Yalçın Bayer: Yakında göç edecek beyin de kalmayacak

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

DEĞİŞEN dünya koşullarında evrensel anlamda dünyadaki meslektaşları ile çalışan ve zaman zaman onlarla dünyanın herhangi bir yerinde bir araya gelen öğretim elemanlarının aldığı maaş bugün eşdeği yurtdışında/yurtiçindeki özel-vakıf üniversitelerindekinin beşte biri, onda biri kadardır. Öğretim elemanları da zamanın tümünü ülke hizmetine ayıran ve bu amaçla mesai kavramı olmaksızın çalışan kişiler olup emeklerinin karşılığını alamamakta, ciddi şekilde geçim sıkıntısı çekmektedirler.

Bilgisi dışında para kazanma yolunu bilmeyen, vicdanı ile cüzdanı arasına sıkışacak hiçbir yönü olmayan ve bu tür taraklarda bezi olmayan, çıkar gözetmeden geceli gündüzlü çalışan, geleceğimiz olan gençlerimizi en üst düzeyde eğiten bizler artık içinde bulunduğumuz geçim sıkıntısı nedeniyle görevimizi yapamıyoruz. Bir bilim adamı olarak, çağın sorunlarına yönelik çözüm üretmek, teknolojiye ayak uydurmak, sağlıklı düşünen beyinler yetiştirmek yerine, temel insani gereksinimlerimizi bize reva görülen maaşımızla nasıl karşılayabileceğimizin hesabını yapma durumuna getirildik.

Bizler bilim adamları olarak, ülkemize yönelik idealimizden taviz vermemek için hep direndik ve fedakárlık yaptık. Bizlerin oyları ile göreve gelmiş olan, yine bir bilim adamının buluşu olan TV'lerden her gün sesimizi duymadan bize hitap eden siz yöneticiler ve vekillerimiz:

Artık bize, ‘‘Onurunuza, emeğinize yakışır ülke ve dünya gerçekleri içerisinde yaşam düzeyi sağlamanın zamanı geldi de geçti bile, hiç zaman kaybetmeden gereğini yapmak boynumuzun borcudur’’ desinler ve de gereğini yapsınlar.

Bizler bilimin evrenselliği içinde belki bilim yapabilecek ve bilim adamı onuru ile yaşayabilecek başka ülkeler bulabiliriz kendimize, ama unutmayın ki bu ülke bizler olmadan olmaz.

Bu seslenişimiz, bu onur mücadelemiz artık hiçbir şey yapamadığımızdan değil Atatürk'e ve ilkelerine bağımlılığımızdan, ülkemize ve insanlarımıza karşı olan sorumluluğumuzdandır.

Sayın milletvekilleri sizler de bu sorumluluk bilinci içinde hareket ediniz ve bu söylemleri dile getirmek zorunda olan bilim adamlarını, onur mücadelesi vermek zorunda değil, ülkesini geliştirecek işler yapacak konuma getirmek için geç olmadan artık somut adım atın.

Aksi halde yakında göç edecek beyin bile kalmayacak.

Doç. İbrahim ORTAŞ- Çukurova Üniversitesi/ADANA

Biz grevi çok sevmiştik

Haberin Devamı

BRÜKSEL'de yaşayan Hilal Özel, yaşadığı kentteki metro grevini yazıyor: ‘‘10'luk bilet kartımı otomatik makinede basıp metroya girerken cihazın ağzının bantlı olduğunu gördüm. Demek ki, bozuk. Eh bugün de işe bedava gideceğiz. 10 dakikalık yolculuktan sonra büroya gitmek için metrodan çıkıp tramvaya biniyorum. Ulaşım işletmesinde kontrolör olarak çalışan bir arkadaşım, Türk ve yabancıların oturduğu mahallelerde fazla bilet kontrölü yapılmadığını anlatmıştı. (Sanırım gariban bölgelerde olay çıkmasın diye...) Kararlıyım, tramvayda da bilet almayacak ve bugün şirketten yolculuk yapacağım. Tramvay oldukça sakin. Vatmanın arkasına oturuyorum; durakta binen bir kadın tramvay sürücüsünden bilet istiyor. Vatman gayet güleryüzlü: ‘Madam... Grev yapıyoruz, afişleri okuyunuz! Ücret almıyoruz, iyi günler.' Bakıyorum... Tam sürücünün arkasındaki camda kocaman bir duyuru asılı: ‘Metro, tramvay ve otobüs çalışanları sendikası STIP, ücret azlığından ve sosyal haklarından şikáyetçidir. Bu nedenle 22 Aralık-1 Ocak arasında grevdeyiz, grev süresince ücretsiz seyahat edebilirsiniz.'

Yazarın Tüm Yazıları