Yalçın Bayer: TÜRMOB: Esnaf kelle vergisi altında eziliyor

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

‘ASIL vergiyi esnaf değil muhasebeciler kaçırıyor’’ (17.12.2000) başlıklı yazıda Bursalı iki okurumuz, muhasebeci ve mali müşavirlerin esnaf ve sanatkárları 'boğduklarını' anlatırken, kendilerinden tarife dışı ücret aldıklarını anlatıyorlardı.

Bu yazı büyük yankı yarattı... Birçok esnaf ve sanatkár, ‘‘Bize tercüman olmuşlar, aynen katılıyoruz’’ derken, Türkiye Serbest Muhasebeci, Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odası (TÜRMOB) ise aksi görüşü savundu.

TÜRMOB Genel Başkanı Mustafa Özyürek gönderdiği açıklamada, esnafın olağanüstü vergiler yanında enflasyonun üstünde artırılan vergi ve harçlar altında ezildiğini, hayat standardı esası ile kazandıkları gelirin vergisini ödemek zorunda kaldıklarını belirtirken, ‘‘Bu haksız vergilere karşı mücadele edilmesi gereken, muhasebecilerin suçlanması büyük haksızlıktır ve gündemi değiştirmektir’’ dedi.

Esnafı ezen vergileri 'kelle vergisi' olarak nitelendiren Özyürek şöyle konuştu:

‘‘Muhasebecilerin ve mali müşavirlerin görevi, belgeleri defterlere kaydetmekten ibaret değildir. Muhasebe kayıtlarını yapmak, yanında mali tabloları düzenlemek, yıllık muhtasar ve KDV beyannamelerini, SSK bildirgelerini, Maliye Bakanlığı'nın istediği bildirimleri hazırlamak da muhasebecilerin ve mali müşavirlerin görevleri arasındadır. Düzenlenen bu beyannameleri denetledikten sonra imzalayan meslek mensupları, herhangi bir yanlış ortaya çıktığında mükellefle birlikte 'müşteriken ve müteselsilen' sorumlu olmaktadır. Meslek mensupları, dürüst esnafın güvencesidir.

Ücretler, asgari ücret olup, bu tutarların üstünde ücret alınması doğaldır. Avukat, doktor gibi çeşitli meslek mensupları için de ilan edilen asgari ücret tarifesi vardır. Ancak hiç kimse bir doktor veya avukatı tarifesinin üstünde ücret aldığı için suçlayamaz.

Defter tutma ve danışmanlık ve tasdikle ilgili olarak ilan edilen asgari tarifenin üstünde ücret alınması doğal olduğu için Maliye Bakanlığı yetkililerinin bu konuda bir yaptırımı söz konusu olamaz.’’

Özyürek meslektaşlarının bağlı olduğu odaları ve üst birlikleri TÜRMOD olarak her zaman denetlediklerini, yanlış yapan, görevini suiistimal edenlerin disiplin kurulları tarafından cezalandırıldığını bildirerek, ‘‘Bunlar camiamızda barınamaz’’ dedi.

Kendisine ‘‘Paraşüt Operasyonu ve diğer hayali ihracatlarla ilgili olarak kaç görevliye ceza verildi’’ diye sorduk:

‘‘Yüzlerce ceza verilen insan vardır. Bunlar eskiden de vardı, şimdi de olacaktır; her meslekte olduğu gibi...’’ dedi.

- Bunları açıklamayacak mısınız?

- Liste şu anda üzerimde değil ama gönderirim. Sorarım size; eroin kaçakçılığı yapan avukat yok mu? Ama iş gariban muhasebeciye gelince vur abalıya... 55 bin kişilik bir camiayı suçlamak büyük haksızlıktır. Sonra yabancı sermayeli bir şirketin mali müşaviri ile bakkalın muhasebecisini de aynı tutmayın. Alınan para bir emek mahsulüdür.

- O zaman şikáyetler neden doğuyor?

- Her yılbaşında muhasebeci ile esnaf arasında anlamsız bir kavga yaşanır. Esnaf, 'Muhasebeci beni soyuyor' der, verdiği bedel enfasyon nedeniyle marttan sonra makul bir seviyeye inince susar.

- Muhasebeciler ve mali müşavirlerin 'vergi'de sırası nedir?

- 46 meslek grubu arasında avukat, doktor, mimar, mühendislerden oldukça yüksek gelir beyan ederek 8. sırada yer almışlardır. O iki esnafın söylediği gibi herhangi bir muhasebeci, tahsil ettiği ücretten düşük makbuz kesiyorsa, bu makbuzu kabul eden esnaf da, vergi kaçakçılığına iştirak etmekte ve suç işlemektedir. Dürüst esnaf böyle bir uygulamaya alet olamaz.

