Yalçın Bayer: Yeter! Söz milletin






Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Cezaevi kazığı

Silivri'deki kamulaştırma, Adalet Bakanlığı'na ağır fatura yüklüyor

ADALET Bakanı Hikmet Sami Türk, Bayrampaşa Cezaevi'nin kaldırılması için 10 cezaevine ihtiyaç olduğunu söylüyor. Türk, İstanbul'un Kemerburgaz-Boğazköy mevkiinde daha önce kömür ocağı olarak kullanılan arsayı inceledi. Taban arazisini beğenmedi; ‘‘mahkûmların kaçabileceğini’’ öne sürdü.

Peki biz de soruyoruz:

Yeni inşaat tekniklerini biliyor musunuz hocam?

Bu gezi bir uzman ekibiyle helikopterle yapılsaydı, cezaevi yapımı için pek çok uygun Hazine arazisi görülebilirdi.

Neyse...

Hocamıza kötü bir haberimiz var.

Silivri'de kamulaştırılan yaklaşık 1000 dönümlük 1. sınıf tarım arazisinden 4 parselinin sahibi Hasan Bülent Ülker, 142 dönüm karşılığı 601 milyar, 904 milyon lira olarak aldığı istimlak bedelinin iki katına, yani 1 trilyon 861 milyar liraya yükseltilmesi talebiyle Silivri Asliye Hukuk Mahkemesi'ne önceki gün dava açtı.

Bedelin yükseltilmesi amacıyla diğer gayrimenkul sahipleri de benzer davalar açarsa, Adalet Bakanlığı'nın verdiği 4 trilyon 200 milyar lira, bu durumda yaklaşık 12 trilyona yükselmiş olacak.

Bilirkişiler nasıl rapor verir; dava ne olur şimdiden bilinmez ama Türkiye'nin böyle ağır bir kriz döneminde değil 12 trilyon lirayı arsa spekülatörlerinin cebine sokmak, ilk kamulaştırma bedeli olan 4 trilyon lirayı verecek durumu bile olmaması gerekti.

Bunu siyasetçiler iyi düşünmelidirler.

MİTİNG VAR

Silivri Atatürk Meydanı'nda yarın 12.00'de ‘‘Cezaevine hayır’’ mitingi yapılıyor. İlçe merkezi ile belde ve köylere ‘‘Üniversiteye evet, cezaevine hayır’’, ‘‘Cezaevi arazisi üzerinde oynanan oyunları, devletin soyulmasını protesto için mitingimize davetlisiniz’’ başlıklı afişler asıldı.

CHP İlçe Başkanı Necmi Şimşek, olayın Devlet Denetleme Kurulu tarafından inceletilmesi için Cumhurbaşkanı Sezer'e başvurduklarını belirterek, ‘‘Halkı ezdirmeyeceğiz, Türkiye'yi soydurmayacağız’’ dedi. Şimşek, Bakan Türk'e şu soruyu sordu:

‘‘Acaba Sayın Bakan, memleketi Bafra Ovası'nda bir cezaevi kurmayı içine sindirebilir mi?’’

Hortum mu?

YAŞAR Okuyan'a... SSK hastanelerinde doktorların yazdıkları vizite káğıtlarından 200 bin lira pul parası alınıyor.

İstanbul'dan bir okurumuz, buna örnek olarak Kartal SSK Hastanesi'ni gösteriyor. Hastanenin eczanesinden bu paranın 'çaktırmadan' kesildiğini fark etmiş. Neden diye sormuş; ‘pul parası kestik’ demişler; hastanenin bilmem ne kalkınma ve güzelleştirme derneği adınaymış...

Böyle zoraki bir bağış olabilir mi? O hastanede günde 3 bin hasta tedavi görüyor, hesap ederseniz günde 600 milyon lira... Ayını ve yılını siz hesap edin. Eczacı niye dernek parası kessin.

İnşallah haberiniz vardır?

