Yasemince

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Karadeniz yanıyor! (2)

Karadenize akan nehirlerin taşıdığı su miktarındaki önemli ölçüde bir azalma meydana gelince deniz ürünleri de aynı doğrultuda azalıyor. Bilimadamlarının bu doğrultuda yapmış oldukları çalışmalar çok ilginç. Üstelik boğazlar yoluyla Marmara ve Ege denizi de etkileniyor. Örneğin, Karadeniz’de avlanan hamsi miktarı, 1988’de 295 bin ton iken l989’da 97 bin tona, l990’da 66 bin tona inmis. Mezgit ve barbunya stoklarında da yıpranmalar var. 'Ekonomik kayıplar her yıl artıyor. Bu kayıp son 10 yılda 600 milyon ABD doları olarak tahmin edilmektedir, diyen Karadeniz Kültür ve Çevre Derneği Başkanı ‘‘Alaettin bahçekapılı’’ şöyle devam ediyor:

‘Karadeniz’de biyolojik çesitliliğin korunması konusunda ciddi sorunlar yaşanmakta. Sadece balık türlerinin %40’ı tehlike altında.

Bakın, 1995’te yayımlanan İstanbul Master Planı-Taslak Görev Raporu’na dayanarak Türkiye Karadeniz Ulusal Eylem Planı’nda yazılanlara: 'Nehirlerin taşıdıkları evsel ve endüstriyel yükler tartışılırken Karadeniz’e olumsuz katkılarda bulunan çok daha büyük bir su kitlesinin aynı anda irdelenmesi gerekmektedir. Bu yüklerin Karadeniz’e taşındığı yer İstanbul Boğazı olup içindeki yük ağırlıklı olarak İstanbul Şehri’nin atıksularının deşarjı sebebiyle oluşmaktadır. İstanbul metropolünün 2010 yılında 3.l milyon m3 atıksu deşarj edeceği tahmin edilmekte olup bu desarj 2040 yılında 5.l milyon m3 olacaktır. Çeşitli kaynaklarda bu deşarjın %92’sinin Karadeniz’e ulasacağı ancak küçüük bir kısmının ise üst akıntılara karışarak Marmara Denizi’ne geri döneceği bildirilmektedir. İstanbul metropolünün özellikle Yenikapı, Baltalimanı ve yapılmasına başlanan Kadıköy deşarjları Boğazın alt akıntısına yapılmakta ve böylece Karadeniz’e yollanmaktadır. Bu deşarjlar vasıtasıyla 2000 yılında günde l.3 milyon m3 atıksu ile 385 ton azot ve 63 ton fosfor Karadeniz’e taşınacaktır.’

T.C. Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü Kadıköy Belediye Başkanlığı’na gönderdiği l9.09.l996 tarih ve 35-30l7 sayılı yazısında aynen şunlar yazılı:

'Vl. Çevre Kurulu’nun l8.08.l989 günü toplantısında alınan karara göre;

Deniz içi kazısında çıkan atıkların Karadeniz’de boğaz ağzından l7 mil açıkta l00 kulaç hattında koordinatları .........dökülebileceği uygun görüldüğünden ilgi yazınızda belirtilen atıkların söz konusu deniz sahasına dökülmesinde Müdürlüğümüzce sakınca bulunmamaktadır.'

Aynen aldığımız belgenin anlamı şu: Kadıköy’de Kurbağalıdere’nin temizlenmesi için dereden ve denizden çıkarılan atıklar Karadeniz’e dökülebilir. Döküldü de. Bir yeri temizlerken bir baska yeri kirletmekten utanmayarak.

Her yıl Ordu’da 210 bin ton çöp Melet Irmağı’na, Giresun’da 130 bin ton çöp araziye, Trabzon’da 280 bin ton ve Rize’de l50 bin ton çöp denize atılmaktadır. Sonuç olarak: Önlem alınmazsa, 'Karadeniz yanacak' diyoruz’’

Bütün bu bilgilerin ışığında Karadeniz Kültür ve Çevre Derneği Başkanı ‘‘Alaettin bahçekapılı’’ya katılmamak elde değil. İyi de bunlara karşılık hemen bir şeyler yapmamız gerekiyor. Başlangıç olarak şu Fırtına Deresine kurulmakta olan santralı durdurmalıyız. Sonra da Tuna'ya bir çare bulmalıyız. Anlayacağınız yapacak çok iş var. Hemen kolları sıvayalım diyorum, Yasemin'ce...



Yazarın Tüm Yazıları