanbul’a üçüncü havalimanının en az 8-10 milyar dolara mal olacağı göz önüne alındığında bu maliyetin çok daha azına Atatürk’ün en az 25-30 yılı kurtulabilir. Şehir içinde ulaşımın kolay olduğu, kara, deniz ve havadan hızla bağlantı verebilen Atatürk Havalimanı daha uzun yıllar hem Türkiye’ye hem de bölgeye hizmet verebilir.

NE YAPILMALI

Atatürk Havalimanı’nın geleceği, atılacak kararlı adımlar ve mevcut yapıdaki iyileştirme ile kurtulabilir.

* PARALEL PİST: Atatürk Havalimanı’nın büyümesi ve hızlı trafik artışının karşılanması için hızla bir paralel pist yapılmalı. Hakim rüzgar 18-36 yönünde estiğinden bu pist için Dünya Ticaret Merkezi ile Türk Hava Yolları Genel Müdürlük binasının arkasındaki alan uygun. Çevredeki yükseklik limitini aşan binalar tıraşlanarak paralel pist inşası mümkün. Uçaklar her iki ana pisti aynı anda kullanarak ortada kalan terminale hızla ulaşabilir. Aradaki bağlantı uçakların geçebileceği viyadüklerle sağlanır. Hava trafiği ikiye katlanır.

* ASKERİ BÖLGE TAŞINMALI: Ulaştırma Bakanlığı ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Yeşilköy tarafında yer alan askeri alanın Atatürk Havalimanı’na katılması için görüşmelerde önemli bir aşama kaydetti. Savaş uçaklarının konulduğu bombaya dayanıklı “shelter” olarak adlandırılan hangarlar yıkılacak. Askeri apron, lojman ve Hava Müzesi’nin olduğu alan havalimanı sınırlarına katılacak.

* HAVA HARP OKULU TAŞINACAK: Görüşmenin ikinci aşaması Hava Harp Okulu oluşturuyor. Eğer anlaşma sağlanırsa Hava Harp Okulu Yalova’da inşa edilecek modern tesislere taşınacak. Halen Yalova’da Hava Harp Okulu’nun uçuş eğitim ve kamp merkezi bulunuyor. Atatürk Havalimanı’na eklenecek bu alan uçak park ve ileride de uydu terminal binalarına ev sahipliği yapabilir.

* FLORYA’DA İSTİMLAK: Paralel pist için bir başka öneri de Florya. 18-36 yedek pistin diğer tarafında aralarında İTÜ ve Halkalı Ziraat Okulu’na ait boş araziler bulunuyor. Bölgede yapılacak istimlakla yeni pist veya diğer tesisler için alan oluşturulabilir.

* ÇEVREDE YAPILAŞMAYA SON: Atatürk Havalimanı etrafında yapılaşma sürüyor. Belediyelerle işbirliği yapılarak havalimanı etrafında ve uçuş konisindeki yapılaşma kontrol altına alınmalı. Bu alanlarda Avrupa’da olduğu gibi istenildiğinde havalimanına tahsis edilmek yani yıkılmak üzere şartlı inşaat izni verilebilir.

* HAVA TRAFİK SİSTEMİNE NEŞTER: Türk Hava Trafik Sistemi’nin modernizasyonu için yapılan SMART Projesi’nin, anlaşmaya göre yıl sonunda tamamlanması gerekiyor. Binaların bitirilmesine rağmen yazılım sorunu aşılamadığı için projenin gecikmesi bekleniyor. Modernizasyon yapılamadığı ve ciddi sayıdaki hava trafik kontrolörü ihtiyacı giderilemediği için uçaklar en yakın 5 deniz mili (12.75 km) aralıkla inişe geliyor. Eğitimde olan kontrolörler nedeniyle bazen uçakların aralıklarını 10 mile kadar çıkartılıyor. Beklemeler artıyor.

* PİST KAPASİTESİ YETERSİZ KULLANILIYOR: Örneğin tek piste sahip Londra Gatwick gece gürültü nedeniyle kapanmasına rağmen günlük 700 uçak trafiğine, yıllık 34 milyon yolcu kapasitesine sahip. Bir başka örnek ise ABD’de Seattle Tacoma. Atatürk gibi aynı doğrultuda yan yana iki pist var. Aralarındaki mesafe ise 240 metre. Ama uçaklar özel yaklaşma usulüyle sanki paralel piste yaklaşır gibi geliyor. Seattle Tacoma’ya yılda 345 bin uçak inip-kalkıyor. Atatürk’te bu rakam 276 bin.

* KALKIŞ TRAFİĞİ DÜZENLENMELİ: Kalkışlarda ise modern SID (Standard Instrument Departure-Standart Alet Kalkışı) uygulamaları hayata geçirilemediği için uçaklar ekstradan belirli bir mesafeye ve yüksekliğe kadar uçmak zorunda. Boşu boşuna kalkış hattı işgal ediliyor. Yerdeki uçaklar kalkış sırasında bekliyor. Tonlarca yakıt harcanıp çevre kirletiliyor. ABD’de olduğu gibi kalkış yapan uçak hemen pist doğrultusunu terk etmeli.

* PARK SAHALARI VERİMSİZ KULLANILIYOR: Yapılan araştırmalar, Atatürk’teki uçak park alanlarının yüzde 49 oranında işgal altında olduğunu ortaya koyuyor. Yeni sahiplerini bekleyen, son uçuşunu yapan, uzun süreler bekleme yapan uçaklar bu alanları işgal ediyor. Hızla önlem alınması gerekiyor. Yeni alan oluşturulması için SMART projesini bekleyen eski kulenin, hemen yan tarafındaki yer hizmetleri ve bakım kuruluşlarına ait depo gibi tesisler yıkılmalı, buraya apron ve park alanı yapılmalı.

* TÜM MEYDANLAR ÖZELLEŞTİRİLMELİ: Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ), havalimanı işletmesi yerine hava trafik kontrol hizmetine yoğunlaşması ve Türkiye’deki tüm meydanları hızla özelleştirmesi gerekiyor. Terminal özelleştirmesinde dünyaya örnek olan Türkiye, bu kararla havalimanlarına yapılacak yatırımları özel sektör ve yerel idareler kontrolüne verebilir. Bürokrasi azalır. Özel şirketler ve daha küçük meydanları işletecek yerel yönetimler havalimanlarını daha iyi pazarlayarak, uzun vadeli kararları hızla alıp uygulayarak uçak trafiğini artırabilir. Gelişen Türk Havacılığı, DHMİ’nin terziliğinde dikilen gömleğe uzun süredir dar geliyor. Ülke kaybediyor.
Yazarın Tüm Yazıları