Yalçın Bayer: Vay, vay sendikaya bak

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

TÜRK Harb-İş Sendikası'nda neler oluyor? Hemen ‘‘Vur patlasın, çal oynasın sendikacılığı mı yapılıyor?’’ diye sorulursa haksızlık yapılmış olmaz.

En iyisi okurlarımız karar versin bu soruya.

Başbakan Ecevit, Renauld Safran otomobile binerken, Cumhurbaşkanı Sezer, Köşk'te personel indirimine giderken, bir sendika altı ayda 1.6 trilyon harcama nasıl yapar?

Aşağıda size Harb-İş'in 14-15 Eylül tarihlerinde Yalova'da toplanan Başkanlar Kurulu'na sunulan raporda yer alan bütçe rakamlarını göstermek istiyoruz.

Harcama kalemlerini dehşet içinde okuyun.

Altı aylık sürede sendikanın aidat ve banka faizlerinden geliri 1 trilyon 958.5 milyar oluyor.

Harcamalar ise 1 trilyon 658.5 milyar lira olarak gösteriliyor.

(Bu arada sendikanın genel merkez ve şubelerinde profesyonel olarak 48 yönetici bulunduğunu hatırlatalım.)

Ve sendikanın giderlerine bakalım:

BİZ ÖLMÜŞÜZ

Bu harcamalara bakıldığında ‘‘Biz ölmüşüz ’’ demek lazım.

İzzet Çetin ve ekibi 10 ay kadar önce yönetimden gittikten sonra yerlerine gelen Orhan Atay ve ekibinin yaptığı harcamalar, daha çok 'eğitim' ve 'iş çıkışı eğitim' harcama kalemlerinde gözüküyor. Sendika daha önce yaptığı açıklamada, Mersin'deki (Taşucu) konaklama harcamalarını 15 milyar lira olarak açıklamıştı. Ancak raporda, 55 milyar lira ödendiği görülüyor.

Belgelerden anlıyoruz ki, Mersin (Taşucu) -nedense 5 kez toplanılmış-, Adana, Konya ve Elazığ'daki eğitim çalışmalarına katılan 2280 işçi için yapılan toplam harcama 196.2 milyar lira tutuyor.

49 personele ödenen aylık neredeyse ortalama 2'şer milyarı buluyor.

Peki sendikaya bağlı işçilerin aldıkları ortalama maaşların ne olduğunu sendika açıklayabilir mi?

SENDİKANIN GİDERLERİ

Harb-İş, altı aylık sürede sendika ve şubelerinin giderleri şöyle:

Yönetici ücret giderleri 467.6 milyar lira

Yönetici ödenek ve yollukları 102.9

Personel ücret giderleri 504.6

Personel ödenek ve yollukları 10.5

İdari giderler 54.2

Aidat (üst örgütlere yapılan gider) 21.8

Eğitim giderleri (Taşuçu Best Otel) 196.1

Merkez telefon gideri 5.3

Merkez sözleşme giderleri 8.1

Merkez miting toplantı gideri 7.7

Merkez rozet ve flama gideri 10.5

Merkez kırtasiye gideri 13.7

Merkez araç alımı 217.9

Benzin vesaire gideri 64.0

Merkez içecek gideri 3.8

Merkez çiçek-kolonya gideri 3.1

Merkez yemek giderleri 11.5

Merkez hediye giderleri 7.6

Sendikanın merkez ile birlikte

bağlı şubelerinin toplam çiçek,

kolonya giderleri 12.2

Sendikanın merkez ile birlikte bağlı

şubelerin toplam yemek, kokteyl ve

içecek giderleri (İşçilere verilen

kumanya dahil değil) 45.5

Toplam 1.658.5

Sorumlu belli

GALATASARAY Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Hamdi Yasaman, CNN Türk'te Sedat Pişirici ile konuşurken şöyle diyordu:

‘‘Türkiye'de bankacılık faaliyetlerini düzenleyen yasalar, yönetmelikler aslında çok sıkıdır. Bütün işlemler çok şeffaftır. Bankalar sürekli denetlenir. Bu denetlemeler sürekli raporlanır. Dolayısıyla bir bankanın içi boşaltılıyorsa birileri buna göz yumuyor demektir. Başta Maliye, Hazine, Merkez Bankası olmak üzere bu süreçteki bütün görevlilere bakmak lazım. Her şey bunların gözü önünde oluyor, bu kadar kanun, yönetmelik var, tüzük var. Raporlar da olduğuna göre, birileri demek ki göz yumuyor.’’

Demek ki, suçlular belli. Neden yakalarına yapışılmıyor.

Turizmin Deli Dumrul'ları...

BERLİN'den emekli öğretmen Mehmet Şahin ile arkadaşı Peter Rauschenbach, yaz sonunda Marmaris-Bozburun arasında yaptıkları 'Mavi Tur' gezisinde yaşadıklarını anlatıyorlar.

‘‘Güzelim koyların pek çoğunu kiralamış veya cebren zapt etmiş gözü açıklar, özellikle Türk yatlarını, kendi lokantalarında harcama yapmadıkları gerekçesiyle koya girmelerini çeşitli yollarla engellemekte, tüm koya sahip çıkmaktalar.

