Yasemince... Sadece bakıyoruz

Yıllar önce araştırmacının biri Türkiye'ye gelir. Anadolu'yu dolaşır. Büyük bir hayranlık ve şaşkınlık içinde her yerden güldür güldür akan sulara bakıp ‘‘Bu sular böyle akar?..'' diye sorar... Bizimki de ‘‘Akar...'' diye cevap verir. Bunun üzerine araştırmacı, ‘‘Türkler de böyle bakar?..'' diye sormaya devam eder. Bizimkinin cevabı kısa ve özdür, ‘‘Bakar'' der... Evet, sadece bakıyoruz. Millet susuzluktan inlerken, biz de her tarafımızdan şarıldayıp akan canım suların ortasında öylece akıp gitmesini seyrediyoruz. Vee ‘‘Ne güzel akıyor'' diyoruz. Belki bir derenin akışı, bir çağlayanın dökülüşünü izlemek, duygularımızı coşturuyor. Yaşam sevinci ve heyecanı duymamıza neden oluyor. Fakaaat, şehrin tam ortasında bilmem hangi boruların değişmesi ya da döşenmesi maksadıyla kazılan toprağın altından sanki kaynak gibi fışkıran suyu gördüğünüzde ne yaparsınız?.. Hiç düşünmeden öylece bakar mısınız?.. Eminim ilk önce kirli mi, temiz mi, diye dikkatle bakıp anlamaya çalışırsınız...Peki, diyelim ki, su pırıl pırıl, tertemiz, berrak bir su... Toprağın arasından süzülüp ileri doğru fışkırıyor. O zaman ne düşünürsünüz? Üstelik bu su öyle toprağın metrelerce altından gelmiyor. Sadece bir metre kadar kazılmış bir çukurun hemen yanından akıyor. Sizce bu suyun kaynak olması ihtimali yüzde kaç?.. Hiç, değil mi?.. Peki o zaman ne yaparsınız?.. ‘‘Allah allah bu da neyin nesi?'' diye şöyle bir düşünüp sonra geçip gider misiniz?.. Ya da hiçbir şey düşünmeden öylece bakıp mı, gidersiniz?.. Düşünceniz her ne olursa olsun, ne düşünürseniz düşünün sonunda sadece bakıp gidersiniz... Nasıl bu kadar emin konuşuyorsun?.. Bizim fikrimizi, ne yapacağımızı nereden biliyorsun? şeklinde düşünenler olabilir, aranızda... Ancak, bu kadar emin bir şekilde hiçbir şey yapmadan sadece bakıp gideceğinizi söylerken, benim gibi aynı çukuru, bu çukurda basbayağı güçlü bir kaynak gibi akan suya bakanların, hiçbir tepki göstermeden sadece bakıp geçtiklerini gördüğüm için bu kadar eminim. Sonra hem ne yapacaksınız ki?.. Ya da ben ne yapabilirim ki, diye düşünüp hiçbir şey yapmamayı yeğleyip gideceksiniz. Tabii bunun için sizi suçlayamam. Çünkü, çok fazla işiniz, üstesinden gelmeniz gereken ve hatta sizi aşan sorumluluklarınız var. Ve bunlarla nasıl başa çıkabileceğinizi düşünürken bir de orada öyle kazılmış çukurun içinde ne idüğü belirsiz akan suyu mu düşüneceksiniz? Hem zaten düşünsenizde uğraşsanız da elinizden bir şey gelmez, değil mi, ya... O zaman en iyisi düşünmemek. Böylece vicdanınız ve kafanız rahat olacak. Sadece bakıp geçmek daha hayırlı... Peki, o zaman ne olacak?.. Herkes bakıp geçerse, tek bir Allahın kulu ilgilenmezse, bunun sonu neye varır diye kimse düşünmüyor mu?..Düpedüz orada, Koşuyolu Parkının hemen köşesinde açılan çukurun içinde kimse ilgilenmediği için tertemiz, canım su öyle şakır şakır akıp gidecek mi?.. Birkaç gün sonra o çukuru kapatacaklar. Üzerine toprak yığacak, asfalt dökecekler ve hiçbir şey olmamış gibi yürüyüp gidecekler. Peki o suya ne olacak? Kendi kendine duracak mı? Tabii ki, durmayacak. Şimdi aktığı gibi şakır şakır akıp toprağın derinliklerine doğru gitmeye devam edecek. Aslında gözgöre göre milli servetimizi toprağın derinliklerine sorumsuzca gönderiyoruz. Kimbilir belki de sıradan bir su işte, deyip bilinçsizce geçtiğimiz için... Hangi su borusundan patlamış da gelmiş olduğunun hiç mi hiç önemi yok. Ne olacak, suyumuz bol, istediğimiz gibi harcarız. Taa ki, susuz kalıncaya kadar... O zaman ne yaparız, bilemiyorum. Yani susuz kalınca... Sadece bakar mıyız?.. Hiç sanmıyorum?.. Peki neden şimdi sadece bakıyoruz, diye soruyorum, Yasemin'ce...
Yazarın Tüm Yazıları