27 Mayıs

Nergis işçileri bizi tanıyın diyor

NERGİS Holding'e bağlı Yeşim Tekstil'de çalışan sendika temsilcileri Hüseyin Çökmüş (baştemsilci), Nilgün Kurt ve Emine Mazlum basına bir açıklama yaparak, gazetecileri Bursa'ya davet ediyorlar. Sendikacıların sendika$yesim com sitesinden yaptıkları çağrı dikkat çekici:

‘‘Kurucularımız Şükrü Şenkaya ve Cavit Çağlar her zaman 'bu işletmelerin gerçek sahibi çalışanlarındır' derlerdi. Biz de bugün ekmek kapımız olan bu fabrikaların işletilmesi, ülkemize milyonlarca döviz getirmeye devam edebilmesi için şartlar ne olursa olsun, çalışmaya, üretmeye devam ediyoruz. Ama hepimiz geleceğin bize ne getireceğini bilememenin tedirginliğini yaşıyoruz. Krizden binlerce kişi işini, aşını kaybetti. Biz de holdingimizle ilgili olarak yaşanan bu son olaylardan dolayı onlar gibi olmak istemiyoruz. Bugüne kadar en kötü koşullarda dahi zamanında aldığımız maaşlarımızı ve sosyal haklarımızı bundan sonra da almaya devam etmeyi istiyoruz. Nergis Holding ile ilgili çok şey yazıldı, konuşuldu. Tüm çalışan arkadaşlarımız adına sizleri firmamızı gezip görmeye ve bizleri tanımaya davet ediyoruz. Bu firmalara sadece bizim değil ailelerimizin, Bursalılar'ın hatta Türkiye'nin çok ihtiyacı var.’’

Kollektif suç

TOBB Genel Kurulunda, hükümet üyelerinin söyleyecekleri ne var ki, Ahmet Kenan Tanrıkulu dışında toplantıya gelebilsinler...'' diyordu bir delege...

Genel Kurul heyecansız. Delegeler 'hasarlı', narkoz yemiş sanki. Doktor, onların 'sağlıklarını' uzaktan kontrol ediyor. Kabinedeki '34 doktor'u işsiz mi kaldı yoksa!

Herkes ekonomik durumun suçlusunu arıyor. Acımasız eleştiriler bu nedenle Kemal Derviş'e yöneliyor.

İstanbul İSO Başkanı Hüsamettin Kavi, İstanbul İTO Başkanı ile Ankara İSO Başkanı Zafer Çağlayan, eleştirileri bir ölçüde karşı çıktılar. Nitekim Yıldırım, suçluyu şöyle tarif etti: ‘‘Asıl Sayın Deriş'i buraya getirenlerdir. Onlardan hesap soracağız.’’

TOBB Başkanı Fuat Miras'a en ağır eleştiriyi yapan da Yıldırım'dı:

‘‘Düşünüyorum Sayın Başkan, hükümet ekonomi politikalarını sizle beraber mi hazırlıyor.’’

Ankara İTO Başkanı Sinan Aygün, ‘‘Son 10 yılda 31.5 milyar doları devletin midesine, makyajına, havagazına harcadılar. Son 10 yılda kötü yönetim adına her alanda 10 üzerinden 10 aldık. Ama hangi büyük atılımı gerçekleştirdik?’’ diye sordu:

Tribündeki bir delege yanındaki arkadaşına şöyle diyordu:

‘‘Önüne gelen Kemal Derviş'le uğraşıyor; siyaset yapıyor. Herkes yanlış yaparak bugünlere gelindi ve sonuçta kollektif suç işledik.’’

Anadolu esnafı ağlıyor da, onlara çıkış yolunu kim gösterecek?

Esprili konuşmalarla ortaya konan 'acı tablo'nun ötesinde ağlamak bir yarar sağlamıyor. Kendi içlerinde sorunları tartışmak da..

Silkin ki kendine gelesin Türkiye.

TDÇİ'de o müdür

KENDİLERİNİ ‘‘Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nde çalışan kamu görevlileri’’ olarak tanıtan bir gruptan gelen faksta şöyle diyor: ‘‘Kurumumuzun bir yıldan bu yana Özelleştirme kapsamı içindedir ve uygulanacak politikaların belirsizliği üzerimizde stres yaratmaktadır. Bununla birlikte kurumumuza yeni atanan Genel Müdür'ün, çalışanları kendisinden yana olanlar ve olmayanlar şeklinde ikiye ayırarak kendine yakın olanları taltif etmesi, diğer çalışanları da Öİ kanalı ile Devlet Personel Dairesi Bşkanlığı'nın görevlendireceği havuza atarak sonucu belirsiz bir uygulama başlatması hepimiz üzerinde tedirginliğe yol açmıştır.

Özelleştirme Yasası gereğince şu an kurumumuz olmuştur. Dolayısıyla kurum dışından kanun gereği tekrar iki Genel Müdür Yardımcısı atanacaktır. Cengiz Kunduz yeniden bu göreve gelmek için tüm imkánlarını seferber etmiştir. Arkasında çeşitli iddialar bulunan bir kişiye bazı siyasi güçler sahip çıkmalıdır.’’

