Yasaklarla doğru yer bulunmaz

DOĞRU yer neresi?

Dün Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un "Herkesi dikkatli olma ve doğru yerde bulunma daveti"ne yanıt verdi.

"Biz terorizme karşı doğru yerdeyiz" dedi "Gerisini yanlış yerde olanlar düşünsün."

Türkiye çok ciddi bir süreçten geçiyor. Terörizme karşı mücadele gerekçesi ile haberler karartılıyor, soru soranlar ya benden yanasın ya da ondan ikilemine sıkıştırılmak isteniyor, Genelkurmay askeri mahkemesi eleştirileri yasaklama kararı alabiliyor.

Şiddetin bir siyaset yöntemi olarak kullanılmasına karşı olmak doğru yerse ben de oradayım.

Ama son günlerdeke tartışmalardan anladığım "doğru yer" ile benimki örtüşmüyor.

Doğru yeri biz belirleriz anlayışı, terörizmin kitle temelini eritecek olan demokrasiye ve onun vaz geçilmez koşulu olan ifade ve haber alma özgürlüğüne darbe vuruyor.

ALTINDA İMZAMIZ VAR

Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin 2 Mart 2005’de Bakanlar Komitesi’nde aldığı karar, Terörizme karşı mücadelede ifade ve basın özgürlüğü ile ilgili.

Terörizmin, en önemli insan hakkı olan hayat hakkına kast ettiği için demokrasinin en büyük tehdidi olduğu vurgulanan karara dönüp bir daha bakmakta yarar var.

Orada, "Terörle ilgili haber veren yayın organlarının terörizme hizmet ettiği vurgusundan kaçınılmalıdır" deniyor.

Orada, terör bahanesi ile ifade ve basın özgürlüğünü kısıtlayıcı ölçüsüz önlemlerden kaçınılması çağrısında bulunuluyor.

Orada, gazetecilerin kaynaklarını açıklamama hakkına saygı isteniyor. Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’nun 10’uncu maddesine atıfta bulunularak terörizmle mücadele bu hakkın ihlali için bir gerekçe teşkil edemez deniyor.

Orada, gazetecilerin düzenli yeterli bir biçimde bilgilendirilmeleri, olay yerine gazetecilerin girişini engelleyen kısıtlamaların sınırlı ve geçici olması gerektiği hatırlatılıyor.

Orada, "Editoryal bağımsızlığa saygı duyulmalı ve her türlü baskıdan kaçınılmalıdır" deniyor.

OTOSANSÜR TEHLİKESİ

Aynı kararda gazetecilere de sorumlulukları hatırlatılıyor.

Terörle mücadele edenleri tehlikeye atmama, haberlerde halk arasında düşmanlık ve kin duygulrının yayılmasına yol açacak üsluptan kaçınma gibi.

Gazetecilerin sorumlulukları arasında kendini sansür eğilimine karşı durma da var.

"Kamuoyunu fikir oluşturacak gerekli bilgiden yoksun bırakacağı için, gazeteciler kendi kendilerini sansürden kaçınmalıdırlar."

Terör olaylarıyla ilgili haberlerde gerçeğin açıkça yansıtılması gerektiğinin altı çiziliyor.

Neden? Çünkü ancak gerçeğin bilgisine ulaşan bir insan doğru fikir geliştirebilir ve ancak o zaman doğru yeri, doğru biçimde tayin edebilir.

Durduğu yer yasakların kendisine gösterdiği yerse, orada dursa bile, onun da o doğrunun da içini kurt kemirecektir.
Yazarın Tüm Yazıları