İzmir’in enerjisi beni etkiledi buraya yerleşmeye karar verdim

Enrique Maestre, dünyada Latin müzik tarihi ile Latin perküsyon üzerine uzmanlaşmış dört kişiden biri olarak kabul ediliyor.

Bu konuda bir de kitabı bulunan Maestre, enerjisine hayran kaldığı İzmir’e yerleşmiş ve İzmirlilere Latin müziği öğretmeyi görev edinmiş.

Æ Latin müziğine ilginiz nasıl başladı?

Æ Ben Latin müzikle büyüdüm. Ama gerçek anlamda bu müziğe gönül verişim Batı Yakasının Hikayesi’ndeki Amerika isimli şarkıyla oldu.

Æ Nasıl bir müzik eğitimi aldınız?

Æ 10 yaşında müzik eğitimine başladım. 17 yaşımda Real Conservatorio Superior de Música de Madrid’de Latin müzik tarihi ve Afro Karayip perküsyon eğitimi aldım. Müzik sonsuz ve sınırsız bir şey. Yaşamım boyunca workshop ve seminerleri izledim, hala araştırmaya ve öğrenmeye devam ediyorum.

Æ Hangi orkestralarda çaldınız?

Æ Eğitimim süresince pek çok amatör orkestrayla çalıştım. Eğitimim sonrasında ise Jaime Rodriguez, SalsaYa Big Band ve Ponteio gibi büyük orkestralarla çalıştım.

Æ Çalıştığınız dünyaca ünlü müzisyenler kimlerdi?

Æ Jaime Rodriguez, Nicky Marrero, Linda "India" Caballero, Jose Feliciano, Tito Puente, Celia Cruz ve Luis Conte ile çalıştım.

Æ Dünyada Latin müziğini en iyi bilen dört kişiden biri olarak gösterildiğiniz doğru mu?

Æ Sadece dünyada Latin müzik tarihi ile Latin perküsyonda uzmanlaşmış, perküsyonun Latin müziğindeki önemini araştıran, bu konuda kitaplar yayınlayan, dünyaya Latin müzik tarihinde perküsyonun yerini tanıtmaya çalışan 4 kişiden biriyim. Diğer 3 kişi Jose Urfe, Odilio Urfe ve Helio Orovio.

Æ Latin müziği tarihinde sizi en çok şaşırtan ne oldu?

Æ Güney Amerika’da müzik türlerinin ve varyasyonlarının varlığı ve yaratıcılığın sınırsızlığı. Mesela, biz Avrupalılar klasik müzik gibi ağır müzikler dinlerken, Latin müziğindeki hareketlilik ve coşkunun var oluşu ki Son müziğini tüm dünya hala büyük bir keyifle dinlemeye devam ediyor. Buna en iyi örnek Buena Vista Social Club..

Æ Latin müziği hakkında neleri yanlış biliyoruz?

Æ Aslında yaşamımızın her anı Latin müzik dinliyor olmamıza rağmen ne dinlediğimizi pek bilmiyoruz. Reklamlarda kullanılan jinglelar, cafe restaurant ve alışveriş merkezlerinde çalınan parçaların yüzde 80’i Latin. Bu müzikle ilgili çok az bilgi olduğu için nelerin yanlış olduğunu söylemem çok zor.

İZMİR’İN İNSANLARININ DOĞALLIĞI, YAKLAŞIMI ÇOK ETKİLEYİCİ

Æ Neden İzmir’e yerleştiniz?

Æ İzmir’e ilk geldiğimde bu şehre ve bu şehrin insanına hayran kaldım. İnsanların yaklaşımı, doğallığı ve yaydıkları enerji beni çok etkiledi ve bu şehirde yaşamaya karar verdim.

Æ Burada neler yapıyorsunuz?

Æ Latin müzikle ilgilenen ve bu müziği seven ya da tanımak isteyen herkese seminerler, konferanslar ve workshoplar veriyorum.

Æ Her isteyen perküsyon ya da Latin müziği çalabilir mi yoksa özel yetenek mi gerekir?

Æ Bence her isteyen perküsyon çalabilir ve Latin müziğini öğrenebilir. Ancak bu müzikte ne kadar başarılı olacağınız tabii ki hem yeteneğinize, hem de ne derece istekli olduğunuza bağlıdır. Herkes her öğrendiği şeyde profesyonel olacak diye kural yok. Sadece bilmek ve bu işten zevk almak için de hobi bazında perküsyon çalabilirsiniz.

İKİ KÜLTÜRDE YETİŞMEM VİZYONUMU GENİŞLETTİ

Æ Annenizin Kolombiyalı, babanızın Hollandalı olması, bu karışım size neler katmış olabilir?

Æ İki farklı kültür arasında büyümüş olmam vizyonumu genişletti. Farklı kültürleri de tanıma isteğimi körükledi. Ve sanırım Avrupa disiplini ile Latin kvraklığını yaşamıma taşıdı.

Æ Hollanda Antilleri’nde doğup belli bir yaşa kadar orada büyümeniz sizde ne gibi farklılıklar yaratmış olabilir?

Æ 12 yaşıma kadar Antiller’de yaşadım. Çocukluk dönemi için büyük avantajdı. Özgürce oynama ve kendimi ifade etme şansım vardı. Ayrıca farklı kültür ve ırktan insanların arasında yetiştim. Melezler, beyazlar ve zenciler. Sanırım bu süreçte diğer kültürlere adapte olma konusunda iyi eğitim aldım.