Bozkale'de hemen kalenin dibine yapılan bir barakada turistlere hizmet veren (!) zorba bir aile, bizi koydan kovduğu gibi, ‘‘Bir daha buraya uğrarsanız ayaklarınızı kırarız’’ şeklinde tehdit etti. Daha önce bir turist yatına ateş edildiğini, bazı turistlerin yaralandığını, bu nedenle sahibinin tutuklandığını söyleyen yatın kaptanı koyu hemen terk etti. Adı geçen barakanın kaçak yapıldığı için bir yıl önce jandarma tarafından yıkıldığını, ancak bu yıl tekrar yapıldığını ve yanına bir de ekmeğini 1.5 milyon liradan satan fırın açıldığını öğrendik. Bu barakanın sahibi de her aranışta Yunan adasına kaçtığı için bulunamıyormuş.

Anlayacağınız yat sahiplerinin korktuğu bir ‘Deli Dumrul' oturuyor Bozkale tarihi koyunda...

Yetkililere sesleniyorum; Türkiyemizin güzel koylarına girmek, görmek, gezmek arzumuz. Artık bu zorba ve fırsatçılara mı bırakılacak? Kafayı çekip turistlerin üzerine dahi ateş edenlerin bu koylarda işi ne?’’

M.ŞAHİN/Peter RAUSCHENBACH- BERLİN

İETT’ciler kafayı oynatıyor

İETT'nin şoförleri, Cumhurbaşkanı Necdet Sezer'e sesleniyor: ‘‘Günlerdir sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. DİE'nin yaptığı araştırmaya göre bir ailenin geçinmesi için en az 485 milyon lira lazım. Oysa bizler 210 ile 230 milyon lira arasında maaşla çalışıyoruz. Üstelik 1997 Martı'ndan beri sözleşmemiz yapılmadı. Belediyede çalışan başka işçiler grev haklarını kullanıp istedikleri ücreti alabiliyorlar. Ama bizim bu hakkımız olmadığından evimizi zor geçindiriyoruz. Günde 8 saat aslanlar gibi direksiyon sallıyoruz, bu nedenle maaş bodromuzda G2 kodu yani ağır işkolu olduğu halde bu kadar az ücretle çalıştırılıyoruz. Şimdi okullar açıldı, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamadık. Belediye Başkanı Gürtuna'dan hálá tık yok. Ruh sağlığımız bozuldu. Bu hayat pahalılığını aşmak için birkaçımızın kafasını oynatıp trafik canavarı mı olması gerekiyor?

Deprem olsun kurtulalım

MEDYADA bir deprem yaygarasıdır gidiyor, yok 7.6 yok, 8 şiddetinde. Aradan bir hafta geçiyor zorunlu deprem sigortası yani bir nevi vergi. Ayıptır beyler; bu milletin yiyecek ekmeği var mı acaba?

Bize önlem alın diyorsunuz, siz devlet olarak zamanında niçin önlem almadınız?

Geçen gün bir TV kanalında sağlam zemin olarak Kurtköy-Şile arası gösteriliyor. Yoksa yeni bir rant olayı mı?

Siz psikologlar yine medyadan öğrendiğimize göre 30 dakikalık seans 100 milyon. Bu milletin korkusunu da sömürmeyin. Bir bina kontrolü bilmem kaç milyar, psikolog fiyatları ona keza yetmiyor, devlet baba...

Son sözüm deprem olsun da biz de kurtulalım, siz de..

Seyit ÖZDEN-KADIKÖY

Hepsi kaçak yapı

KARTAL Maltepe'den bir okurumuz gönderdiği resimlerin arkasına şunları yazmış:

GİMA; tamamı kaçak, yıkım kararı var, hiçbir ruhsatı yok. AFM Sinema; 6 salonu var. Kaçak yapı, yıkım kararı var, ruhsatı yok. Mr.Bircologa; yapı malzemeleri. Kaçak, yıkım kararı mevcut, ruhsat yok. Denizden Restaurant; kaçak yapı, yıkım kararı var. Ruhsatsız çalışıyor. Lal Restaurant: İmar izni yok, ruhsatı yok. AFM sinemalarının üstündeki Sultanahmet Köfticisi ve Burger King de aynı durumdadır.

Maltepe sahilinin durumu budur. Her gün yüzlerce çoluk-çocuk buralara girip çıkıyor. Burada yaşayan sadece bir vatandaş olarak, belki sizin uyarınızla gerekli tedbirleri alırlar.

BİR kez daha kontrol ettik Taksim Metro İstasyonu'nu. Ve gördük ki, Taksim Meydanı'na kadar çıkan, ne yürüyen merdiven, ne de asansör var. Metro yolcularını, çok dik 30 merdivenin dibine 30 merdivenin dibine bırakıyor. Peki, hastalar ve sakatlar bu dik merdivenleri sürünerek mi çıkacaklar?

Dr. Latif AKÇA-İSTANBUL

HARUN Doğan'ın başı eğik, mahçup resmini gördüm. Size tavsiyem, Ata'nın 10. Yıl Nutku'nu okuyunuz. Ondan sonra huzura kavuştuğunuzu göreceksiniz. Vakit geçmiş değildir. Yanlış yoldan en kısa zamanda dönebilirsiniz. Ayyıldızlı formayı giyiniz. İstiklal Marşı'nı tekrar söyleyiniz. Göreceksiniz hiçbirşey kaybetmeyeceksiniz.

Nejat TAŞKIN-İSTANBUL

AÇIK Radyo (94.9), RTÜK'ün kararıyla ilgili asıl dava sonuçlanana kadar yayınını sürdürüyor.

Yazarın Tüm Yazıları