Yarım kalmış işleri halletmenin tam sırası

Şimdiye kadar farkına varmadığınız, belki de hep gözünüzün önünde durduğu halde görmediğiniz ve anlamadığınız pek çok şey şimdi sizin için anlaşılır olmaya başlıyor.

Geçmişte başladığınız, ağır ve derinden yürüttüğünüz çalışmaları işte şimdi ortaya koyabilirsiniz. Bunun için bugün iyi bir fırsat var elinizde. Hatta bir zamanlar başlattığınız fakat bir türlü sonuçlandıramadığınız konular şimdi harekete geçiyor. Yeni bir başlangıç yapmak için pek uygun bir zaman değil ama eski işlerin veya eskiden başlamış ama yarım kalmış konularla ilgili harekete geçebileceğiniz bir dönemdesiniz. Tabii eski dostluklarınızı da tazeleyebilirsiniz. Zamanında anlaşılmamış veya yanlış anlaşılmış konulara da açıklık getirmenin tam zamanı.

Nefes almayı öğrenmelisiniz

Hepimiz bütün hareketlerimizi otomatik yapıyoruz. Yani elimiz, kolumuz, gözümüz, ayağımız, duruşumuz hatta bakışımız bile otomatik. Yani düşünmeden yaşıyoruz. Mesela yürürken adım attığınızı düşünür müsünüz? Şayet yorulursanız veya bacağınız ağrırsa adımlarınızın farkına varırsınız. Gözümüzün hareketinden aldığımız soluk dahil bedenimiz ne yapacağını biliyor ve kendiliğinden yapıyor. Bedenimizin otomatik gerçekleştirdiği eylemlerin hepsinin farkında olmamız da gerekmiyor. Bizim düşünme hızımızdan daha hızlı olarak ne yapacağını biliyor. Fakat zekanızın açılması, şuurunuzun yükselmesi için dikkatinizi bedeninize yönelterek küçük çalışmalar yapabilirsiniz. Buna karşılık aldığınız sonuç şaşırtıcı boyutlarda olabiliyor.

Şimdi bu köşede sizlere pratik uygulamalar anlatacağım ve ilk olarak nefes ile başlayacağım. Otomatik olarak aldığınız soluğunuza dikkatinizi yönelttiğiniz andan itibaren başka bir şey düşünmeyin. Bütün dikkatinizi içinize çektiğiniz havaya odaklayın. Canlılığın nedeni olan havayı ciğerlerinize yavaş ve ritmik bir biçimde çekin. Belirli bir ritm çok önemli. Beş sayana kadar soluk alın, beş sayana kadar soluğunuzu tutun, beş sayana kadar verin ve beş sayana kadar soluksuz kalın. Bu işlemi sadece üç kez tekrarlayın. Soluğunuzu alırken ‘yaşam enerjisini içime çekiyorum’ deyin ve soluk verirken ‘beni rahasız eden bütün sıkıntıları soluğumla birlikte dışarı atıyorum’ deyin. Bu çalışmayı çok sıkıldığınız zamanlar, gerilim duyduğunuz anlar, kendinize sadece birkaç dakika ayırarak uygulayabilirsiniz.

İlginç Kitaplar

Derginin adı Üçüncü Göz

Üçüncü Göz dergisiyle yıllar önce karşılaşmıştım. Sahibi Güler Pınarbaşı, sanki bu dünyaya ait değilmiş gibi duruşu ve dünya hakkındaki yorumlarıyla dikkatimi çekmişti. Bu dergi gördüğümüz ve bildiğimiz dünyanın başka gerçeklerini konu alıyor. Metafizik konuları işlerken aynı zamanda farklı felsefeler ve öğretiler hakkında bilgiler aktarıyor ve keyifli okunuyor. Bugün konumuz metafizik ve benim çocukluğumdan beri yayınlanan ‘Ruh ve Madde’ adlı dergiden de söz etmeden geçemeyeceğim. Sanırım Türkiye’de ruhçuluk konularına ışık tutan ilk yayınlardan biri. Şu anda hala yayınlanıyor ve ‘Neospritüalizm’in Türkiye’deki kurucusu rahmetli Bedri Ruhselman’ın görüşlerinden, eski başkan Ergün Arıkdalın yorumlarının yer aldığı ‘Ruh ve Madde’ dergisi şimdiye kadar metafizik çizgisini ciddiyetle korumaya devam eden bir dergi.
Yazarın Tüm Yazıları