Yatağa kalabalık giriyorum!

Pazar Kelebek için Nazan Öncel’le yaptığımız sohbetin bir kısmı bugüne kaldı.

Haberin Devamı

Nazan Hanım’ın hayali ne, otel odalarını ve kuştüyü yastıkları neden sevmiyor, başkalarına verdiği şarkıları neden kendisi de okumuyor, şarkıcılığın en sevdiği yönü ne, üretim süreci nasıl geçiyor, hepsi aşağıda...

İnsan hayalleriyle yaşarmış, hayal olsun, kırıklığı olmasın diyerek soruyorum, sizin hayalinizde ne var?
- Annemin şu an yattığı yerde, bizim köyde (İzmir Selçuk’a gelmeden Torbalı-Özbey) büyük bir medeniyet var. 10 sene önce kazı çalışmaları tamamlandı. Orayı tanıtmak için o amfitiyatroda bir konser vermeyi, oranın turistik bir yere dönüşmesini istiyorum. Dolayısıyla annemin de ziyaret edeni çok olur.

Kuştüyü yastık ve otel odalarını sevmiyormuşsunuz. Nedenini öğrenebilir miyim?
- Kuştüyü yastıklara mesafeli oluşum hayvan sevgimdendir. Otel odalarında da bir ev sıcaklığını ve samimiyetini bulmak imkansız. Kral dairesinde bile kendimi diken üstünde hissederim. Morg gibi gelir bana. O yüzden konser zamanlarında ev tipi otellerde konaklamayı tercih ediyorum.

Başkalarına verdiğiniz ve sonrasında hit olan şarkıların ardından neler düşünürsünüz? Bir gün bunları kendiniz söylemek ister misiniz?
- Bugüne kadar okumayı hiç düşünmedim. O insanlar seslendirmiş, onların sesinden sevilmiş şarkılar onlar. Şimdi ille de bu benim eserimdir, bir de benden duyun derdine düşmek ayıp gibi geliyor. Günün birinde bir tribute albüm için yapılacak olursa buna bir itirazımız olmaz sanırım.

Neden şarkıcı oldunuz desem? En çok ne açıdan besliyor sizi?
- Bir gün Bop Hope’a “Aktör olacağına gidip balık tutsaydın ya” demişler, o da “Balıklar alkışlamıyorlar ki” diye cevaplamış. Bizimki de o misal.

Üretim süreciniz nasıl geçiyor? Doğum sancısı gibi mi, yoksa keyifli mi?
- Bir gece uyurken ayağımla tempo tutuyormuşum, annem görmüş. “Uyurken şarkıya devam ediyordun” dedi. Yatağa kelimelerle bayağı kalabalık giriyorum. Ata sporu gibi cirit atıyor kelimeler beynimde. Matematik tutana kadar beynim durmuyor. Bazen diyorum ki, beynim bir dükkan olsa da akşamdan akşama kepenkleri indirebilsem... Ama ne mümkün.

Hayvan şarkınıza ithafen, kötü adama hayvan demek hayvanlara hakaret olmuyor mu?
- Oluyor ama demiş bulunduk bir kere. Teşbihte hata olmaz.

Nasıl şarkı yazarsınız? Diziler, kitaplar ya da kendi hayatınız mıdır ilham kaynakları?
- Kitaplar malum. Tiryakilik benimkisi. Başkalarının hayatları da şarkılara girebiliyor. Ceylan mesela. Lice’de koyunlarını otlatırken vurulan Ceylan’ın annesinin, kızının parçalarını eteklerine doldurduğunu gördüğümde beynimden vurulmuşcasına sarsılmıştım. O gece Ceylan’a şarkı yazmıştım, “Göç’e Devam” albümüne koymayı düşünüyorum.

Haberin Devamı

Bir Beşiktaşlı olarak...

Haberin Devamı

Bir Beşiktaşlı, babadan, kandan, candan bir Beşiktaşlı olarak pazar gecesi Beşiktaş-Galatasaray maçında yaşanan olaylara yorumlarım aşağıdaki gibidir.
Gerçek Beşiktaşlı o frikik atılacakken, gol ihtimalinin kokusunu alır ve sahaya girmez. Beşiktaşlı öyle dört maç kazanmakla havaya girip, yenilgiyi kabul edemez hale gelmez.
Sahaya girenler kimlerdendir bilemem ama bildiğim tek şey seyirci rekoru kırılacak diye önüne gelenin kontrolsüz bir biçimde tribüne çekilmiş olduğudur.
Gezi’ymiş, provokasyonmuş, 1453’müş, delirmiş taraftarmış, her neyse, her kimse pazar gecesi sahaya inenler, gerçek Beşiktaşlı’ya, ligde iyi giden Beşiktaş’a haksızlık yapmıştır.
Sadece Beşiktaş’a değil üstelik, hani biz Euro 2020’ye adaydık ya, ona da geçmiş olsun.

Yazarın Tüm Yazıları