Yasemin'ce

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

‘‘Sevmekten korkuyor musunuz? Korkmayın. Siz aslında sevmekten değil, acı çekmekten korkuyorsunuz.’’

Rahmetli teyzem bir zamanlar böyle söylemişti. Ben daha o zamanlar pek gençtim. Arkadaşlarımdan biri o sırada büyük bir heyecanla okuldaki bir çocuktan çok hoşlandığını anlatıyordu. Onunla bakışmalarını, sonra da nasıl ters davranmış olduğunu tüm ayrıntılarıyla anlatırken teyzem araya girmiş ve ‘‘korkmayın!’’ demişti.

Sonra da kendisine daha büyük bir hayranlık duymama neden olan gençliğinde yaşadığı aşk macerasını anlatmıştı. Üstelik ailenin pek de onaylamadığı bu sevgiliyle evlenmişti. Ama aşkları evlilikle birlikte bitmemişti. Kocasını ölene kadar nasıl sevdiğini de bize ballandıra ballandıra anlatmıştı.

Biz de o zamanlar, içimiz giderek ve de ne dediğini pek anlamayarak dinlemiştik. Teyzem için, ‘‘beyaz atlı prensini!’’ bulmuş, diye düşünmüş ve ‘‘darısı başımıza’’ temennileriyle masal gibi dinlemiştik.

Şimdi anlattıklarını düşünüyorum da, aslında içinizde aşık olma potansiyeliniz varsa ve de bunu istiyorsanız, karşılaşıyorsunuz. Fakat, içinizdeki sevgiyi saf halde korumayı başaramıyorsunuz. Çünkü, bu sırada korkular devreye giriyor. Önce kaybetmekten korkuyorsunuz. Ve bu korku, zayıflıklarınızla birlikte tutkularınızı açığa çıkarıyor. Korkunuzu bunların altına gizliyorsunuz. Kıskançlığınız endişelerinizle birlikte büyüyor ve sonunda dayanılmaz oluyor. Sevginin bu derece büyük bir gerilime dayanabilmesi mümkün değil.

İşte böyle. En iyisi teyzemin lafını dinleyin ve ‘‘sevmekten korkmayın’’ diyorum, Yasemin'ce...

Yazarın Tüm Yazıları