Babıâli Şenliği’ne önerilerim var

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Babıâli Şenliği’nin 1-7 Haziran’da Sultanahmet’te yoğunlaşacağını, bazı etkinliklerin Temmuz ayına kadar süreceğini duyurdu.

Geçen sene ilk kez yapılmıştı, buralarda değildim galiba, katılamamıştım.

Düşünenler güzel düşünmüş, hazırlayanlar iyi hazırlamış.

Gazete, televizyon, radyo, internet dünyasından tanınmış isimleri görmek, sohbet etmek okuyucu/izleyici için de ilginç olacaktır.

Ancak...

Bu seneye yetişmez fakat önümüzdeki sene için programa eklenebilecek bazı ‘lö sansasyonel atraksiyon’ önerilerim olacak.

Biraz hakikat efekti, biraz Zihni Sinir ruhu, bir tutam davul tozu, iki pinçik minare gölgesi.

Maksat şenlik harbiden şenlik olsun...

* * *

1- ER MEYDANI: Polemiklerin yağlı güreş platformuna taşınmasını esas alıyor.

Oray Eğin’le Fehmi Koru parfüm konusunda birbirine dellenmiş; haydi er meydanına.

Umur Talu yine Ertuğrul Özkök’e hislenmiş; çek kıspeti, dök yağı gel usta.

Emre Aköz maşallah pehlivan gibi pek bulaşan çıkmaz herhalde.

Bir ihtimal Deniz Som “İri ama göbeğine iri; hantal olur, deviririm ben bunu” diye gözünü karartabilir.

Bay Barlas ve Bay Kongar ekrandan taşan problemi bu meydanda çözsün diyeceğim fakat Emre Kongar’ın kıspetle uyumlu bir fuları da olabilir, ondan korkuyorum!

Ahmet Hakan/Ahmet Arsan güreşi de her bakımdan izlenesi etkinlik olurdu herhalde: Uy mamamiya! Etkinliğin finansmanı kolay.

Gazete patronlarını “Ağalık” için dolduruşa getirmek bir yöntem olabilir.

Fakat “Ağalık sistemine son!” diye ayaklanan olur.

Veya ne bileyim Mehmet Altan’ın karşı çıkacağı ve Mehmet Altan karşı çıktığı için Eser Karakaş’ın da karşı çıkacağı bir gelişme yaşanır.

En iyisi İddaa’ya katılmak. Müşterek bahis geliriyle bütün şenlik finanse edilir.

* * *

2- SERDAR’S WAY: Şiddete karşıyım. Hele eğitimde şiddete tamamen karşıyım.

Ancak Serdar Turgut’un şenlikler boyunca Avusturya yapımı Pfeifer-Zeliska 600 Nitro Express silahıyla gezmesine izin verilmesini istiyorum. Söz konusu tabanca, dünya üzerindeki en güçlü tabancadır.

Hatta tüfektir de tabanca gibi durmaktadır!

Serdar Turgut’un Pfeifer-Zeliska’sıyla uygun göreceği bir noktada “Güzel Yazı” kursu açması sağlanmalı.

Gerisi ona kalmış...

* * *

3- ÇADIR TİYATROSU: Aslında Engin Ardıç’tan “Kemal Kurtarmazdı Da Memal Kurtarırdı; Fes Giymezdim De Mes Giyerdim” başlıklı bir stand-up veya Nazlı Ilıcak’tan “Ben Ne Yazdığımı Biliyorum Ayol; Ha-Ha-Hay!” tarzı bir tek perdelik oyun iyi olur.

Tarihteki meşhur polemik halletme yöntemleri de (tank, kretuar fırlatma, pikaj masasıyla kafa yarma...) canlandırılabilir bu sahnede.

Sıkıldığımız anda Serdar ve yüksek sesle konuşan yeni arkadaşı Pfeifer-Zeliska sahne alır. Siz o zaman şenliğe bakın...