Yasadışı bahise teşvik!

AT yarışı sektörünün en büyük sorunu olan YÜKSEK VERGİ ve KESİNTİLER’i geçen hafta ayrıntılarıyla ele almıştık.

Bu hafta, bu kesintilerin sektöre ve ülke ekonomisine verdiği zararın büyüklüğünü anlatmaya çalışacağım.

Özellikle Türkiye gibi, kurumları henüz tam olarak kurumlaşamamış (!) toplumlarda ortaya çıkan her boşluk anında birileri tarafından dolduruluverir. Aynen fizikteki "bileşik kaplar" gibi.. Örneğin, herhangi bir güvenlik zaafiyeti durumunda, kimi yeraltı güçleri boşluğu hemen doldurmaya çalışır.

Siz eğer bahisçinin büyük umutlarla yatırdığı paranın yarısından çoğunu anında elinden kapıp alırsanız, birileri çıkar, ona sizden daha fazla ikramiye sunarak pastadan pay almaya kalkar... Peki başarılı olur mu? Olur... Ne kadar başarılı olur? Şimdilik 1 milyar dolar kadar!

Aslında böylece kayıtdışı bahis, yüksek orandaki kesintiler nedeniyle, farkına varılmadan teşvik edilmiş olmaktadır... Yıllar boyu, sonu düşünülmeden birbirine eklenmiş kesintiler yasadışı meraklılarının iştahını kabarta kabarta olayı bugünkü konumuna taşımıştır.

Kesintiler aşağı çekilmeli

Çare son derece basittir. Yasadışı bahisçinin rekabet gücünü elinden alarak belini kırmak... Yani kesintileri mümkün olduğunca aşağı çekmek. Peki kesintileri azaltmak aynı zamanda devletin gelirinin azalması anlamına gelmez mi? Hayır, gelmez.. Tam tersine, bu durumda kimi vergi indiriminde görüldüğü gibi, hasılatın artmasıyla birlikte devletin geliri de artmış olacaktır.

Bu konuda sonuca gidecek en kestirme yol mümkün olduğu kadar az kesinti ile kayıtlı bahsi teşvik etmek, böylece yasadışı bahsin önünü kesmektir. At yarışçılığı gelişmiş hiçbir ülkede bu sorun yasalarla ve yasaklarla çözümlenememiştir.

Yüksek kesintinin neden olduğu bir başka büyük kayıp ise sektörün büyüme ve gelişme potansiyelinin engellenmesidir.

Hasılatın giderek düşmesine neden olan bu kesintiler bir yandan da gelişmenin önünü tıkamaktadır. Atçıya aktarılan pay düştükçe kalite gerilemekte, böylece Türk atçısı bir türlü dünyaya açılamamaktadır. Bir başka deyişle, ürün gittikçe daha fazla oranda yetiştiricisinin elinde kalmaktadır.

Tüm bu ciddi sorunlara rağmen nasıl oluyor da Türk atçılığı hala dimdik ayakta duruyor? Neden ülkemiz atçılıkta Fransa, İngiltere ve İrlanda’dan sonra Avrupa’nın dördüncü büyük ülkesi konumuna gelebiliyor?

Yanıtı biraz arabesk bulabilirsiniz ama, bana göre tılsım Türk atçısının ata olan tutku ve sevdasında saklı.

İlgililere ve yetkililere dünyadaki kesinti oranları ile bahis gelirlerini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Ola ki bir küçük beyin fırtınası estirir!

KESİNTİLER

İrlanda4

İngiltere11

Avustralya12

Hindistan15

Makau16

Hong Kong17

Almanya18

Y.Zelanda18

Yunanistan20

ABD21

Kanada23

Japonya26

Fransa27

G.Kore28

Arjantin28

Türkiye50

BAHİS GELİRLERİ (MilYAREURO)

Japonya19

İngiltere16

ABD10

Fransa9

Avustralya7.5

Hong Kong6

G.Kore4.5

İrlanda4

İtalya2.7

İsveç1.2

Kanada1.2

Türkiye1
Yazarın Tüm Yazıları