En akıllı biziz!

Dünyanın çeşitli yerlerindeki Türkler yazıyor.

TÜRKİYE’DEN

64 yaşında, aklı başında, okumuş yazmış bir emekliyim. Şimdiye kadar Türk olmayı öven, atalarımızla övünen, hamaset ve ırkçılık kokan bir sürü yazı okudum. Neredeyse tamamı yakıştırma, uydurma veya palavra meziyetlerle doluydu. Ama sizin yazınızı okuyunca "Tamam işte budur!" dedim. Biz Türkler, gerçekten pratik zekalıyız. (Turgay G.)

Zaman zaman zekamızı kötüye kullandığımız oluyor ama evet pratik zekalıyız.

AMERİKA’DAN

Amerika’daki ilk yıllarımda ben de aynı kanıdaydım: "Bu insanlar ne kadar aptal! İnsiyatif kullanmaktan aciz. Pratik zekanın p’si yok." Yıllar geçtikçe anladım ki, tam da bu yüzden Amerika’da kurallar işliyor. Tam da bu yüzden, insanlar birbirlerinin hakkına saygı duyuyor. Ve medeniyet denilen şey, ancak bu şekilde var olabiliyor. Ben güzel ülkemde, insiyatif kullanmanın, işgüzarlık sınırlarını zorladığını gördüm. Tezcanlılık, uyanıklık ve başkalarının hakkına tecavüz etmek anlamına gelebiliyor. Trafik kazaları ve bir sürü başka kötü şey de yüzden oluyor. (İnci K.)

Haklısınız. Kural tanımamazlık bir bela. Ama sürekli kurallara uygun yaşamak da fena. Görev tanımının dışına kati suretle çıkamayan, neyi, neden yaptığını bilmeyen insanlar arasında yaşamak çıldırtıcı değil mi?

AVUSTRALYA’DAN

O havaalanındaki arkadaş, kalıbımı basarım, sizi görür görmez çözmüştür meseleyi. Ama anlamamazlığa geliyor. Avustralya’daki Çinlilerin ve Hintlilerin ortak özelliğidir bu. Sizi ve problemi sizden önce çakarlar ama çözümü sunmazlar, çünkü o sırada beyinlerinde "Bir çıkarım olur mu olmaz mı?"nın analizini yaparlar. Biz Türkler, bu anlamıyla çok daha saf ve iyi niyetliyiz. Hemen her şeye atlarız. Neden biliyor musunuz? Takdir toplamak ve alkış almak için. (Nafize.)

İlginç bir yorum, teşekkür ediyorum.

TÜRKİYE’DEN

Havaalanında başınıza gelenleri okudum da, çözüm bulamamanız beni şaşırttı. Hatta beni hayal kırıklığına uğrattınız. Bir Türk olarak nerede sizin pratik zekanız? Verseydiniz bir 20 dolar, bakın nasıl her şey hallolurdu. (G.İ)

Rüşvet ya da bahşiş verip iş bitirseydim değil mi? Aklıma bile gelmedi. Türkiye’de yaşamaya yaşamaya unutmuşum.

HONG KONG’DAN

İki yıl Hong Kong’da görev yaptım. Dubai’de yaşadıklarınızın kat kat beterini yaşadım. Hong Kong’lular muza benzetilir, dışı Çin sarısı, içi İngiliz beyazı. İngilizce anlarlar, milliyetçi duygular nedeniyle konuşmazlar ama sıkıştıklarında bülbül gibi şakırlar. Dünyanın o kısmıyla iletişim kurmak zordur. Ve bilin, bu süreklidir, asla geçmez, ilacı da yoktur. (Tolga K.)

Dışı Çin sarısı, içi İngiliz beyazı. Vaaaaay. Bilmiyordum, öğrendim, teşekkür ederim.

ALMANYA’DAN

Affedersiniz ama 5 yıldır Almanya’da yaşıyorum ve sizin hissettiğiniz şeylerin aynısını Almanlara karşı hissediyorum. Nasıl "düz"ler anlatamam. Eğitimlileri bile öyle. Kendimi bazen hızlı ve zekiden çok "üç kağıtçı Türk" gibi hissediyorum. Sanki pratik olmak, hızlı düşünmek olmaması gereken bir özellikmiş gibi. O kadar fark var yani. (Zeynep.)

Genelleme yapmak fena ama Almanlar da düz, doğru yani. En büyük biziz zaten!

GÜNEY AFRİKA’DAN

Güney Afrikalılar ağırkanlılıkta bir numaralar. Hele siyahlar. Onlardan en sık duyacağın iki sözcük: "Yarın sabah." İş mi yaptıracaksın yarın sabah, bir yere mi gitsinler istiyorsun, yarın sabah. Aman Allah’ım yeter ki o anda yapılmasın. Yarın sabah! (Özden.)

Bu bizim "İnşallah" ya da "Bakarız..." gibi bir şey herhalde.

İSVİÇRE’DEN

Suçlu sizsiniz. Neden mi? Çok verici tipik bir Türk annesisiniz de ondan. Eğer sizin yerinizde başka milletten biri olsaydı, çocuğunu uyandırır, "Hadi bakalım seni taşıyamam, yürüyeceksin!" derdi. İyi anne olmak, uyuyan çocuğunu sırtında taşımak değil, ona gereken sorumlulukları çok küçük yaşta verebilmektir. (Nuran.)

O zaman ben kötü anne olmak istiyorum Nuran Hanım! 4 yaşında çocuğu gecenin 3.5’da uyandırıp "Oyuncaklarını taşı!" demem.

TÜRKİYE’DEN

Biz Amerika’yla çalışıyoruz. Geçen gün Amerika’daki ortağımıza faks çekeceğiz, her zaman faksı yolladığımız kız da o gün izinli, onun yanındaki masaya fakslamak istedik, o kişinin tek yapacağı, o faksı alacak, bizim ortağın masasına koyacak. Kabul etmedi. "Bu benim görevim değil" dedi. Deli mi ne bunlar? (Esra Ü.)

Bana da tuhaf geliyor bunlar. Allah kolaylık versin ve karşınıza pratik zekalı insanlar çıkartsın. Amin!
Yazarın Tüm Yazıları