Yamanca operasyon özlemi

IMF'nin Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer, görevindeki son Türkiye ziyaretine dün başladı. ‘‘Fischer gelecek, dertler bitecek’’ gibi düşünenler elbette hayal kırıklığına uğrayacaklar ama, Ankara'daki dünkü hava Fischer'ın ziyaretinden hiçbir sonuç çıkmayacak diyenleri de haksız çıkaracak gibiydi.

Fischer'la bugün yapılacak temaslarda özellikle TÜSİAD üyelerinin ‘‘kurda öngörülebilirlik’’ konusunda bastırması bekleniyor. Yine aynı şekilde bankacıların da, en azından Merkez Bankası'nın yapacağı operasyonlarda elinin rahat bırakılmasını isteyeceğini tahmin ediyoruz.

Merkez Bankası'nın elinin rahat bırakılması ayrı, Merkez Bankası'nın kural tanımadan sürekli birilerine sopa atarak, piyasayı terbiye etmesi ayrı. Bizce bu ayrım iyi yapılmalı. Maalesef bazen bankacılar arasında bu ayrım yapılamıyor.

Son bir aydır üç bankacıdan duyduğumuz şu aynı söz, bankacıların bu ayrımı bazen unuttuğunu ortaya koyuyor: ‘‘Bunu söylemeyi hiç istemezdik ama Merkez Bankası'ndaki Yamanca operasyonları bile özler olduk.’’

Herhalde o dönemleri çabuk unuttuk. Yamanca işler döneminde piyasa sürekli sopa ile terbiye ediliyordu ama bankacılar da iyi bilirler ki; aynı dönemde bazı bankalara ayrıcalıklar tanınıp, bazılarına el altından kıyak çekiliyor, birilerine el altından haksız sopalar atılıyordu. Yani kuralın olmadığı bir dönemdi.

Bu dönem özlenebilir mi? Bence bankacılar ne kadar daralmış olurlarsa olsunlar, ne kadar piyasanın artık açılmasını isterlerse istesinler, o dönemi özlememeliler. Hele hele, yapısal tedbirlerin hertürlü sıkıntıya rağmen çıkarıldığı, yani haksız kazancın, popülizmin, iktisat dışı davranışların artık ortadan kaldırılmaya çalışıldığı bu dönemde, bunu hiç istememeliler...

Bence unutulmaması gereken önemli bir şey daha var. Yamanca işler ve benzerleri nedeniyle Türkiye bu hale geldi ve şimdi onun sıkıntısını çekiyoruz. Türkiye'ye yolsuzluk cenneti diye yabancı sermaye girmiyorsa, kuralların bilerek ya da sık sık değiştirilerek uygulanmayışı nedeniyle kötü yabancı fonlar bile gelmekte tereddüt ediyorsa, hatta Türkiye'de hala işkence gibi insanlık suçu bulunuyorsa, hep bu anlayış yüzünden. Bu anlayış, ne olursa olsun özlenmemeli.

USULSÜZLÜK, KAYIRMA YOK

Bir şey daha var ki; zaten bu yönetimden Yamanca işler yapması beklenemez. Bu ekonomi yönetimi çeşitli yönlerden eleştirilebilir, şu kararı hatalıydı denebilir, piyasayı açmakta yetersiz kaldılar denebilir ama hiç kimse bu yönetime yolsuzluk, usulsüzlük, kayırma yapıyorlar diyemez...

Gerek Merkez Bankası'nın Başkan ve üst yönetimine, gerek Hazine Müsteşarı ve üst düzeyine, gerekse de Kemal Derviş'e kimse böyle bir suçlamada bulunamaz.

‘‘Namuslu olmak yeter şart değil, sadece önşartlardan biridir’’ sözü çok doğrudur.

Ancak o dönemleri hatırlıyorum da... Herkes hafızasını zorlar o dönemi düşünürse, önşartların bile nasıl yerine getirilmediğini hatırlayacaktır...

Evet... Piyasa açılmıyor, bazı beceriksizlikler yapılıyor, karar alınmakta gecikiliyor, siyaseten programa olan güvensizlik zaman zaman ortaya çıkıp, tam düzelirken piyasayı karıştırıyor ama... Günlük sıkıntılardan bunalanların, Yamanca işlerin günü kurtarmaya yetip, geleceği iyice kararttığını artık görmeleri gerek...

Bence, Yamanca işler yapamayacak olan bu Merkez Bankası yönetimi, kendisine esneklik tanındığı zaman, piyasaları en iyi şekilde regüle edecektir. Unutmayalım, bu yönetim, kurallar içinde kalarak ve adil davranarak piyasaların regüle edilebileceğini, bunun için üçkağıda gerek olmadığını, hakedene ve gerektiğinde sopa da atabileceğini kanıtlamış bir yönetimdir. Yeter ki eli serbest bırakılsın...
Yazarın Tüm Yazıları