Yalçın Bayer: Yaşar Bey; yeter artık ağlamayın

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Ankara'dan isminin yazılmasını istemeyen bir okurumuz; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'a ‘‘Yüreğimizi dağladınız, yeter artık ağlamayın’’ diyor. Yazı şöyle devam ediyor:

‘‘Üzülmeyin, biz 90 yaşında emekliliye de razıyız. Yeter ki siz parlamenterler kıyak emekli olun, mutluluk çubukları taktırın, prostat ameliyatı olun, porselen dişler yaptırın.. Eski, yeni bilumum parlamenterimiz 1. derecedeki yakınlarınız değil, bütün sülaleniz tedavi olsun. Hesap sorarsak namerdiz.

Ne tuhaf, sosyal güvenlik sistemi çökmüş de, sizlerin haberi olmamış! Bütün milletvekilleri mi uyudu? Nerede yaşıyorsunuz?

Bağ-Kur ne zaman battı, biliyor musunuz? Sağlık yardımı vermeye başladığı gün. Topladığı primin kat kat üzerinde geri ödeme yaptı. Ne ödedi biliyor musunuz; ilaç parası yerine ıtriyat parası... Doktorlar özel muayene ettikleri hastaya ‘Bir emekli veya Bağ-Kur karnesi getir ilacını yazayım’’ diyerek prim ödemeyenlerin de ilacını ödedi. SSK’daki ödenmeyen primler herkesin malumu.''

Okurumuz, ‘‘Amerika'nın her gün keşfinden vazgeçilmesini’’ isteyerek şöyle devam ediyor:

‘‘Dünyada bu işi fevkalade başarmış ülkeler var. Bize sadece oralarda emeklilik yaşını söyleyeceğinize; parlamenterlerinin de dürüst olduğunu söyleyin. Oralarda aile hekimliğinin olduğunu, doktorların aldıkları eşantiyona göre ilaç yazmadığını anlatın. Onların çocuk bezi, orkid, parfüm parasını devletine ödettirmeyen dürüst vatandaşlar olduğunu açıklayın.

Vallahi devleti ben batırmadım. Size bir bulmaca sorusu: Devleti kim batırdı? Çiftçiler, memurlar, işçiler, parlamenterler ve onların danışmanları mı yoksa her dönem af çıkaran 'baba' mı?’’

Evet hangisi?...

Sakatlara da göz dikmeyin

YENİ Sosyal Güvenlik Kanunu'na göre herhangi bir sebeple kanuni olarak iki güvenlik kurumundan maaş alanların tek maaşlarının kesileceği tasarı da mevcut... Yalnız burada malul, sakat ve bakıma muhtaç olanlar aynı muameleye tabi tutulmuştur. Bu kişilerin hasta ve bakıma muhtaç olmaları hayat şartlarını zorlaştırmaktadır. Bizim ricamız hiç olmazsa % 70 ve üzeri sakat raporu olanların bu kanun maddesinden muaf tutulmalarının sağlanmasıdır. Bizlerin bu kötü hayat şartlarına daha fazla itilmemesidir. Parlamentonun bu görüşe katılacağını umarım.

Emin ER-İSTANBUL

Vicdani sorumluluk

DR. Oktar Babuna'nın gündemde olduğu bir ortamda aynı konu ile ilgili bir yardım talep etmenin zorluğu, hatta imkánsızlığı ortada iken vicdani sorumluluk nedeniyle bu mektubu sizlerle paylaşmaya ne dersiniz?

‘‘Ben 1948 doğumlu Makina Mühendisliği eğitimini Londra'da tamamlamış, çalışmakta iken lösemi hastalığı nedeniyle emekli olmuş, iki çocuk sahibiyim. Tedavi için geldiğim Londra'dan bu yazıyı yazmaktayım’’ diyor Ali Elmasoğlu.

1966 ağustosunda İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde miyelodisplezi (MDS) kökenli lösemi (AML) tanısı konulmuş kendisine. İngiltere Royal Free Hospital'a gitmiş... Şimdiye kadar 120 bin dolar harcamış, son olarak ilik naklinin gerçekleştirilmesi için daha 150 bin dolara ihtiyacı varmış.

Bu konuda yardım ve destek bekliyor Elmasoğlu...

(Yardım kampanyası İçişleri Bakanlığı'nın 9.6.1999 tarihlİ izniyle yapılıyor. Yardım için: Ziraat Bankası, Şenesenler Şubesi- İstanbul, Hesap no: 0946 0003 7791 688. Yukarıdaki hesap; bu kampanya ile ilgili işlemleri yöneten komite üyeleri Nihat Uçaner, Yunus Bul ve Metin Şahin adına açılmıştır. İrtibat: 0212- 270 95 70 (Dr. Ateş Fırat)

TÜRK basınının % 90'ı gibi MHP'ye saldırmak için elinize geçen fırsatı kaçırmıyorsunuz? Kutlarım(!) Ama olaya eleştirel gözle bakılabileceği gibi hoşgörü ile bakılamaz mı? Mesela Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanı Prof. Hüsnü Yusuf Gökalp'in bağırdığı kişilerden sonra özür dilemesi 'kişinin hatasını anlaması en büyük erdemdir' denilerek, erdemli bir davranışın örneği olarak verilemez mi? Nitekim, Ulubay'ın intiharını basının büyük çoğunluğu olumlu bir bakış açısıyla verdi. MHP'ye ve MHP'lilere de, DSP'ye ve DSP'lilere baktığınız gibi bakmayı deneyemez misiniz?

Fazlı KÖKSAL-İSTANBUL



Yazarın Tüm Yazıları