ÖMRÜM BOYUNCA LATİN MÜZİK ELÇİSİ OLARAK ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİM

Æ Kaç kitap yayınladınız, kitaplarınızda neler anlatıyorsunuz?

Æ 9 kitap yayınladım. Son kitabım "Latin Perküsyon ve Latin Müzik Tarihi" Türkçe’ye çevrildi. İsminden de anlaşılacağı gibi Latin müzik tarihini ve bu müzikte perküsyonun yerini ve önemini anlatıyorum. Aynı zamanda Latin müziğin önemli isimlerini tanıtıyorum. Bu müziği icra eden ve dinleyenlerin hayatlarına neler kattıklarını anlatmaya çalışıyorum.

Æ Bundan sonrası için projeleriniz neler?

Æ Latin müziğin dünyadaki en önemli müzik olduğunu düşünüyorum. Ömrüm yettiği sürece de Latin müziği hak ettiği yere getirebilmek için bir müzik elçisi olarak çalışmaya devam edeceğim.

ENRIQUE MAESTRE KİMDİR?

1963’te Hollanda Antilleri’nden biri olan Bonaire’de doğdu. Perküsyon çalmaya Kolombiyalı annesinin oynaması için verdiği sabun kutuları ile 8 yaşında başladı. 10’lu yaşlarda babasının desteği ile Bonaire’de müzik eğitimine başladı. 5 yıl sonra, 1978’de ailesiyle Hollanda’ya taşındıklarında "Fania All Stars"ın perküsyonisti "Nicky Marrero" ile karşılaştı ve ondan da ders aldı. 20 yaşına kadar amatör orkestralarla çaldı. Bu arada ünlü piyanist Porto Riko’lu Jaime Rodriquez onu keşfetti. 5 yıl sonra Enrique, kendi orkestrası olan "Salsa Ya Big Band" ile 4 yıl Avrupa turnesi yaptı. 1992’de gittiği Güney Afrika’da Latin perküsyon workshoplar verdi. 200 Güney Afrikalı perküsyonistle "Samba Konseri" verdi. 2001’de dünyada en iyi marakas çalan kişiler arasında aday gösterildi. 2002’de Türkiye’de yaşamaya karar verdi. Şimdi İzmir’de, Latin müziği ile ilgilenen herkese ders veriyor. 2005’te Latin Perküsyon&Latin Müzik Tarihi isimli kitabı Türkçe yayınlandı.

ÇOK BEĞENDİĞİM TÜRK MÜZİKLERİNİN YANINDA BENİ SIKAN, YORAN MÜZİKLER DE VAR

Æ Ne zamandır Türkiye’de yaşıyorsunuz, neden burada yaşamayı seçtiniz?

Æ Yaklaşık 6 yıldır Türkiye’deyim. İlk 4 yılımı İstanbul’da geçirdim, iki yıldır da İzmir’deyim. Türkiye’ye geldiğimde Latin dansların ne kadar popüler olduğunu gördüm ancak Latin müzik bilgisi çok azdı. Müziğimi öksüz gibi hissettim. Ben de Türkiye’de insanlara Latin müziğini öğretmeyi hedefledim ve kalmaya karar verdim.

Æ Türk insanının müzikle nasıl bir ilişkisi var sizce?

Æ Tüm dünya insanları gibi Türkler de duygularını müzikle ifade ediyor ve tarihleri boyunca pek çok farklı ve ilginç müzik stilleri yaratmışlar. Aynı zamanda farklı müzikleri dinleme ve öğrenme konusunda son derece istekliler.

Æ Türk müziği hakkında neler düşünüyorsunuz?

Æ Çok beğendiğim parçalar ve müzisyenler var. Halk müziği ve Türk sanat müziği içinde çok değerli eserler var ve bu eserleri hayranlıkla dinliyorum. Ancak hepsini çok seviyorum dersem yalan söylemiş olurum. Hoşlanmadığım beni sıkan ya da yoran müzikler de var.

Æ Çalıştığınız ya da eğitim verdiğiniz Türk müzisyenler kimlerdi?

Æ Engin Gürkey, Asım Ekren ve Ayhan Sicimoğlu ile çalıştım.

AFRİKALI PERKÜSYONCU İLE GÜNEY AFRİKA’NIN EN BÜYÜK SAMBA GÖSTERİSİNİ YAPTIK

Æ Sizi dünyanın en iyi marakas çalan kişileri arasında gösteren hangi kurum oldu?

Æ 1994’te Latin Amerika Müzik Kurumu, en iyi marakas çalan kişiler arasında gösterdi. Ama ben bunu bir şaka olarak algıladım, çünkü dünyada binlerce enstrüman ve bunları çalan yüzbinlerce kişi arasında bu tür bir yakıştırma bana göre pek mümkün değil.

Æ Güney Afrika’da dünyanın en büyük Samba gösterisini verdiğiniz doğru mu? Nasıl bir gösteriydi?

Æ 1997 yılında Sun City amfitiyatroda, 200 Afrikalı perküsyoncunun katılımı ile Güney Afrika’da o güne kadar yapılmış en büyük Samba gösterisini gerçekleştirdik.
Yazarın Tüm Yazıları