Ansen: Eleştiriler düşmanca tavırlardır

HALKBANK personelinden bir grubun, banka yönetiminin kendilerine haksızlık yaptıkları yolundaki şikáyetlerini anlatan 15.12.2000 tarihli yazımıza Genel Müdür Yenal Ansen bir açıklama gönderdi.

Bankanın özelleştirilerek yeni bir statüye kavuşturulacağı sırada bu eleştirileri ‘‘uyumu bozucu iddia ve kışkırtma’’ olarak niteleyen Ansen şöyle dedi:

‘‘4603 sayılı kamu bankalarının özelleştirilmelerine ilişkin kanunla ödenmesi uygun görülen bankacılık tazminatı oranlarının tüm personel için yeniden belirlenmesi, ilk Genel Kurul'un yapılması ve ana statünün hazırlanması sonrasına bırakılmış, Ziraat ve Emlakbank ile de mutabakata varılarak, bugüne kadar ödenmekte olan yol parası tutarlarına eşdeğer gelecek şekilde tüm personele tazminat ödenmesi ve daha sonra kesin esaslara bağlanması kararına varılmıştır.

Bugüne kadar tüm personele yol parası ödenirken, kendilerine yol parası ya da bir başka adla herhangi bir ödeme yapılmayan Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcılarına ise bankacılık tazminatının ödenmesine, kanunun çıktığı tarihten itibaren başlanması, kesinlikle azami limite çıkılmayarak, personele eskiden uygulanan yol parası tavanına kadar ödeme yapılması kararı alınmıştır.

Bu doğrultuda yapılan çalışmalar sonucunda alınan kararla personele daha önce yol parası adı altında ödenen ve yaklaşık en yüksek devlet memuru aylığının % 130'una gelen (eski dönem tutar) miktar kadar tazminat verilmesine, kendilerine bugüne kadar ödeme yapılmayan Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcıları için Ziraat Bankası ile uygunluk sağlanarak aynı doğrultuda bu oranlar kadar ödeme yapılması uygun görülmüştür. Böylece tazminat oranları Genel Müdüre % 180 değil % 135, Genel Müdür Yardımcıları'na ise % 127 olarak berlenmiştir.’’

‘LOJMAN DÜŞMANLARI’

Ansen, tahsisat, son model araba, lüks lojman ve yüksek meblağlarda harcırah konusundaki eleştiriler için de ‘‘Bunlar olsa olsa banka yöneticilerine düşman olan sayıları 3-5'i geçmeyen, bankayla sorunlu ve çalışanlarca bilinen birtakım personelin gerçek ve ahlak dışı karalamalarından ibarettir’’ dedikten sonra açıklamasını şöyle sürdürdü:

‘‘Halkbank yönetiminde ne böyle bir sefahat, ne böyle bir yüksek harcama ve ne de böyle bir yasadışı harcırah söz konusudur. Bankamızın mütevazı lojmanlarında ise 1977-1986 arasında Ayrancı, Dikmen, Cebeci, Bahçelievler, Büyüksanayi, Yenimahalle, Keçiören, Etlik semtlerinde ucuz olduğu için alınan binalarda, Kamu Konutları Yönetmeliği çerçevesinde yapılan tahsislerle tüm banka personeline yasal prosedür içinde kullandırıldığı bilinmektedir. 7 Genel Müdür Yardımcısı'ndan sadece ikisi lojmanda oturmaktadır.

Genel Müdür olarak içlerinde yetiştiğim ve çoğunun memuriyetten üst kadrolara kadar terfisini gerçekleştirdiğim bankamız personeline karşı beslediğimiz duyguların ne olduğu bütün çalışanlarca bilinirken, yukarıda niteliklerini ifade ettiğimiz üç-beş sorunlu kişinin tarafınızı da yanıltan düşmanca beyanları, sadece kendi düşünceleridir.’’

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Şartlı salıverilme ya da af yetkisi parlamentodan alınarak mahkemelere verilmelidir. Adaleti, adalet örgütüne bırakmaktan başka çare yoktur.’’

(Hukukçu M. İskender ÖZTURANLI- İZMİR

MESAJ

UNUTULAN VERGİ DAİRESİ

Bir grup esnaf yazmış; Gaziosmanpaşa'nın bugün Türkiye'nin en büyük ilçesi olduğunu söylüyor: ‘‘Gelirler Genel Müdürü Akif Hamzaçebi İstanbul Defterdarı iken Küçükköy'de esnafın talebi üzerine belediyenin borcuna karşılık bir binayı Defterdarlığa kazandırdı. Ancak nedendir, her şeyi hazır olan bina hizmete açılmıyor; iş ve zaman kaybına uğrayan esnaf vergi yatırmak üzere Topkapı'ya taşınıyor. Maliye Bakanı Sümer Oral, bütçe gelirlerini artırmak için üç kuruşa üç düğüm atarken, İstanbul Defterdarlığı'nda hiçbir çaba görülmüyor. Neden?’’

Yazarın Tüm Yazıları