Yamru yumru bir yumru

Pakize SUDA
Haberin Devamı

Biliyorum duydunuz ama, bir porsiyon da benden yiyeceksiniz. Mecburen. Yemin ederim hükümetten gazeteye emir gelmiş değil. Hepimiz kendi arzu ve irademizle yazıyoruz. Gündem meselesi. Geri kalamayız.

Önce günlerdir patatesin nimetlerini sayıp dökenlere iki çift lafım var. Daha önceleri neredeydiniz? Nimetin nimet olduğunun anlaşılması için tarlalardan taşması mı lazım? Bunca meziyeti vardı da biz neden bihaberdik? Yıllarca alaláde bir yumru muamelesi yaptık?

Kimbilir böyle kıyıda köşede kalmış ne sebzelerimiz, ne yumrularımız vardır. Çiftçiye kalmış. Fazla fazla ekecek, elinde kalacak ki kıymeti anlaşılsın. Önce devlet erkánı, sonra basın mensupları sonra da vatandaş tarafından.

Yalnız peşinen söyleyeyim: Eğer sırada kereviz varsa ben yokum. Yukarıdan tüketim konusunda bir baskı gelirse tercihimi başka bir ülkeye iltica etme yönünde kullanırım.

SLOGAN LAZIM

Yukarıda dediğim gibi, günlerdir patatese methiye düzülüyor. Hatta ben de bir faydasına yakınen şahit oldum. Annem her sabah aç karnına bir bardak patates suyu içerek romatizma ağrılarını geçirmişti. Lakin yetmez. Kimse işi gücü bırakıp ‘‘Yandım Allah’’ diye tezgáhlara koşmaz. Halkı can evinden vurmak lazım. Fındık gibi. Mucizevi bir işlev tercih etmek lazım.

Ben buldum. Aktarıyorum. Gözlemlerime göre bizim milleti yakından alakadar eden iki husus var hayatta. Daha doğrusu birer husus. Erkekleri ve kadınları ayrı ayrı ilgilendiren.

Erkek milleti hangi kültür ve gelir grubundan olursa olsun bir tek isteği var. Dinamik bir penis. Aslında doğa mevcut olanı yeterli görmüş. Yoksa ortalıkta her daim hazır nazır dolaşmalarını sağlayacak biçimde kurgulamayı bilirdi elbet. Ama erkeklerimiz aynı kanaatte değiller. Devlet erkeklerin bu eksiklikleriyle fındıktaki fazlalığı akıllıca birleştirerek bir taşla iki kuş vurdu. Hem erkeğin sorununa çare buldu, hem fındığın.

Gelelim kadın kısmına. Kadının bütün isteği genç kalmak. Eğer yetkililer patatesin de fındık hızıyla tüketilmesini istiyorlarsa, hedef kitle olarak kadınları seçecekler. Slogan da şu olacak: ‘‘Daima patates, daima 25 yaş.’’ Bakın on gün sonra dışarıdan patates ithal etmek zorunda kalıyor muyuz kalmıyor muyuz?

Yalnız bir sorun var. Altı ay sonra bunun içi boş bir slogan olduğunun anlaşılması. Üstelik kadın kısmının tamamı patates çuvalına dönmüşken. Artık orasını da yetkililer düşünsün. Her şeyi ben düşünemem. Yoruluyorum.

* * *

Ben diyeceğimi dedim. Bir de patatesli tarif verdim mi, vatandaşlık görevimi tam olarak yerine getirmiş olacağım. Siz de vereceğim tarifi uygularsanız, memleketin patates sorununa eğilmiş, eğilmekle kalmayıp halline önemli bir katkıda bulunmuş olacaksınız.

PATATESLİ PATATES TATLISI

(6 kişilik)

Gerekli malzeme:

4 iri patates

125 gr. patates içi

Yarım su bardağı toz şeker

2 yemek kaşığı patates suyu

4 normal patates

1.5 su bardağı tereyağı

1 küçük patates

Süslemek için:

3 çorba kaşığı iri çekilmiş patates.

Yapılışı:

4 iri patatesi soyup sekiz dilime bölün. Kararmaması için patates suyuyla ıslatıp bekletin.

Patates içini iki yemek kaşığı şekerle karıştırın. Mikserden geçirin. Aman iri taneli olsun.

Tereyağını yumuşatıp kalan şekerle iyice çırpın. Macun kıvamına gelince, 4 normal patatesi bu çırpıntıya ilave edin. Karıştırın. Hazırladığınız şekerli patates içini de ilave edin.

Fırını önceden 180 derecede ısıtın. Cam ve çukur bir kalıbı yağlayıp dibine dilimlediğiniz patatesleri dizin. Üzerine tezgáhın üstünde bu tatlıyla ilgili hazırladığınız ne varsa dökün. Mikser kalsın. Üzeri kızarıncaya kadar pişirin.

Soğuyunca kalıptan çıkarıp iki çekilmiş patatesle süsleyin. Dilimleyerek servis yapın.

On dakika sonra herkes ne hali varsa görsün. Siz banyoya gidin. Boğazınıza bi parmak atıp kusun.

Kalan tatlıyı imha edin.

Siz yine bildiğinizi okuyun. Bir tencere kıymalı patates pişirip yanına da bir baş soğan kırın, afiyetle yiyin.

Yeni icatlar çıkarmayın.

Mış muş köşesi

Banu Alkan, ‘‘Patates de sarışın ben de sarışın, bu reklamda ancak ben oynayabilirim’’ demiş.Yalnız sarışınlık mı? Her halinizle patatesi andırıyorsunuz.

Özlem Yıldız, M.Ali Erbil için ‘‘Akıllanırsa iyi koca olur’’ demiş.Evet ama, akıllanması artık kocalık yapamayacağı günlere denk gelecekmiş gibi görünüyor.

En kirli nehirler bizdeymiş.Bunun tersi bir haber değeri taşıyabilirdi.

Yılda bir kez verilecek olan cinsel eğitime 40 dakika az gelmiş.Sevişme başına beş dakikanın düştüğü ülkemizde 40 dakikada değil teori, üç beş pratik bile yapılabilirdi.

Sabancı, ‘‘Enflasyon için herkes fedakárlık yapmalı’’ demiş.Arkasından da eklemiştir: ‘‘Ben hariç.’’

Yazarın Tüm Yazıları