Yasemin'ce....

Astrolojinin dayanılmaz öngörüşüGeçen hafta bugün ‘‘Girit'i ısıtan yıldızlar’’ başlıklı yazıyı sanırım hatırlıyorsunuz. Bu yazıyı yazmaya başladığım sırada arkadaşlarım beni şöyle uyarmaya başlamışlardı; ‘‘Yasemin, ismini ve köşeni riske atıyorsun.’’ O sıralarda meydana gelen karışıklıklar öylesine sıcaktı, öylesine anlaşılmaz ve öngörülemez bir durum vardı ki, haklı gibi gözüküyorlardı. Hem de benim öngördüklerime bakıldığı zaman kesinlikle haklı oldukları bile iddia edilebilirdi.Tabii bu sırada yazdıklarımın benim gözlemlerim ve politik anlayışım olmadığını tamamen unutmuşlardı. Ben, Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkinin nereye doğru gittiğini incelerken, dünden bugüne Yunanistan-Türkiye arasındaki gelişmeleri tarih içerisinde incelemiş değilim. Ne politik tavırlanışlarını ne de sosyo-ekonomik yapılarını araştırdım. Türkiye-Yunanistan arasındaki ilişkilerin tarihçesini herkesin bildiği kadar biliyorum. Ve, bu bilgiyle geleceğe yönelik bir öngörüşte bulunmak elbette ki, mümkün değil. Evet, Girit'te yapılan Türkiye-Yunanistan zirvesinin sonuçları hakkında bulunduğum iddiaların dayandığı kaynak, sadece ve sadece astrolojiydi. Astrolojik açıdan gezegenlerin hareketi, Türkiye'yi, Yunanistan'ı, Mesut Yılmaz'ı ve Kostas Simitis'i nasıl etkiliyor, şeklinde bir inceleme yaptım. Elbette ki, astrolojik açıdan yaptığım bu incelemenin sonuçlarını hem de zirvenin yapılmasından bir gün önce yayınlamak, benim adıma ciddi bir riskti. Fakat, ben, gökyüzündeki cisimlerin yeryüzünü ciddi boyutlarda etkilediğini biliyorum. bugüne kadar yaptığım incelemeler sonucunda gezegen ve takım yıldızların hareketlerinin yeryüzünü ve insanları nasıl etkilediğine defalarca şahit olmuştum. Ön görülen olaylar, şaşmaz bir kararlılık içinde meydana geliyordu. Kısaca, gezegenlerin etkilerine güveniyordum ve yazacaktım. Yazdım da... Daha önce yazdıklarım gibi yazdım. Örneğin, bundan kısa bir süre önce, şu andaki hükümetin güvenoylamasının yapıldığı, 12 Temmuz Cumartesi günü yayınlanan Hürriyet'in Tatil ilavesini okuyanlar çok iyi hatırlayacaklardır. Gazetenin sabah elinize ulaştığınızı düşünecek olursanız, henüz güvenoylamasının yapılmamış olduğunu hatırlarsınız. Ve herkes tarafından meçhul olan oylamanın sonuçları hakkında ‘‘Hükümetin kurulacağı ve bu hükümeti bekleyen muhtemel olayları’’ yazmıştım. Vee, akşam haberlerinde astrolojinin öngördüğü biçimde hükümetin kurulduğu haberini, TV Haber programlarından öğrendik. Evet, şimdi de Girit Zirvesi'nin (Hem de kimsenin beklemediği bir biçimde gelişen) sonuçları, astrolojinin öngördüğü biçimde ve neredeyse birebir gerçekleşti. Üstelik, Yılmaz'ın ve Simitis'in ortaya koydukları davranışlara kadar... Şimdi burada, bunlar söylendi, şunlar yaşandı, gibilerden herkesin bildiklerini sıralamaya ve sayfayı doldurmaya hiç gerek yok. Yani, hepimizin bildiğini tekrarlamanın manası yok. Fakat, bilinmesi gereken önemli bir konu var ki, (bütün bunları zaten bu nedenle yazdım) o da, astrolojinin ne kadar tutarlı bir kaynak olduğunu göstermek. Hala bilim sayılmayan astrolojinin istatistik ve ihtimal hesaplarına dayalı öngörüşlerden çok daha isabetli ve tutarlı öngörüşleri olduğunu ortaya koyabilmek ve anlatabilmek için böyle bir tekrar yapma ihtiyacı duydum. Takım yıldızları ve gezegenleri iyi tanıdığınız zaman, enerjilerini ve potansiyel güçlerini anladığınız zaman, tamamen bir bütünlük içinde hareket eden evreni, dünyayı ve insanları anlayabilirsiniz. Yaşadıklarınızı ve yaşayacaklarınızı kavrayabilirsiniz. Astroloji elbette ki, dünyayı ve insanları etkileyen tek neden değil. Fakat, somut bir biçimde anlayabileceğimiz ve buna göre tavırlanabileceğimiz, ciddi bir malzeme. Ve, bu araç hala, bilimin kabulünden uzak.Ne var ki, kabul görse de, görmese de dünyayı ve insanları etkilemeye devam ediyor. Ve, bunun farkında olanlar astrolojinin dayanılmaz öngörüşünden yararlanıyorlar diyorum, Yasemin'ce...
Yazarın Tüm Yazıları