Yargı sorunu

ERGENEKON, Balyoz ve bir ölçüde KCK davalarındaki yaygın ve uzun tutuklamalar önce kamuoyunun belirli kesimlerinde, sonra toplumun büyük çoğunluğunda tedirginlik yarattı.

Haberin Devamı

Muhafazakâr Başbakan da tutuklamalar yüzünden orduda moral zafiyet meydana geldiğini belirtiyor.

Prof. İzzet Özgenç’in “Suç Örgütleri” adlı ders kitabında gördüğümüz gibi, artık hukuk fakültesi öğrencileri yargıda ölçüsüz tutuklamalar olduğunu, hatta “akıl tutulması” niteliğinde iddianameler yazıldığını öğreniyorlar!

Yasama organı durumu düzeltmek için kanunlar çıkardı; mesela müebbet hapisle yargılananlar için bile “adli kontrol”le tahliye imkânı getirdi; bir şey değişmedi!..

‘SİYASAL AKTİVİZM!’

Ölçüsüz, zayıf delillerle suçlamalardan ve uzun tutukluluk uygulamalarından rahatsız olanlara bir soru yöneltiyorum: Başbakan hâkimlere emir versin de bu tutuklular serbest bırakılsın mı?! Ya da ‘Başkan’dan emir almayı kabul edecek bir HSYK oluşturulsun, Başkan HSYK’ya emir versin, HSYK da laf dinlemeyen hâkimleri oraya buraya tayin etsin mi?!

Bunu kabul etmek mümkün mü?!

İşte bu nokta, Türkiye’de adaletin tıkandığı noktadır: Yargı, literatürde “yargısal aktivizm” denilen ölçüsüz uygulamalarını sürdürüyor... Karşılığında, iktidar partisi, 22 üyesinden 16’sı siyasi tercihle gelmiş bir HSYK oluşturmak istiyor!

Yargısal aktivizm”e karşı bir tür “siyasal aktivizm!”

İyi de makulü, normali yok mu bunun?!

Haberin Devamı

BEN ‘EVETÇİ’ İDİM!

Ben 2010 referandumunda “evet”i destekledim. Anayasa Mahkemesi’ne parlamentonun üye seçmesini, HYSK’da üyelerin çeşitli kaynaklardan seçilmesiyle “çeşitlilik” sağlanmasını eskiden beri savunuyordum. Bazı AK Partililer “Milli Görüş” terimleriyle konuşurken de ben bu görüşleri, bu kavramları savunuyordum. Yazılarımda, Venedik Kriterleri’ndeki “HSYK’da yargı kökenli üyeler üstün bir çoğunluğa sahip olmalıdır” ilkesini de defalarca yazmıştım.

Elbette bu yöndeki referandumda “evet” diyecektim.

Bugün de aynı ilkelere bağlı olduğum için AK Parti’nin taslağına karşı çıkıyorum. Görüş değiştiren iktidardır! İktidar partisi, 2010 referandumunda dile getirdiği ilkelere aykırı bir taslak hazırlamıştır: 2010 referandumu sırasında Venedik Kriterleri’ne göre “Yeni HSYK’da yargıdan gelen üyeler büyük çoğunluğa sahiptir” diye kitaplar yayınlayan AKP, şimdi 22 üye içinde yargıdan gelecek olanların sayısını 6’ya indiriyor! Siyasi gücün seçeceği üyelerin sayısını 16’ya çıkarıyor!

Haberin Devamı

DİĞER SAKINCALI YÖNLER

Anayasa Mahkemesi üyelerinin önemli bir bölümünü, HSYK üyelerinin birkaçını parlamentonun seçmesi Avrupa standartlarına daha uygun olur. Fakat AK Parti’nin taslağı bu yönde kısmi bir “düzeltme” yapmıyor, siyasal gücün belirleyeceği bir HSYK oluşturmak istiyor!

Anamuhalefet partisinin iptal davası açma hakkı kaldırılmış, iptal davalarını en az 110 milletvekilinin açabileceği belirtilmiştir. Muhalefete bakışı yansıtan bu durumda, partiler bölünse, iptal davası açabilecek parti kalmayabilir!

Anayasa değişikliklerini Anayasa Mahkemesi elbette “esastan” inceleyemez, ama AKP taslağında “şekilden” bile inceleme yapamayacağı hükmü getirilmiştir!

Hizmetin devamlılığı bakımından gerekli olan “Mevcut üyeler sürelerini dolduruncaya kadar görevlerine devam ederler” diye bir hüküm bile koymamışlar!

Dilerim AKP bu sakat taslaktan vazgeçer. Yine dilerim “yargısal aktivizm” yapan savcı ve hâkimler, Türkiye’yi nasıl bir sıkıntıya soktuklarını görürler!

Yazarın Tüm Yazıları