Kirli havalarda astıma dikkat

Güncelleme Tarihi:

Kirli havalarda astıma dikkat
Oluşturulma Tarihi: Ocak 09, 2009 10:28

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Arzu Mirici, hava kirliliğinin astımın nedenlerinden biri olabileceğini ifade ederek, “Astımın önüne geçilebilmesi için öncelikle hava kirliliğiyle mücadele edilmesi ve kirlilik oranının minimuma indirilmesi gerekir” dedi.

Prof. Dr. Mirici, astımın, dünyanın her yerinde ve her yaşta görülen bir hastalık olduğunu, ancak bölgelere ve yaşa göre görülme sıklığının değiştiğini belirtti.

Özellikle sanayileşmiş ya da bitki örtüsü zengin bölgelerde ve 20-35 yaş kuşağında bu hastalığa daha çok rastlandığını ifade eden Mirici, “Astım, genellikle nefes darlığı, hırıltılı solunum, öksürük ve göğüste sıkışma hissi gibi belirtiler gösterir. Bu belirtiler devamlı değildir, aralıklı olarak artar ve daha sonra tekrar düzelirler” diye konuştu.

Prof. Dr. Mirici, hastalık belirtilerinin kişilere göre değişiklik gösterdiğini, çocuklarda tek başına uzun süreli öksürüğün astımın habercisi olabileceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bazı hastalar sadece tozdan, dumandan rahatsız olur, bazı hastalar ise acilen doktora başvuracak kadar daralırlar ve tedaviye ihtiyaç duyarlar. Her yaş kuşağında (sık sık grip olma), (gribin bir türlü geçmemesi), (gribin uzun sürmesi) gibi tanımlamalar da astım habercisi olabilir. Şüphe edilen hallerde astım tanısı koymak için hastanın yakınmalarını ayrıntılı olarak dinlemek, kaydetmek ve nefesin ölçülmesi gerekir.”

Sadece solunum testiyle astım tanısı koymanın mümkün olmadığını dile getiren Prof. Dr. Mirici, “Bu test, hastalığın cinsini, ağırlığını ve verdiği zararları gösterir. Tanı konulduktan sonra da her aşamada testler tekrar edilerek yapılan tedavinin ne kadar fayda verdiği izlenmelidir” dedi.

“HAVA KİRLİLİĞİNE DİKKAT”


Tedaviye başlamadan önce, astımın nedenlerinin ortaya konulmasının önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Arzu Mirici, bunların başında alerji, hava kirliliği, sinüzit ve üst solunum yolları enfeksiyonlarının geldiğini bildirdi.

Kış aylarında evlerde yakılan odun, kömür ve diğer yanıcı maddelerin çevreye yaydığı duman ve kötü gazlar nedeniyle hava kirliliğinin arttığını anlatan Mirici, hastalığın önüne geçilebilmesi için öncelikle hava kirliliğiyle mücadele edilmesi ve kirlilik oranının minimuma indirilmesi gerektiğini kaydetti.

Mirici, hava kirliliğinin astımın nedenlerinden biri olabileceğini ifade ederek, “Özellikle soğuk havalarda ağız ve burun bölgemizi kapatarak dışarıya çıkmaya özen göstermeliyiz. Eğer üst solunum yolu enfeksiyonuyla ilgili bir şikayetimiz varsa hekim gözetiminde zamanında ve doğru tedavi ile bu rahatsızlığımızı kontrol altına almalıyız” şeklinde konuştu.

ALERJİK ASTIM VE TEDAVİSİ

Alerjinin de astımın nedenlerinden biri olduğunu anlatan Mirici, alerjik astım olunduğunun anlaşılması halinde, buna göre tedavi uygulanması gerektiğini kaydetti.

Prof. Dr. Mirici, ev tozu, evcil hayvanlar ve bazı bitkilerin de alerjiye neden olabildiklerini ifade ederek, şöyle devam etti:

“Astımlı hastaların yaşadıkları ortamın da hastalık açısından düzenlenmesi gerekir. Bu amaçla bazı özel temizlik yöntemleri ve maddeleri kullanılmaktadır. Özellikle yatak odasında bulunan eşyaların da bu açıdan gözden geçirilmesi gereklidir.

Bütün bu önlemlerin yanında uygun ilaçlarla da astım tedavisi yapılması gerekir. Tedavi mümkün olduğu kadar az ilaç kullanarak ve solunum yolu ile yapılmalıdır. Devamlı ilaç kullanma halinde hastanın zarar görmemesi, ancak bu şekilde sağlanabilir. İlaçların doz ve aralıkları mutlaka doktor tarafından düzenlenmeli, hasta kendi görüşüne göre ilacının dozunu, cinsini ve kullanma sıklığını değiştirmemelidir.”
Prof. Dr. Mirici, astımlı kişilerin mutlaka doktor kontrolünde tedavi görmesinin büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!