Al sana milli iradeden sorular

25 Eylül 2008’den bu yana soru önergesine yanıt yok. Tıpkı, 8 Ekim 2008’den bu yana, benzer konudaki soru önergesine yanıt verilmediği gibi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının 1994 ile 2001 arasındaki bazı işlemleri nedeniyle kamu zararı doğduğu iddia ediliyor.

1994 ile 2001 arasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı önce Recep Tayyip Erdoğan, sonra Ali Müfit Gürtuna.

İGDAŞ DAVASI


CHP Konya milletvekili Atilla Kart işin peşini bırakmıyor. Kart’ın arka arkaya verdiği soru önergelerinde dile getirdiği ve mahkemeye yansıyan üç iddia var. Soru önergesine göre:

Belediyenin tasarrufunda bulunan reklam panolarının hukuk dışı ilişkilerle kiralanması sürecinde oluşan 146 trilyon TL.

İGDAŞ bünyesinde organize suç ilişkileri ve kötü yönetimden doğmuş olan 269 trilyon TL.

BELBİM A.Ş. yönetiminde doğmuş olan 321 milyar TL tutarında zarar.

Bunlar içinde en çok bilinen İGDAŞ. Piyasa fiyatı 35 dolar olan cihazların 135 dolara alındığı ve bir bölümünün bozuk çıktığı iddiası.

Bugünkü dava, İGDAŞ’la ilgili. Zararla ilgili kamu davası açılıyor. Dava 2002’den bu yana devam ediyor. Bugün saat 11.00’de Bakırköy Adliyesinde 2007/64 esas no ile İGDAŞ davasına devam edilmesi bekleniyor.

Dava 142 kişiyi kapsıyor. Onların içinde bazıları bugün bakan, bazıları AKP milletvekili. O nedenle, dava önemli.

HANGİ DEMOKRASİ

Atilla Kart bu iddialarla ilgili 25 Eylül 2008’de Tayyip Erdoğan’ın, 8 Ekim 2008’de de İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın yanıtlaması istemiyle iki soru önergesi veriyor. Geçen yıllarda olayı izlediği gibi.

Kamu zararı doğmuş olduğu için, Hazine ve belediye adına yasal yolların neden işletilmediğini soruyor. Dosyada adı geçen bazılarının milletvekili yapılarak, dokunulmazlık zırhına alınıp alınmadığını soruyor.

Aradan üç aydan fazla süre geçiyor. Erdoğan ve Atalay sorulara yanıt vermiyor. Meclis içtüzüğüne göre, on beş günde yanıtlamak gerektiği halde. AKP Meclisin denetimini işletmiyor. Demokratik denetim tıkanıyor.

Oysa, başı sıkıştığı anda, Erdoğan’ın klasik tavrı, milli irade ve Yüce Meclis kavramlarına sarılmak. Al sana Yüce Meclisten soru önergesi. Al sana milli iradeden sorular.

Ama, Erdoğan ve ekibi sorulardan kaçıyor. Demokrasiyi sandıkta oy atmaktan ibaret görüyor. Kendini sıkıştıran sorulardan kaçarak, demokrasi anlayışının sınırlarını çizmiş oluyor.

Bugünkü duruşmayı izlemekte yarar var.

Atina’daki alevler

BİZİM medya, Atina’da başlayan kitle protestolarını tek bir nedene indirgiyor. Hangi TV ya da gazeteyi açsam:

Bir gencin polis kurşunu ile öldürülmesi.

Tamam, yangını başlatan o cinayet. Ama, o kurşunlar sadece kıvılcım. Oysa, protestoların böylesine yaygınlaşması ve bir türlü sona ermeyişinin altında çok başka nedenler var.

1- Bazı bakanlarla ilgili yolsuzluk iddiaları. 2- Ölçüsüz özelleştirmeye tepki. 3- Ekonomik kriz nedeniyle işten çıkartılanlar.

Yunanistan’ın ayağa kalkması, buna başka ülkelerden destek verilmesinin ana nedenleri bunlar. Yoksa, polisin tabancasından çıkan kurşunların koca bir ülkeyi alevlere boğması, İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmasını Avusturya Arşidükünün öldürülmesine bağlamak kadar komik.

Alevlerin nedenlerine dikkat ediyorsunuz, değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları