Yalçın Bayer: Siyasetin rant üssü: Yalova

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

‘‘2000'li yıllarda İstanbul, İzmit gecekondulaşırken, Yalova Marmara Bölgesi'nin 'zengin mahallesi' olmaya adaydır.’’

1990'larda, Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Koçal, Yalova'nın imar planlarıyla ilgili yayınladığı kitapçıkta böyle yazmış... Dönemin SHP'li Belediye Başkanı Cengiz Koçal'a, yani amcasına da kitapçığın basımından ötürü teşekkürü esirgememiş...

Yakup Koçal, bugün ANAP'lı Belediye Başkanı; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın yeğeni. Kitapçıkta, 3500 dönümde gerçekleştirilen 'donatı alanı'nda bakın neler hayal ediyor; botanik, hayvanat bahçeleri ve Disneyland...

(Bu arada belirtelim... Karadeniz'den yüzyılın başlarında Yalova'nın Elmalık Köyü'ne yerleşen akraba Koçal ve Okuyan'lar, siyasete her dönem egemen olmuşlar. Bu egemenlik, siyasi yelpazenin sağı ile solu arasında gidip gelmiş. Turan Koçal, MHP'den milletvekili olurken, Cengiz Koçal MHP'den, ANAP'a, sonra da SHP/CHP'ye geçmiş, Yaşar Okuyan, Türkeş'ten koparak ANAP saflarına katılmış, kardeşi Arif Ekim -eski Marksistliğinden ötürü soyadını Ekim diye değiştirmiş- eski TİP saflarında görev yapmış, Turan Koçal'ın kızı Nesrin Koçal da ÖDP'li olmuş.)

Müteahhitlik ve özel okul işletmeciliği yapan, Robert Kolej'li mühendis Belediye Başkanı Yakup Koçal'ın 'donatı alanı' dediği yer; Hacımehmet Sazlığı/Ovası... Söylendiğine göre Atatürk bu sazlık ve bataklık alanı, elma ağacı ekmeleri ve bahçecilik yapmaları için köylülere vermiş. Yalova'nın elması da buradan ünlenmiş...

EVREN VE ÖZAL'IN

ARAP TURİST MERAKI

Bugünlere gelirsek... 12 Eylül'den sonra Evren ve Özal, Arap turistlere kaplıca bölgesi Termal ve Gökçedere'yi açınca, başta Rabıta'nın kurucusu Muhammed Es Savvaf bile Yalova'da yaşamaya başlamış... Savvaf, '1980 yılından sonra Cumhurbaşkanı Evren ile başlayan dini gelişmeler beni buraya getirdi' demiş, Özal'ın Türkiye ve İslam ülkeleri için bir kazanç olduğunu söylemiş...

Bir anda pansiyonculuk gelişmiş, köylüler 'Araplar bize yeter, yerli turist istemiyoruz' demeye başlamışlar.

Atatürk'ün özel odası bulunduğu için 1939'da koruma altına alınan Termal Otel'in, tarihi bina olduğu gerekçesiyle yıkılmak istenmesi gündeme gelmiş...

Bu arada Mükerrem Taşçıoğlu'nun Turizm Bakanlığı döneminde bir heyetle Termal'e gelen Evren, yanındakilere şöyle seslenmiş:

‘‘Bu otelin mimarı özelliği nedir? Selçuklulardan mı, yoksa Osmanlılardan mı bize kaldı? Bu otelin mutlaka yıkılması gerekmektedir.’’ (Turizm Bankası Bülteni; 1984, sayı 5, sayfa 8)

Nitekim, çelişkili üniversite raporlarına dayanılarak 1984'te yerle bir edilmiş Atatürk'ün yaptırdığı bina... Bugün hálá yenisi yapılacak.

Atatürk'ün 'benim kentimdir' dediği Yalova, bir anda 'Arapkent' olmuş... Evren ve Özal, Yalova'ya gelerek Arap turistlerle ilgilenmişler, onlara 'villa alma' izni bile çıkartmışlar.

(1980-90 yıllarının Yalovası'nı merak edenler, ilginç bilgi ve belgelerin yer aldığı Faruk Kırtay'ın 'Araplar Bizim Eve Ne Zaman Gelecek?' adlı kitabını Yalova Haberci Gazetesi'nden temin edebilirler: 0226-81 413 32)

PLANLARI KİM HAZIRLADI?

İşte bu yıllardan itibaren tarım alanları, meyve bahçeleri, ormanlar, kıyılar, dere yatakları, sazlık ve bataklıklar beton yığınlarına dönüşmeye başlıyor... Ranta dayalı imar planları yapılıyor... Yüzlerce müteahhit ortaya çıkıyor bir anda; pazarda çorap, domates, karpuz satanlar emlak komisyonculuğuna başlıyorlar.

Ceylanlar, Yükseller, Aydınlar'ın siteleri bu arada yükselmeye başlıyor; Yalova'nın ve Yalova'da oturanların dramı da... Peki, Hacımehmet Ovası'na imar iznini kim verdi?

Biz söyleyelim, 1987'de Belediye Başkanı olan, 1991'de makamını yeniden koruyan Cengiz Koçal... Bölgenin 1989'da mevzii imar planlarını hazırlatmış, 1993'ten sonra da bölgede aşırı yapılaşma başlamış...

İller Bankası, belediyeden giden imar planlarını onaylarken, kazıldığında 4 metreden su çıkan ovada zemin etüdü yaptırmış mıdır?

Yaptırmamışsa cinayete İller Bankası da ortak değil midir?

DSP'den Yalova Milletvekili seçilen mimar-mühendis Hasan Suna'ya bunu soruyoruz: ‘‘Belki düzeysel bir şey yapılmış olabilir’’ diyor ama bunun yeterli olmadığını da vurguluyor. Suna, bugün TBMM Deprem Komisyonu üyesi olarak görev yapıyor. ‘‘Sizin de imar suçunuz var mı?’’ dediğimizde, ‘‘Dosyalarım konusunda rahatım. Projesini yaptığım bir binadaki malzemeyi beğenmeyerek itiraz ettim, beni kovdular. Bir dönem müteahhitlik yapmaya kalkıştım, beceremedim. Suçu olan cezasını çekmeli. Bu arada tüm yapı sektörü ile ilgili yasalar değiştirilmeli’’ diyor.

HACIMEHMET

OVASI'NDA 1500 ÖLÜ

1994 seçimleri geldiğinde Koçal'ın karşısına, rakip olarak İmar Müdürü olan İbrahim Uzun çıkmış; Başbakan Çiller'in 'il vaadi' ile de başkanlığı DYP'ye taşımış...

Hacımehmet Ovası'nda son yıllarda yapılan 'lüks' daireler bugün 'enkaz tarlası' halinde. Yalova'daki resmi 2.505 ölüden sadece 1.500'ü bu 3.500 dönümlük alanda. Yaşar Okuyan'ın bir başka yeğeni Metin Koçal ile Sefa Tüzünataç'ın baş harflerinden oluşan Yalova MESA'sının inşa ettiği yaklaşık 180 daire iskambil káğıdı gibi yıkılmış; 200'e yakın can gitmiş.

Daha da vahimi... Lüks dairelerle donatılan ovanın yeşil alanları da depremden 10 gün önce Belediye Meclisi'nce konut alanına dönüştürülmesi kararı.. Vahşi randın boyutlarına bir başka örnek oluşturuyor.

TUTUKLANAN

POLİTİKACILAR

İki ortak hakkında önceki gün gıyabi tutuklama kararı verildi. Geçen dönemin DYP'li Belediye Başkan Yardımcısı Tevfik Erbalta, son Belediye Başkanlığı seçimlerinde DSP'den aday olan Nurullah Yılmaz ile DYP merkez ilçe yöneticilerinden Osman Küçük de haklarında gıyabi tutuklama kararı verilenlerden. DYP milletvekili adayı Kenan Baş (milletvekili Cevdet Aydın seçimden önce ölünce Baş ilk sıraya yerleşti, seçilemedi) ise, Veli Göçer gibi tutuklu.

Yalova Cumhuriyet Savcılığı bugüne kadar 35 müteahhit hakkında tutuklama kararı verdi; bunların 13'ü cezaevine konulabildi... 22 kaçak müteahhitten bazılarının yurtdışına çıkmış olabileceği konuşuluyor.

Yalova böyle; bütün müteahhitlerin partisi var; partilerin de müteahhitleri.

Yalova'da asıl 'hanedanlık'lar sorgulanmazsa hiçbir şey değişmez.

Gümrükte hırsız var

GÜMRÜKLERDEN sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'e bir okurumuz soruyor: ABD'deki bir firmaya, çocuğum için 5 adet CD sipariş ettim. Firma, Atatürk Havaalanı Gümrüğü'ne CD'lerle birlikte bir de oyuncak göndermiş. Fakat oyuncağın ambalajı kolinin içinde olmasına rağmen oyuncak yoktu. Bundan böyle sipariş verirken fazladan bir adedi de gümrük görevlileri için mi getirtmemiz gerekiyor?''

Almanya'da rezil oluyoruz

TÜRK İşadamları Avrupa Federasyonu Başkan Yardımcısı Ahmet Diler, Hannover'den feryat ediyor:

‘‘Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı öncülüğünde Deprem Yardım Komitesi oluşturduk. Bugüne kadar 750 bin DM topladık, ayrıca 2.2 milyon DM'lik çeşitli yardım malzemesi gönderdik. Bu arada ABD ve Alman firmalarının bağışladığı 500 bin DM tutarında seyyar röntgen cihazı ve diyaliz makinesini 163 paket halinde Adapazarı'ndaki özel Bilgi Hastanesi'ne verilmek üzere İstanbul'a ulaştırdık. Kriz Masası elkoymuş, ancak gümrükten 32 paket çekilmiş. Adapazarı Devlet Hastanesi'ne gönderilmiş. Röntgen cihazı çıkmayınca Almanya'dan bir teknisyenle araştırdık, sonuç alamadık. Burada rezil oluyoruz. Bu malzemenin bulunması lazım. Polis araştırma yaparken de, bir sürü insanın gereksiz baskı altına alındığını öğrenip üzülüyoruz. Lütfen yetkili makamlar, bu malzemeyi bulsunlar, depremzedelerin hizmetine sunsunlar.’’



Yazarın Tüm Yazıları