Yargıtay'ın Tansu kararı

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

DYP eski miletvekili Sadık Avundukoğlu, zamanın başbakanı Tansu hakkında bazı demeçler veriyor, suç duyurusunda bulunuyor. Tansu, eski milletvekilini mahkemeye verip tazminat istiyor. Mahkeme, Tansu'nun kişilik haklarına saldırı olduğu gerekçesiyle 750 milyon lira tazminata hükmediyor.

Dava Yargıtay'a geliyor. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi bu kararı inceliyor ve 750 milyon lira tazminatı çok buluyor. Hükmün ‘‘Alt düzeyde bir manevi tazminata hükmedilerek’’ bozulmasına karar veriyor.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanı Bilal Kartal bu kararla ilgili karşı oy yazısı yazıyor. Şimdi Esas 98/3837 ve Karar 98/7526 sayılı karardan, Başkan Bilal Kartal'ın karşı oy gerekçesini özetleyerek izleyelim:

***

‘‘Davalının davacı (Tansu) için söylediği ve davaya konu olan sözler şunlardır:

‘‘Mafya, siyasi bağlantısı olmadıktan sonra mafya olamaz. Bir kişinin milletvekili olduğu dönemdeki malvarlığı ile aradan uzun zaman geçtikten sonraki malvarlığı arasında önemli farklılık varsa, bu mafya olduğunun bir belgesidir. Çiller, ortamın gayrimeşruluğu nedeniyle başbakanlık yaptı. Ortam böyle olmasa, kanunlar çalışsa, Çiller bu ülkede başbakanlık yapamaz. Kaçacak delik arar. Kendisi dünkü malvarlığı ile bugünkü arasındaki farkı açıklayamayan bir kişidir. Serveti, maaşıyla elde edilecek bir birikim değildir. Bunlar nereden geliyor? Bunlar ancak gayrimeşru ilişkilerle elde edilebilecek miktarlardır.’’

Daire Başkanı Kartal, karşı oy gerekçesini şöyle sürdürüyor:

‘‘Kısaca davalı (Avundukoğlu) diyor ki, ülkede hukuk kuralları uygulanmadığı için davacı (Tansu) meşru olmayan yollarla servetini artırmış ve başbakan olmuştur.

Davacı (Tansu) Başbakan, davalı (Avundukoğlu) ise o dönemde faili meçhul cinayetleri araştırmakla yükümlü komisyonun başkanıdır... Siyasetçiler ve kişiler (mafya) amaçlarına varmak için pek çok hukuk dışı eylemler gerçekleştirmişlerdir. Davacının (Tansu'nun) da adı bu siyasiler arasında geçmektedir. Hatta siyasiler arasındaki konumu da, onun ön plana çıkarılması sonucunu doğurmaktadır. Ülkenin başbakanıdır.

Davacının (Tansu'nun) malvarlığı konusunda pek çok spekülasyonlar yapılmaktadır. Ayrca davacının malvarlığının gerçek kaynağını açıklayamadığı ve bu konudaki hesabı veremediği kanaati yaygındır.

Davacının (Tansu'nun) malvarlığının karanlık ilişkiler sonucu elde edilmiş olabileceğini, bunun da çete-mafya ilişkisi ile olanaklı olabileceğini düşünen davalı (Avundukoğlu) bu açıklamayı yapmıştır.

Davacının (Tansu'nun) malvarlığının kaynağını açıklamaktan ısrarla kaçması, yaptığı açıklamaların da doyurucu olmaması, ister istemez bu tür soruların akla gelmesini haklı göstermektedir.

Davacı (Tansu) siyasi kişiliği bulunan ve topluma örnek olması gereken bir kimsedir...

Davacı böyle davranmayınca, toplumun her kesiminden ve basından kuşkuların ortaya çıkması doğaldır. İşte davalı da, siyasi görevi ve konumu itibariyle bu kuşkusunu ve tespitlerini belirtmiştir. Yapılan bu belirtmelerde somut olay itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Hukuka aykırılığın olmadığı yerde kişilik haklarından söz edilemez.

Daire (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi) çoğunluğunun bozma ilamından da bu sonuca varmak olasıdır. Şöyle ki, davacı bir başbakandır. Davalının yaptığı açıklamalarda kişilik haklarına ağır bir saldırı olduğu açık iken, davacı yararına hükmedilen tazminat miktarı 750 milyon liradır.

Daire çoğunluğu bunu çok görmekle, açıklamaların doğruluğunu kabul etmiş bulunmaktadır.

Yoksa bu konumdaki bir kişi için paranın bugünkü alım gücü gözetildiğinde, fazla olmadığı açıktır.

Açıkladığım nedenlerden dolayı, davalının (Avundukoğlu'nun) yaptığı açıklamalarda davacının (Tansu'nun) konumu itibariyle saldırı bulunmadığı görüşündeyim. Dava reddedilmek üzere kararın bozulması gerektiği düşüncesindeyim. Bu nedenle çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyorum.

Başkan: Bilal Kartal.’’

***

DYP eski milletvekili Sadık Avundukoğlu demeçler vermiş, Tansu'nun mafya bağlantılarından, kaynağını bir türlü açıklayamadığı servetinden söz etmiş. Bu servetin yasal olmadığını vurgulamış.

Vah Avundukoğlu vah! Demek ki o lafları ederken dünyadan haberi yokmuş!

O görkemli servetin, babasının 1970'li yıllarda bıraktığı 400 bin liralık mirastan fışkırdığını Tansu daha önce açıklamıştı.

Ayrıca daha sonra, yani annesinin vefatından sonra evde bulunan çıkından da inanılmaz bir servet çıkmıştı!

Dolayısıyla, ben mahkemenin yerinde olsam, Tansu hakkında bu tür suçlamalar getiren ve ‘‘dünyadan haberi olmayan’’ bu siyasetçinin değil 750 milyon lira, en az bir trilyon lira tazminat ödemesine karar verirdim.

***

Karı koca yememişler, içmemişler, biriktirmişler! Malı mülkü Amerika'ya istiflemişler!

Kime ne bu servetin kaynağından?

Açıklama yapmaktan dillerinde tüy bitti. Bir bölümü babadan, gerisi de çıkından!

Ablam bu işin hesabını ‘‘Yüce Meclis’’ çatısı altında bile vermiş.

Önce Refahmatik deterjanıyla, ikinci kez de Mesut ve Bülent abilerimin sabunlarıyla bir güzel aklanıp paklanmış!

O şimdi tertemiz!

Oh canıma değsin. Çekenler çatlasın, çekemeyenler patlasın!



Yazarın Tüm Yazıları