Yaz nasıl geçiyor

- SÜREYYA YALÇIN CEPHESİNDE...

Haberin Devamı

Gündüzleri hep aynı Bodrum plajının (Moon Beach) aynı güneş yağlı/ıslak locasında, cuma ya da cumartesi geceleri ise Cenk Eren’in pavyonunda sezonluk kiralanmış bir başka gece locasında (ömür) geçiyor.
Ya da biz öyle sanıyoruz! Belki de Süreyya Yalçın tüm bu Bodrum localarına bir adet dublörünü oturtuyor. Kendisi o sırada bambaşka diyarlarda bambaşka locaların peşinde koşturuyor. Olur mu olur...
- AJDA-SEZEN-NİLÜFER-NÜKHET CEPHESİNDE...
Maşallah ‘taş’ gibi geçiyor. Çünkü hâlâ güncel, hâlâ konuşuluyorlar. Bol para harcanan son Ajda konseri “uçsa mıydı uçmasa mıydı” diye türlü dalgalara/polemiklere konu oldu ama sonuç değişmedi: Ajda
kendinden bahsettirmeyi bildi.
Sezen ise son zamanlardaki en iyi performansını gösterdiği konser serisinde Nilüfer ve Nükhet Duru’yla resmi geçit yaptı. Özellikle Nilüfer’in “Sen Ağlama”lı geri dönüşü yazın en iyi karelerindendi.
- POPÜLER KÜLTÜR CEPHESİNDE...
Bir “kapak lanetidir” gidiyor. Elif Şafak ve Nil Karaibra-himgil bu lanetin son kurbanları. Yayınladıkları işlerin kapakları hep bir başka şeye benzetildi.
İstanbul seyircisi ise arka arkaya güzel konserler gördü, Maçka Küçükçiftlik Parkı en çok uğranan konser alanlarından biri olup çıktı...
Fransız şarkıcı Zaz, konserinde en uzun Türkçe cümleleri arka arkaya sıraladı ve kendisinin önümüzdeki yıl Türkçe Olimpiyatları’na Fransa’yı temsilen katılmasında bir sakınca olmadığına şipşak karar verildi...
Ama Efes One Love Festivali’nde yaşananlar canımızı sıktı, hâlâ da sıkıyor.
11 yıllık güzelim festival, bir acayip alkol hassasiyeti nedeniyle gerilimli bir hadiseye dönüştü.
- DENİZDEN ÇIKARKEN ‘YAKALANDIM’ CEPHESİNDE...
Şartlar eşitlendi gibi. Gülben Ergen’in selülitli pozlarının ardından ünlü erkeklerin de göbekli ya da kaslı fotoğrafları çekilmeye başlandı.
Ama medyanın acımasız kahvehane dili, Deniz Seki’nin fotoğrafına “Deniz Anası” başlığını uygun görerek bir kez daha kendini/Alien yüzünü gösterdi.
- BODRUM CEPHESİNDE...
Bodrum; cennet koylarına, yarımadalarına yapılan dev otelleriyle gündeme geldi, halen de geliyor. Mandarin Oriental projesi sonrası şimdi de Pina Yarımadası’ndaki otel polemik rüzgarları eşliğinde inşaatına tam gaz devam ediyor...
Türkbükü’nün ise lahmacunu aniden meşhur oldu. Pahalı lahmacunun sahibi de bu gündem sayesinde evinde ağırladığı ünlü Amerikalılar’dan bahsetme fırsatını buldu. Ne denli mühim bir turizm elçisi olduğunun altını çizip imaj parlatarak...
- ÇEŞME CEPHESİNDE...
Bir arkadaşımın tanımlamasıyla “koca bebeler”, yani 15-18 yaş arası güzelim gençlik aynı Türkçe pop melodilere sağ el havada bir ileri bir geri salınarak ritim tutmaya devam etti/ediyor.
Ayrıca Bobou, Supper gibi şık/parlak mekanlarda geceleri boy göstermek de işin cilasından sayılıyor.
Çapkın kız Berrak Tüzünataç örnek alınarak şezlongta adam asmaca oynanıyor...
Alaçatı’da ise hepsi de birbirinden alımlı ve bol otlu/balıklı/mezeli leziz restoranlarda memleketin gidişatı üzerine yüksek sesli konuşmalar yapılıyor. Ama ertesi gün plajda esen sert rüzgardan olsa gerek her şey unutuluyor...

Haberin Devamı

Eski Otto yeni Lokma’dan açıklama

Haberin Devamı

Pazartesi günü Efes One Love Festivali’ne dair not-
larda şöyle yazmıştım: “Herke-
sin dilindeki söylenti şuydu:
Otto’nun işletmesi Rumelihi-sarı’ndaki içkisiz kafe-restoran Lokma’ya verilmiş. O yüzden ruhsat kullandırılmamış.” Yazı üzerine Lokma’nın işletmecisi Emre Kocadağ aradı.
Tüm olanlardan kendilerinin sorumluymuş gibi gösterilmesine üzüldüğünü belirtti.
“Peki neler oldu?” dedim. Hızlı hızlı sordum, o da aynı hızda olan biteni anlattı:
“Evet, Otto’culardan yeni devraldık burayı. Buradaki mekanımızı sonbaharda açacağız. Ama adı Lokma olmayacak, konsepti de farklı olacak.
O gün festivalde yaşanan durum ise şuydu: Otto’nun bulunduğu nokta, aslında daha önceki festivallerde hiç satış noktası olarak kullanılmamış. Çünkü Otto’nun Tuborg’la anlaşması varmış.
Bizim böyle bir anlaşmamız olmadığı için satış noktası olarak kullanılmasında sakınca görmedik. Ve her şeyi hazırladık, bitirdik. Ama diğer iki satış noktasıyla beraber ortak bir karar verildi. Ben tek başıma bu kararı almış değilim. Sanki biz bu kararı aldırmışız gibi bir hava yaratılıyor. Neden böyle bir karar çıksın isteyeyim?
Biz de para kazanacaktık sonuçta satışlardan. Ama bizi aşan şeyler oldu.”

Yazarın Tüm Yazıları