Cadı kazanları bu akşam devrilir

BİR Türk kızı bir Kürt erkeğe aşık oluyor. Hooop, o nasıl söz öyle? Ne zamandan beri bir Türk kızı böyle bir halt karıştırıyor?

Aşık oluyorsa ne oluyor? Hooop, o kız belli ki, çiğ süt emiyor. Bu durumda tekme, tokat, aç bırakmak, damdan atmak, vs. O Türk kızı, bir Kürt erkeğe aşık olarak, cezanın her türlüsünü hak ediyor. Kahpelik parayla mı?

Ya bu bir film ise? Bir Türk kızının bir Kürt erkeğe aşık olduğunu anlatan bir film ise? Çok basit, o film sansüre uğruyor.

Ne yani, koca Türkiye Cumhuriyeti bir Türk kızının bir Kürt erkeğine aşık olmasını anlatan bir filme izin mi verecek? Bizim kırmızı çizgilerimiz var. O çizgiler arasında, böyle bir aşka yer yok. Filmde bile yok.

Onun için elbette sansür. Ancak, sansür sorunu çözmüyor, daha büyütüyor. Hatta, ele güne bizi rezil ediyor.

Bununla birlikte, ortada çelişki var.

GİTMEK

Yaptığı filmlerle çeşitli ödüller kazanan yönetmen Hüseyin Karabey son olarak "Gitmek" adında bir filme imza atıyor.

Film, bir Türk kızının bir Kürt erkeğe aşkı çevresinde, belli olayları anlatıyor. Birilerini rahatsız edecek siyasi, askeri vs. bir şey yok.

O kadar ki, filmi Kültür Bakanlığı destekliyor. Bakanlığın Tanıtma Fonu filme katkıda bulunuyor. Üstelik, Frankfurt Kitap Fuarı’nda gösterilmesine öncülük ediyor.

Ne var ki, aynı filmin İsviçre’de bir festivalde gösterimine Kültür Bakanlığı izin vermiyor, film İsviçre’de sansüre uğruyor ve kıyamet kopuyor.

İSVİÇRE’DE FESTİVAL

Aralık başında İsviçre’de bir festival var. Festivalde konu bu yıl Türkiye. Türk edebiyatı, Türk tiyatrosu ve Türk filmleri. Festivali İsviçre Cumhurbaşkanı ile Abdullah Gül’ün birlikte açması bekleniyor.

Filmler arasında Yılmaz Güney’den Yol ve Sürü, Nuri Ceylan’ın hemen tüm filmleri ve Hüseyin Karabey’in "Gitmek" filmi var. Buraya kadar her şey iyi.

20 Ekim günü sahneye Kültür Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı çıkıyor. Herhalde kendiliğinden çıkmıyor. Festival sorumlusu İsviçreli’den "Gitmek filminin programdan çıkartılmasını" istiyor. Aksi halde, "festivale verilecek maddi yardımın kesileceğini" bildiriyor.

Tipik sansür. İsviçre basınında patlıyor. Sansürün nedeni sorulduğunda, o genel müdür yardımcısının ağzından inciler dökülüyor:

"Ben Türkiye’deki duyarlığın temsilciyim. Bir Türk kızının bir Kürt erkeğine aşık olması, Türkleri rencide eder."

Neresinden tutacaksınız bu lafın?

GALA BU AKŞAM

Bakanlık filmi önceden biliyor. Kimse itiraz etmiyor. Zaten edecek bir şey yok. Ne var ki, festival programı hazırlanırken, Türkiye’de her zaman olanlar oluyor, birileri sahneye çıkıyor ve perdeler kapanıyor.

Derin devletin her yerde temsilcisi hazır ve nazır. Film festival programından çıkartılıyor.

İsviçre’de sansüre uğrayan "Gitmek" filminin, bu akşam İstanbul’da galası var.

Yarından itibaren de, Türkiye’de yirmi kentte gösterime giriyor.

Bu bağnazlığı, bu akılsızlığı, bu sersemce milliyetçiliği herkesin gözüne sokmak için, "Gitmek" filmine gitmek gerek.

Cadı kazanlarını devirmek gerek. Bu akşamdan başlayarak.
Yazarın Tüm Yazıları