Kira gelirinin dayanılmaz cazibesi

2002 yılından bu yana, kira geliri elde eden mükellef sayısında, yüzde 103 artış olmuş.

Buna karşılık, aynı dönemde vergi mükellefi esnaf, sanatkár, tüccar ve serbest meslek erbabı sayısında, bırakınız artışı, aksine yüzde 4 ve 7 azalma olmuş.

2002 yılına göre, yalnızca şirket sayısında yüzde 12 artış olmuş.

YÜZDE 103 ARTIŞIN ANLAMI

Kira geliri elde edenlerdeki sayısal artış son bir yılda olmadı. Tablo-I ve II’de gördüğünüz gibi, gerileme olmadan, her yıl sürekli artmış.

Görünen o ki özellikle son yıllarda, insanlar işyeri açmak istemiyorlar. Belirsiz ve riskli bir ticaret ortamına girip vergi, sigorta, işçi, belediye, senet, çek vs. ile uğraşmak ve maddi kayba uğramaktan, halk arasındaki deyimle "sermayeyi kediye yüklemekten" çekiniyor ve kendileri açısından sağlam yolu tercih ediyorlar.

İşyeri açıp, 400-500 bin ya da 1-2 milyon TL’sini, ticarete yatırmak yerine, aynı paraya gayrimenkul alıp kiraya veriyor. "Böylesi daha iyi" diyor. Parasının bir kısmını da bankaya mevduat olarak yatırıyor ya da Hazine bonosu, tahvil, Eurobond alıyorlar.

Merak edip "Niçin gayrimenkul?" diye soruyoruz, "Ne yapayım, önümüzü net olarak göremiyoruz. Gayrimenkulde risk sıfır. Ayrıca çek, senet ve işçi derdi de yok. Maliye ile de uğraşmıyorsun, belediye ve SSK ile de..." diyorlar. Daha ötesi, çevrelerindeki işyeri sahiplerine "Bırak kardeşim bu işleri, zaten para kazanamıyorsun. Satıp paraya çevir. Alırsın faiz ve kirayı, hayatını yaşarsın" diye akıl verenler de var...

Doğru veya yanlış ama Maliye Bakanlığı’nın resmi verilerine göre, Türkiye gerçeği maalesef bunu gösteriyor...