Ben TÜSİAD'ın yerinde olsam

TÜSİAD'ın, Türkiye'nin yönetimine ilişkin olarak açıkladığı 10 maddelik plana karşıyım. Bu, parası olan insanların egemenliği kendilerinde görme mantığıdır. Egemenlik, halkın oylarıyla seçilenlerindir. Türkiye'nin nasıl yönetileceğini onlar bilir.

Remzi DEMİR-ÇANKIRI

ANADİLDE eğitim yapılmasını istemesi hoşuma gitti TÜSİAD'ın; ama benim karnım aç, çocuklarım aç. Gelsinler fabrika kursunlar. Bize iş versinler.

Satılmış KOCA-SİİRT

TÜSİAD üyeleri sattıkları malların fiyatını artırmasın. Türkiye'yi düşünüyorlarsa az kárla mal satsınlar. Halkın mutluluğunu, refahını artırsınlar.

Bekir ÜNAL-ANKARA

TÜSİAD'ın 10 maddelik çözüm önerileri PKK'dan destek buldu. PKK medyası 23 Mayıs günkü yayınında aynen şunu söyledi:

‘‘Sonuna kadar TÜSİAD'ı destekliyoruz.’’

TÜSİAD ülke sanayiinin gelişmesine çalışsın. Kürtçe onun işi değil.

Aydın TAŞ-İSTANBUL

TÜSİAD, banka hortumlayan üyelerine ne gibi işlem yaptı. Onların üyeliğine son verdi mi? TÜSİAD önce kendini temizlesin, sonra Türkiye'yi yönetmeye kalksın.

Ali KARATAŞ-MERSİN

MESAJ

BEN güzelim ülkemin modern başkentini istiyorum. Ben yol şeridimi istiyorum. Bir şerit deyip geçmeyin. İnsana verdiği psikolojik rahatsızlığı ve kurallara uyma baskısını herkes hissedecektir. Hiç olmazsa bir yerden başlayalım bu işlere...

Ergun ÇANÇALAR-ANKARA

ARAÇ park edilmesi sonucu yürünmez hale gelen ve karo taşların bozulması ile ilgili olarak verdiğim dilekçeme anında olumlu cevap verip Hazım Körmükçü Sokağı'nda yaya yolunu tekrar yapılandırarak, araçların park etmelerini engelleyip yayaların rahat yürümelerini sağlayan Altındağ Belediyesi'ne teşekkür ederim.

Kenan ŞENTÜRK-ANKARA

ZİRAAT Bankası, Halkbank ve Emlakbank'la ilgili yasa yürürlüğe girdi, personelin tasfiye süreci başladı. Bugüne kadar binlerce banka çalışanının işine son verildi. Bu bankaları çalışanlar mı batırdı? Hiç haklarımızı aramayacak mıyız? İ.A.K- ANKARA

AV ve Yaban Hayati Koruma Geliştirme ve Tanıtma Vakfı'ndan (0312-442 09 61): orman Bakanlığı göç kuşlarını haraç mezat sattı. Orman Bakanı Nami Çağan, Merkez Av Komisyonu'nu toplayarak, salı günü avcılık yapılmasını olanaklı kılan bu kararı derhal değiştirmelidir.

‘‘1982 Anayasası'ndan, kirlenen bir sistem ve denetlenemeyen liderler demokrasisi ortaya çıktı. Katılımcılığı olmayan bir partileşme, siyasetten giderek soğuyan bir toplum yaratıldı. Bu kötü gidişten süretle esenliğe çıkabilmek için, 1961 Anayasası'nın hukukun üstünlüğü, geniş siyasi katılım ve sosyal adalet ilkeleri hiç duraksamadan hayata geçirilmelidir. Yeni Anayasa değişikliklerinin de 1961 Anayasası ilkelerine göre yapılmalıdır.’’

(1961 Anayasası ve Çağdaş Demokrasi Vakfı Başkanı Numan Esin)

‘‘1982 Anayasası'ndan, kirlenen bir sistem ve denetlenemeyen liderler demokrasisi ortaya çıktı. Katılımcılığı olmayan bir partileşme, siyasetten giderek soğuyan bir toplum yaratıldı. Bu kötü gidişten süretle esenliğe çıkabilmek için, 1961 Anayasası'nın hukukun üstünlüğü, geniş siyasi katılım ve sosyal adalet ilkeleri hiç duraksamadan hayata geçirilmelidir. Yeni Anayasa değişikliklerinin de 1961 Anayasası ilkelerine göre yapılmalıdır.’’

(1961 Anayasası ve Çağdaş Demokrasi Vakfı Başkanı Numan Esin)

Yazarın Tüm Yazıları