Yasemin'ce

Büyücü olmayan büyücüDeğerli araştırmacı M.C.Stevenson'un Yeni Meksika'da ‘‘Zuniler’’le ilgili yaptığı araştırma gerçekten çok ilginçtir. İnsan düşüncelerinin yarattığı sonuçlar ve kitlesel enerjinin sonuçlarını aynen aktarıyorum.‘‘12 yaşlarında bir kız, ergenlik çağında bir oğlanın elini tutmasından hemen sonra bir bunalıma girer. Oğlan, bunun üzerine büyücülükle suçlanır. Ardından ARC rahipleri mahkemesine götürülür. Bir saat boyunca, gizli ilimlerle herhangi bir ilişkisi bulunmadığını söyler. Büyücülük suçlamasını redder. Daha sonra bu savunma biçiminin etkisiz olduğunu anlayınca (Üstelik bu dönemde Zuniler'de büyücülük ölümle cezalandırılmaktadır.) taktik değiştirmek zorunda kalır. Büyücülüğü hangi şartlar altında öğrendiğini ve ustalarından iki ayrı ilaç aldığını açıklar.Bu ilaçlardan biri kızları çıldırtmakta diğeri ise, iyileştirmektedir. Bu açıklama daha sonraki gelişmelere karşı son derece akıllıca bir önlemdir. Bunun üzerine ilaçları göstermesi istenildiğinde sıkı gözetim altında evine gider ve kısa süre içinde iki şişeyle geri gelir. Bunları ritüel (Ayin) yaparmış gibi kullanmaya başlar. Birini yuttuktan sonra düzmece bir kendinden geçme hali içine girer. Orada hazır bulunanların yardımı ile diğer şişedeki sıvıyı yutar ve eski haline döner. Daha sonra ilacı hasta kıza verirler ve iyileştiğini bildirirler.Ertesi gün devam edilmek üzere mahkemeye ara verilir. Ancak o gece sözde büyücü kaçar. Kısa süre sonra yakalanır ve kızın ailesi davayı sürdürmek için aile bireylerinden mahkemeyi oluşturur. Yeni yargıçların anlattığı hikayeye inanmamaları üzerine delikanlı yepyeni bir hikaye uydurmak zorunda kalır. Artık bütün ataları büyücüdür. Onlardan kendisine olağanüstü güçler geçmiştir. 'Kedi kılığına girmektedir. Ağzına doldurduğu kaktüs dikenlerini fırlatarak kurbanlarını öldürmektedir. Şimdiye kadar iki kız, üç oğlan çocuğu öldürmüştür. Ve bütün bunları insan görünümünden çıkmasını sağlayan büyülü bir tüy yardımıyla olmaktadır.' İleri sürdüğü son ayrıntı, yargıçların delili görmek istemelerine neden olur. İddiaların doğruluğunu göstermesi için sanığın evine gilir. Delikanlı bu kez de tüyün duvarın içinde gizli olduğunu ve duvarı yıkamayacağını söyler. Yargıçlar, duvarın yıkılması kararını alırlar ve duvar yıkılır. Her yıkıntıyı özenle inceledikten sonra, sıvaların arasında eski bir tüy bulunur. Buna dört elle sarılan delikanlı, büyülü suç aracını yargıçlarına sunar ve nasıl kullanıldığını tüm ayrıntılarıyla anlatır. Daha sonra köy alanına götürülür. Hikayesini ayrıntılarla süsleyerek burada bir kez daha anlatır. Ve gözyaşları arasında artık doğaüstü güçlerini yitirmiş olduğunu açıklar. Bunun üzerine bütün dinleyiciler içleri rahatlamış olarak delikanlıyı serbest bırakırlar.’’ Kısaca özetleyerek verdiğim bu olay, aslında bir çok açıdan aydınlatıcı bir özellik taşımaktadır. Delikanlı suçlu olduğunu inkar ederek sonuç alamayacağını anlayınca bu kez suçunu üstlenmiştir. Hem de suçlandığı konuyla bütünleşerek, yaşayarak ifade etmiştir. Dinleyenlerin inandıkları konuda görmek istedikleri kişiyi onlara göstererek özgürlüğüne kavuşmayı başarabilmiştir. İnkar etmeye devam etseydi, yargıçlar onu mahkum etmekte gecikmeyeceklerdi. Suçu sabit görülerek idam edilmesi işten bile değildi.Öte yandan delikanlı öylesine ayrıntılara girmiş ve suçunu detaylı olarak anlatmıştır ki, sonuçta yargıçlar ve dinleyenler asıl suç konusunu unutmuşlardır. Büyülü tüyün bulunması ise, ikna olmaları için yeterli olmuştur.Doğaüstü gücünü kaybetmiş olduğunu öğrendikleri zaman ise, büyük bir hayal kırıklığına uğramışlardır. Çünkü, delikanlının büyülü gücünü deneme fırsatları ortadan kalkmıştır. Tabii bu arada büyülü suyun nasıl olupta hasta kızı iyileştirmiş olduğuna hiç değinmedik. Ancak, bu da tıpkı hastalığına benzer bir biçimde kızın duygu ve düşüncelerinin etkilenmesi sonucu meydana gelmiş bir durumdur. Ve tüm bu olan biten ise, insanın düşünce, inanç ve duygularının hem kitlesel hem de kişisel olarak nasıl etkilendiğini ortaya koyan önemli bir örnektir. Üstelik günümüz insanının bilgi ve anlayışını zorlasa bile...Zaman ve teknolojik farklar, insanın temel özellikleri olan düşünce ve duygularını değiştirmiyor. Ve pek tabii ki, açığa çıkan enerji de aynı biçimde etkiliyor diyorum, Yasemince...
Yazarın Tüm Yazıları