Yargıtay’da 3 dakikada bir dosya karara bağlanmış

İSTER inanın, ister inanmayın ama olay doğru...Yargıtay’ın, işçi ve işveren ilişkilerinden doğan uyuşmazlıklara bakan Dokuzuncu Hukuk Dairesi, 2008 yılında 35 bin 552 dosyayı karara bağlamış.

Haberin Devamı

3 DAKİKADA 1 DOSYA

Bir yıl 365 gün.

Bunun içinde 52 cumartesi, 52 pazar olmak üzere 104 gün hafta sonu tatili var. Adli tatil ve bayramlar derken, yıl içindeki toplam çalışma günü 220 gün civarında.

MESS Müşavir Avukatı Uygur Bostancı’nın, bu konuda yaptığı hesaplama aşağıdaki gibi:

35.552 (dosya) / 220 (gün) = 161.6 bir günde bakılması gereken dosya

8 (günlük mesai saati) x 60 dakika = 480 dakika (8 saatlik mesai)

480 (dakika) / 161.6 (dosya sayısı) = 3 dakika

Görüldüğü gibi, bir dosya için ayrılabilen süre ortalama 3 (üç) dakika!..

İNANILIR GİBİ DEĞİL

Evet... Bu 3 dakikada, işçileri ve işverenleri yakından ilgilendiren dilekçelerin, belgelerin ve mahkeme kararının da yer aldığı, bir kısmı da seri davalar olan ya da usulden reddedilen onbinlerce dosya inceleniyor, tartışılıyor ve karara bağlanıyor.

Ne dersiniz, "İnanılmaz bir performans" demekte haksız mıyız?

Hemen belirtelim, bu inanılmaz performansa rağmen, 2009 yılına 22 bin 346 dosya devretmiş.

Yargıtay’ın diğer dairelerinin durumuna ve konuya ilişkin değerlendirmemize de salı günü yer vereceğiz.

Kötü haber

SEKRETER
patronuna "Size kötü bir haberim var!.." demiş.

"Off!.." diye cevap vermiş patronu, "Hep kötü, hep kötü haber... Yahu bir de iyi tarafından bak olaylara, bu ne olumsuz bir yapı?.."

"Tamam..." demiş sekreter dişlerini sıkarak, "Laboratuvardan raporum geldi, kesinlikle kısır değilmişsiniz!.."

(Teşekkürler Yıldırım TUNA)

Kadın

KADIN
kendi başına ne gül goncasıdır ne de diken.

Koklamasını bilirsen gül, tutmasını bilmezsen diken olur.

Refik Halid Karay

(Teşekkürler Fikret VARCAN)

Hayatın kime bağlı

HAYATIN tamamen sana bağlı. Hayat sana resim yapman için sadece boş bir tablo sunar.

Resmi ya sen yaparsın ya da başkaları senin yerine yapar.

Anne kimdir

YEMEK yemeyen çocuğun dikkatini çekmek için elindeki tencere ve tavalarla maymunluk yapabilen kişidir, kafayı çocuklarıyla bozmuş, göbek bağı kopsa da, yürek bağı asla kopmayan, sevgi dolu fedakár insan dişisidir.

Ne kadar üzsen de 10 dakika sonra seni affeden zarif bir memeli türüdür, yağlı bile olsa tiksinmeden saçını okşayan, kucağına yatıran, öpüp koklayan tek varlıktır, meleğin süt verebilenidir.

Sevgiliden ayrılma haberi verildiğinde, "Amaaan ben sana daha güzelini bulurum" diyebilen komik bir karakterdir.

Mutfakta yaşayan, evde herkesi idare eden bir tür tatlı canlıdır.

Oğlunun damat, kızının gelin olduğunu görünce, çocuğu mezun olunca, çocuğu gol atınca, çocuğu hasta olunca, çocuğu askere gidince, çocuğu harçlıklarından 5 dolar biriktirdi diye, dolar yükselince, velhasıl buna benzer bir sürü şeye anında ağlayabilen, bu yazıyı okurken bile duygulanıp, gözleri dolabilen, ağlamaya meyilli bir yapısı olan duygu pınarıdır.

(Teşekkürler Nermin YURTERİ)

Memur çocuğu ile işçi çocuğunun farkı

DEVLET
memuru olan bir erkeğin, çocuğunun doğması ile sigortalı işçi olan bir erkeğin çocuğunun doğumunda, babalar açısından "ince bir fark" var.

Devlet memuru olan erkeğin, çocuğu doğduğunda babasına üç gün "doğum izni" veriliyor. Yasada, bu yönde düzenleme yapılmış (Devlet Memurları Kanunu Md. 104/B).

İşçi olan sigortalının, çocuğu doğduğunda ise babasına değil üç gün, üç saat bile izin yok. Çünkü İş Kanunu’nda bununla ilgili bir düzenleme yapılmamış!..

Uzun evliliğin sırrı

İTALYA’
da "uzun evliliğin sırrı" konulu seminerde konuşan 50 yıllık evli Guiseppe diyor ki:

Eşime hep iyi davrandım, memnun ettim, en önemlisi 25. yıldönümümüzde onu Amerika’ya götürdüm.

Sormuşlar:

-Peki 50. yıldönümünde eşin için ne yapacaksın?

Gidip onu geri getireceğim...

(Teşekkürler Ahmet AKPINAR, Engin EREM, Saim GÜVEN ve Erol BENEZRA)

Aşk ve çikolata

RUTGERS Üniversitesi’ne göre, aşk da tıpkı çikolata gibi, beynin dopamin salgılamasını sağlıyor. Bu salgı da ruh halini, enerji seviyesini yükseltiyor, odaklanmayı kolaylaştırıyor.

Haberin Devamı

Günün Sözü

Başarısızlık ve felaketlere rağmen, hayata karşı güvenlerini sonuna kadar saklayabilen iyimser insanlar, daha çok iyi bir anne tarafından büyütülmüş olanlardır.

Andre Maurois

Yazarın Tüm Yazıları