Yaşadığımız günlerin tutanağı yazılar

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Her gün severek okuduğum iki yazarın kitabı yayınlandı: Emin Çölaşan'ın Ah Refah Vah Refah'ı ile Bekir Coşkun'un Avukatımı İstiyorum'u.(Ümit Yayıncılık)

Çölaşan, doğrudan, yalın üslubu ile, son yılların en önemli gündem maddesi, Refah Olgusu'nu değişik yönleri ve çeşitli boyutlarıyla tartışmaya açıyor.

Refah'la ilgili yazılardan oluşan bu kitap, bir partinin bütün anatomisini, insan malzemesini önümüze seriyor.

İktidara yol alan bir partinin, daha bu yolculuğun başında, gerçek kimliğini belli ettiğini Çölaşan'ın yazılarından öğrenmek mümkün.

Çölaşan, okur ve siyasi tarih önündeki sınavı başarıyla veriyor.

İlkeli, yazılarını çağdaş bir felsefeyle temellendirmiş bir gazetecinin bir parti ile ilgili yazıları, bizim çetrefil siyaset dünyasının da sırlarını çözmemize yardımcı oluyor.

Gündelik olayların hızlı ritminde, onların ardındaki gerçekleri de araştırıyor Çölaşan. Bir parti ekseninde siyaset dünyamızın bütününü açıklama başarısını gösteriyor Ah Refah Vah Refah.

***

BEKİR Coşkun'un mizahı/ironisi, kurşun yarası gibidir. Beyninize, yüreğinize saplandıktan sonra farkedersiniz. Bu yazılarda umut yeşerir, sevinç çığlıkları duyulur. Çember çeviren çocuğun, dünyaya duru, arı bakışıdır. İhaneti bilmediği için affetmez. Politikadan çok politikacı öne çıkar onda. Bu kişilikle uğraştığından değil, her şeyin bir kişilikte tezahür etmesinden kaynaklanır.

Politikayla da, politikcıyla da mücadele etmez, bizim hayatımızı karalayan, bizi mutsuz eden zihniyetle uğraşır. Okurken gülebilir misiniz her zaman? Başkasına ve kendinize dürüstçe bakıp öz eleştiri yapabilir misiniz?

Önsöz'de bir yazarın nahif kimliğinin sisli bir siluetini görebilirsiniz. Bütün bunların ardında da tükenmeyen bir sevgi, kararmayan bir yürek, herkesin bölüşebileceği bir sevecenlik vardır.

Kitabı adını veren Avukatımı İstiyorum, bir köşe yazısından çok küçük bir demokrasi skecidir, milyonlarca kişi bu skeçte bilerek ya da rastlantıyla rol almıştır. Uzun yıllar kapalı gişe oynayan bir oyundur.

Bunları okurken gülebilecek miyiz? Yoksa o zaman bize günümüzü zehir eden, kan kusturan bu olaylar bir kez daha dudağımızda bir gülümsemede donup kalacak mı?

***

GÜNÜN hızı içinde okuduğumuz yazılar, bugün, hayatımızın tutanağı olma önemini kazanmışlar.













Yazarın Tüm Yazıları