Yaşar Nabi Nayır’ı tanıdım

Filiz Nayır Deniztekin ve Enver Ercan’ın hazırladığı Yaşar Nabi Nayır ve Varlık Dergisi, bir şairin, yazarın, yayıncının, dergicinin Türk edebiyatına, kültürüne yaptığı hizmetleri bütün yönleriyle sergileyen bir toplam.

Varlık Dergisi ve Yayınları dışında, Yedi Meşale’nin de kurucuları arasında idi Yaşar Nabi Nayır. Onu yakından tanıdım, bir dönem PEN’in yönetim kurulunda birlikte çalıştım.
Varlık Dergisi ve Varlık Yayınları’nın bir kuşağın edebiyat zevkini oluşturmada, yalnız Türk edebiyatını değil dünya edebiyatını tanıtmada ne kadar etkin bir işlev taşıdığını bilenlerdenim.
Yaşar Nabi Nayır’ı yakından tanıdıysanız, çalışkanlığını, ciddiyetini daha odasına ilk adımı attığınızda fark ederdiniz. Amaçsız ve içeriksiz, vakit öldürmeye yönelik Bâb-ı Âli sohbetlerinden çok uzaktı. Odasına iş için girdiğinizde onunula ilgili konuşur, konu bittikten sonra yeni bir konu açılmaz, masasında çalışmaya başlardı.
Yıllıklara yazdığım yazıları götürdüğümde, küçük daktilosunu çıkarır, telif bedelini yazar, yukarıdan ücreti getirtir ve öderdi.
Bir kitabın hazırlanışının her aşamasında emeği vardı, son tashihine bile göz gezdirirdi.
Yaşar Nabi Nayır için hazırlanan kitabın bölümleri şöyle:
Edebiyat Dergiciliği,
Yaşar Nabi Nayır ve Varlık,
Yaşar Nabi Nayır ve Edebiyat Dostları,
Yaşar Nabi Nayır’ın Yapıtlarından Seçmeler,
Yaşar Nabi Nayır’ın Dost Mektupları,
Şair ve Yazar Olarak Yaşar Nabi Nayır,
Yaşar Nabi Nayır’ın Ardından,
Anılarla Yaşar Nabi Nayır,
Yaşar Nabi Nayır’dan Sonra Varlık, Kaynakça.
Varlık dergisi, bugünün usta edebiyatçılarının birçoğunun ilk ürünlerinin yayınlandığı dergidir. Cumhuriyet kuşağının Atatürkçü anlayışın da edebiyat dergisiydi. Ayrıca Köy Enstitülülerin, onun dışındaki edebiyatçı kuşağın da en önemli şiirleri, öyküleri o dergide yayımlandı.
O dönemde edebiyata ilgi duyan herkes mutlaka Varlık okurdu, Varlık okumayan edebiyatı takip etmiyor sayılırdı.
Varlık Yayınları, o derginin işlevini tamamladı.
Bugün modern klâsik sayılan birçok yazarın ilk kitabı, o yayınlar arasında yayımlandı.
Yalnız bir edebiyat kuşağının ilk çalışmaları değildi bunlar, birçok yeni düşünce akımının da çalışmaları bu yayınlar arasındaydı.
Divan şiirinden, şairlerinden birçok başka edebiyatçıya kadar hayatı, sanatı, eserleri başlıklı kitaplar; ilk bilgiyi veren, o yazarın, şairin tanınmasını sağlayan kitapları yine Varlık yayınları basardı. Steinbeck’ten Panait Istrati’ye kadar geniş bir çeviri yelpazesi de dünya edebiyatını bize tanıttı.
Kitapları küçük boy 1 liraydı. Dar bütçeli herkesin bu kitapları alabilmesi mümkündü.
Şimdi de kütüphanemin bir bölümünde bu yayınlar hâlâ duruyor.
Kitaptaki yazıları okuyunca, onun yayıncılığımıza, dergiciliğimize yaptığı katkıyı daha yakından öğreneceksiniz.
(Yaşar Nabi Nayır ve Varlık Dergisi, Filiz Nayır Deniztekin - Enver Ercan, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları)

KİTAPTAN

Varlık 20 yaşında / Ziya Osman Saba
Bundan 20 sene evvel, demek 23 yaşımın yazında, Ankara’dan Yaşar Nabi’den aldığım ve atmadığını bildiğim o mektubu şimdi, hasta yatağımdan kalkmama izin olsa, hangi sandığın dibinde, hangi mektup paketinin içinde ise bulur, 20 senelik oluvermiş şu elinizdeki Varlık’ın çıkacağını bana, hayırlı bir doğumu müjdeler gibi haber veren satırları buraya aynen yazardım. Varlık’ın yaşından da eski dostum, o mektupta, mecmuası için, aşağı yukarı şöyle diyordu: “Yeni Türk edebiyatının bir varlık olduğunu isbat edeceğim.” Sonra benden de, ilk sayı için (nedense?) “Fazla bedbin olmayan” bir şiir isteniyordu.

Varlık bir sığınaktı / Reşat Nuri Güntekin
Yeni şiir, bitip tükenmez mizah konusu olduğu yıllarda en emin sığınağı “Varlık”ta bulmuştur. Nasıl ki bugünkü edebiyatın yüz akını teşkil eden küçük hikâye için de öyledir.
Varlık’ın bir hizmeti de yayımlamakta olduğu kitaplardır. Ankara Caddesi baştan başa kitapçı dükkanlariyle donanmıştır. Arı kovanları gibi işlediklerine ve kapılarından durmadan balyalı hammallar girip çıktığına göre elbette ehemmiyetli bir şeyler alınıp satılıyordur fakat Varlık’ın her yıl ortaya döktüğü elli altmış ince kitap olmasaydı edebiyatın kapısına galiba “Dükkanımız muvakkaten kapalıdır” levhasını asmak lazım gelecekti.

Bir heves / Melih Cevdet Anday
Sözü nereye getireceğim... Geçen hafta yitirdiğimiz Yaşar Nabi Nayır’a. Her yerde devletin öncülüğüne bırakılmış olan bir kültür işini, tek başına başardı o. Böylece de bize, beynimizin gücünü sınamanın büyük mutluluğunu düşündürdü: Neler yapılabilirmiş! “toplumsal koşullar elverişli değil ki, kimse bana yardım etmiyor ki, kim okur kim dinler!” gibisinden kaçamakların yanlışlığını kanıtlamıştır Yaşar Nabi Nayır. Herkese, her koşulda başarı kapısı açıktır. (...)
Yaşar Nabi Nayır, yayıncılığa başlamak için İstanbul’a gelmek üzere, Ankara’daki evini satmıştı. Bir gün, “Evinizi sattığınız zaman neye güvendiniz?” diye sordumdu. “Bir heves” diye yanıtlamıştı beni. Bir heves... Başka ne olacaktı ki! Hani bana, “Dünyaya neden geldin?” diye sorulabilseydi “Bir heves!” derdim.

DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ
Zülfü Livaneli / Serenad / Doğan Kitap
William Morris / Hiçbir Yerden Haberler / Say Yayınları
Nevzat Çelik / Leke / İmge Kitabevi
Stefan Zweig / Hayatın Mucizeleri / Can
İlyas Kara / Enver Paşa / Yediveren Yayınları
Yazarın Tüm Yazıları