Yanlışlar zinciri

ÖZELLİKLE şampiyonluğa soyunan takımların, sezon öncesi zayıf rakipleriyle yaptıkları hazırlık maçları sonunda bildik demeçler verilir, yorumlar yapılır.

Eğer sonuç başarılı ise, takım yere-göğe sığdırılamaz. Başarısızlık halinde de endişelenmemek gerekir... Oyuncular, hazırlık maçı diye işi ciddiye almamışlardır. Siz, onları asıl sezon başlayınca göreceksinizdir.

Rakip, geçen sezon Play-Off’a bile kalamayan, Lig A takımlarından İstanbulspor ve maçın sonucu 0-0... Canaydın, Polat ve tüm Galatasaraylılar çok mutlu, yapılan transferlerden herkes memnun... İlk kez İstanbulspor maçında oynayan Lincoln’ü de seyirci bağrına basıyor... Resim, buraya kadar güzel...

Ancak, madalyonun bir de diğer yüzü var...

Bomba atılsa korkmayan, takımın en önemli oyuncusu Mondragon, pahalı diye gönderildi ve kesinlikle yeri doldurulamadı. Yine, maliyetleri yüksek diye istenmeyen Song ve Tomas’a takım bulmaları söylendi. Ama onlar ayrılmadan, savunmaya yeni bir yabancı (İsmail Bouzid) alındı. Böylece gereksiz yere, Galatasaray’ın hem yabancı oyuncu sayısı, hem de mali yükü şişirildi. Yani tam da "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu..." Yetmedi, yerlerine daha iyileri alınmadan Necati ve Hasan Kabze de gözden çıkarıldı. Lige 10 gün kala, Galatasaray’da hala ideal kadro belli olmadığı gibi iskelet de oluşturulamadı.

Her şey süpermiş gibi gösterilmesine karşın, ortada yapılan bir sürü yanlış var... İşin kötü yanı, çoğu kimse iktidarla hemfikir ve olumsuzlukları da görmezden geliyor. Almanya’nın 3. Lig, Türkiye’nin 2. Lig takımlarına benzemeyen Süper Lig takımlarıyla boy ölçüşeceğiz. Üstelik, seyircimiz yok, cezalı ve sakat oyuncumuz var. Kötümser değilim, sadece dikkatli düşünüyorum...

Büyük düşünmezsen büyük olamazsın

TRABZONSPOR, uzunca bir süredir, her sezon açılışında şampiyonluk parolasıyla yola çıkıyor. Ama yatırımları, hiçbir zaman özlenen şampiyonluğu getirecek düzeyde olmuyor. İnsanlar şunu bilmeli; Şenol, Necati, Turgay, Kadir, Serdar, Ali Kemal, Necmi ve diğerleri artık yoklar ve yeniden de gelmeyecekler... O bir dönemdi, geldi ve geçti... Üç büyükler, zaman içinde ekonomik olarak çok güçlendiler... Devamlı yatırım yapıyorlar...

Trabzonsporlular Intertoto’dan elendikleri için üzülmesinler... UEFA’ya gitselerdi, daha büyük hüsranlar yaşayabilirlerdi. Yapılan transferlerin yetersizliği, hocanın da durumun farkında olmaması bu sonucu doğuruyor.

Ziya Hoca’nın, elenme sonrası yaptığı açıklama da züğürt tesellisine benzedi. Hedef küçülterek, takımın yalnız Türkiye’de oynayacak olmasını, avantaj sayan bir anlayışı Trabzonspor’a yakıştıramıyorum. Unutulmasın ki, Galatasaray hem UEFA’da, hem Türkiye’de mücadele ederek şampiyonluklar kazandı.

Futbolcuları kötü göstermeyelim

BU arada magazin basını da boş durmuyor... Eskiden futbolcular, kalitesiz, kendilerine yakışmayan yerlere giderlerdi. Şimdilerde ise eşleri, nişanlıları ve kız arkadaşları ile lüks restoran ve gece kulüplerinin nezih ortamlarını tercih ediyorlar. Roberto Carlos gibi bir dünya devi ve arkadaşları, izin günlerinde meşhur bir gece kulübündeler. Sevenleri imza ve resim almak için etraflarını sarmışlar... Oluşan bu güzel tablonun haber ve görüntüleri verilse, hem futbolcular doğru yönde özendirilecek, hem de sporseverlerin hoşuna gidecek...

Ama hayır, böyle yapılmıyor... Sansasyon peşinde koşan magazin basını, oyuncuları tahrik edip arzuladıkları çirkin görüntülere ulaşıyor ve bunları yayınlıyor.

O günü unutamam

G.SARAYLI Linderoth, transfer olup da İstanbul Atatürk Havaalanı’na inince yaşadıklarını unutamayacağını söyledi. Linderoth, G.Saray Dergisi’ndeki röportajında, "Karşılanmam çok fantastikti, o günü hiç unutmayacağım. Oynadığım hiçbir kulüpte taraftarlar beni böyle karşılamamıştı. Oyunumla var olmak isterim. Ümit ediyorum Şampiyonlar Ligi deneyimini Galatasaray ile de yaşarım" dedi.
Yazarın Tüm Yazıları