Yargıtay’ın tepkisi ve Avrupa havailiği

MUHTIRA kültürünü reddettiğim için açıklama olarak kabul ettiğim Yargıtay’ın kamuoyu ile paylaştığı görüşleri ve ona verilen cevaplarla ortamın bu kadar gerilmesinde, Avrupa Birliği sürecinin bir iç siyaset oyununa dönüşmesinin payı büyük.

Bir defa, Olli Rehn’e iletilen ve "Hukuk Reformu Strateji Plan Taslağı" adı verilen çalışma, bir reform tasarısı değil.

Bu bir kağıt.

Kağıtta olan başlıklar, "Yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi, tarafsızlığın geliştirilmesi, verimliliği ve etkinliğinin artırılması, yargıda meslek yetkinliğinin artırılması, yargı örgütü yönetim sisteminin geliştirilmesi" gibi yıllardır üzerinde çalışılan konular.

Açın bakın, Avrupa Birliği’nin 2007 İlerleme Raporu’na bu konularda Türkiye’nin yargı sistemini düzeltmesi gerektiği belirtiliyor.

"23 Fasıl: Yargı ve Temel Haklar" bölümünde bu başlıklar var.

Ayrıca yargı bağımsızlığı konusunda YARSAV (Yargıçlar ve Savcılar Derneği) tarafından yapılan şikayetlere de atıfta bulunuluyor. Komisyon, yargı kurumlarının görüşlerini ve onların isteklerini, şikayetlerini dikkate alıyor.

* * *

YARGITAY
açıklamasında da, yargıda reformun savunulduğu, tüm toplumun kabul edeceği önerilerin AB tavsiye kararlarında yer almasının sağlandığı belirtiliyor.

Avrupa Birliği ile adalet kurumları arasında teknik çalışmalar yapılıyor.

Hassasiyet yaratan durum, metnin Türkiye’de ilgili taraflara gösterilmeden Olli Rehn’e sunulmuş olması.

Hukuk Reformu Strateji Plan Taslağı’nın hazırlanması önemli.

Bu çalışma olmadan Yargı ve Temel Haklar Faslı’nın müzakereye açılabilmesi mümkün değil.

Ama bu son durumdan anlaşıldığı kadarıyla, o mavi dosya, sanki son halini alan bir metin gibi Olli Rehn’e verilmiş.

AB konusunda çalışan yetkililer, "Bu, taslak bile değil. Ham bir metin. İşin çok başındayız. Yargı reformlarının taslak haline gelebilmesi için kurumların mutabakatı şart" diyorlar.

Her şeyden önce henüz olgunlaşmamış bu teknik kağıtların böyle üst düzey sunumu yanlış.

Hele bunun, artık her şey oldu bitti, reform taslağı hazır havasında Olli Rehn’e basının önünde sunulması tam bir siyasi şov.

Ama bu sunum kadar, Rehn’in de bunu yeni ve çok önemli bir şeymiş gibi alması ilginç.

Cehaleti, Türkiye ile müzakere konusundaki ayrıntılardan habersiz olduğu için mi, yoksa Türk kamuoyuna Avrupa’nın AKP’yi desteklediği mesajını vermek istediği için mi böyle yaptı, ayırmak zor.

Ama kesin olan bir şey var. AKP, başı her sıkıştığında "Avrupa ipi"ne sarıldıkça, Avrupa Birliği ile ilişkiler havailikten kurtulmayacak ve bu tip krizler her zaman çıkacak.

* * *

TÜRKİYE’
yi gerçek bir demokratik hukuk devletine dönüştürecek reform sürecinin, ilgili kurumların tam desteği ve katılımı olmadan gerçekleşmesi mümkün değil.

Yargıtay açıklamasındaki bu vurguyu anlıyorum.

Ama bu rahatsızlığın hayli siyasi bir çerçevede paylaşılması ile bitmemiş bir çalışmayı kamuoyu önünde yeni bir şey gibi Olli Rehn’e sunan anlayış arasında pek de bir fark görmüyorum. Yargıtay, bu rahatsızlığını hükümete duyuracak kanal mı bulamadı?

Reform strateji planı, yarından itibaren Antalya’da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri, Türkiye’deki başsavcılar, Adalet Komisyonu başkanları ve Adalet Bakanlığı’nın üst düzey bürokratlarının katılacağı bir haftalık toplantıda masaya yatırılmayacak mıydı?

Bu tartışma orada yapılamaz mıydı?
Yazarın Tüm Yazıları