Merkez Bankası tek başına krizi engelleyemez

MERKEZ Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz dün Bakanlar Kurulu’na küresel kriz ve Türkiye’ye etkileri konusunda bir sunum yaptı. Sunumun genelde olumlu bir tablo çizdiği söylenebilir.

Bakanlar da bu sunumdan memnun kalmış olacaklar ki; Hükümet Sözcüsü Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, toplantıdan sonra yaptığı açıklamada "Merkez Bankası başkanımız bize yaptığı sunumu kamuoyuna da yapacak, durumu anlatacak" dedi.

Bu arada Çiçek’e "Başbakanın krizin tepe noktasına ulaşıp inişe geçtiği" yolundaki sözleri hatırlatılıp, "Merkez Bankası Başkanı ne düşünüyor" diye soruldu. Çiçek önce soruyu "finansal kriz" diye düzeltti, ardından "finansal kriz başka ekonomik kriz başka" diye açıklama yaptı ve Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın da aynı fikirde olduğunu söyledi. Anladığımız kadarıyla Bakanlar Kurulu, Merkez Bankası’nın daha itibarlı olduğu gerçeğini kabul edip, çizdiği olumlu tabloyu halka da anlatmasını istemiş.

Şu anda Merkez Bankası’nın itibarı olması gereken düzeyde değil ama özellikle kriz konusunda Bakanlar Kurulu’ndan daha itibarlı olduğu da kesin...

Çünkü Merkez Bankası kriz döneminde piyasalara güven verecek biçimde davrandı. Baştan beri önlemlerini aldı ve piyasalar Merkez Bankası’nın arkalarında olduğunu, gerektiği takdirde Merkez Bankası’na başvurabileceklerini gördüler.

Merkez Bankası dünkü bakanlar kurulu sunumunda aldığı önlemleri sayıp, "fiyat istikrarını sağlama temel amacı ile çelişmemek kaydıyla, önümüzdeki dönemde piyasada YTL likidite sıkışıklığı arttığı takdirde" yapacaklarını da sıralamış. Bu takdirde teknik faiz indirimini erkene alıp operasyonel yapıyı değiştirebileceğini, likidite sıkışıklığının gelişimine bağlı olarak repo işlemleri ile fonlama vadesini uzatabileceğini, ikinci el piyasadan doğrudan devlet tahvili-hazine bonosu alımları yapabileceğini, likidite sıkışıklığının kalıcı olarak artması ve diğer önlemlerin yeterli olmaması halinde, YTL zorunlu karşılıkların sınırlı ölçüde indirilmesini gündeme alabileceğini söylemiş.

Fonlama oyununu daha önce de yaşadık

YANİ Merkez Bankası krizin etkilerini azaltmak için elinden geleni yapmaya devam ediyor. Ancak Merkez Bankası’nın krizi, krizin etkilerini tek başına önleyemeyeceğini unutmamak gerek. Daha doğrusu parasal tedbirlerle krizin etkilerini gidermek ancak bir ölçüde mümkün. Bununla birlikte mutlaka siyasi kararlara, mali disipline, daha köklü politika tedbirlerine ihtiyaç var. Merkez Bankası Başkanı sunumunda hangi ülkenin ne önlem aldığını anlatmış. Bakanlar ve Başbakan umarız bu ülkeleri, ne önlem aldıklarını iyi dinlemişlerdir.

Biz sadece parasal tedbirlerle "durumu kurtarma oyunu"nu daha önce gördük. 1997’den sonra Rusya ve Asya krizlerinin ardından dış kaynak kesilince, "el çaka-yer çaka" denilen oyunu uzun süre oynadık. Yani şimdi olduğu gibi Merkez Bankası bankalara ucuz fon verdi, o fonla bankalar kamu kağıdı aldı, kárlı biçimde saadet zinciri sürdü, gitti. Ta ki, bu oyun iyice sıkışıp, 2000 yılı programına gerek kalana, ardından 2001 krizi yaşanana kadar. O yüksek kamu kağıdı stokları nedeniyle batan bankalar hala tartışılıyor, unutmayalım...

O dönemle farklar var ama bu saadet zincirinin uzun süre devam etmesi de imkansız.

Bankalar şimdi bu oyundan memnun ama ülke ekonomisi oyun uzarsa yine zarar görür.

İşte bu nedenle parasal politikalar, Merkez Bankası’nın tek başına çabası krizin etkilerini gidermeye yetmez. Mutlaka IMF’le anlaşma dahil, köklü politik kararlar lazım.

Zaten Merkez Bankası sunumdan sonra yayımladığı son Para Politikası Toplantı özetinde "Uluslararası finans piyasalarındaki sorunlara karşı ekonomimizin direncini koruması için basiretli bir para politikası gereklidir fakat bu tek başına yeterli değildir. Mevcut şokların ekonomiye etkisinin sınırlı kalması için, mali disiplinin sürdürülmesi ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi de en az para politikası kadar önem taşımaktadır. AB’ ye uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ve programda öngörülen yapısal reformların hayata geçirilmesi konusundaki çabaların sürekliliği önemini korumaktadır " deniyor. Haksız mı?
Yazarın Tüm Yazıları