Yalçın Bayer: İyiler Türk, kötüler Yahudi ve Ermeni mi?

Yalçın BAYER

Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton, Genel Yayın Yönetmenimiz Ertuğrul Özkök'e bir yazı göndermiş.

Yazısına, gazetemizin 4.7.1999'da, Türkiye'nin ABD'ye zeytinyağı ihracatını anlatan ‘‘32 yıllık acı ders’’ başlıklı manşeti ile 9.7.1999'da 22. sayfada yayınlanan ‘‘Kürtaj hapının mucidi Türk’’ haberlerinin kupürlerini de eklemiş. Alaton, şöyle diyor:

‘‘Skandal yaratan Gomel ve Zigna şirketlerinin 5 ortağının ‘Musevi asıllı' olduklarını vurguladığınıza göre, skandal yaratan eroin kaçakçıları Baybaşin'lerin ‘Müslüman asıllı' olduklarını vurgulamanız gerekmez mi?

‘Kötü'lük yapmak yalnız ‘Musevi asıllı'lara mı yasaktır? ‘Kötü' insanlar kötülüklerinden dolayı mı, yoksa dinsel ve ırksal kökenlerinden dolayı mı yargılanırlar?

‘İyi' Jaklin'ler ve Dani'ler, yurtdışında ödül aldıklarında gazetenizde ‘Türk' olarak manşetten alkışlanırken, ‘kötü'ler neden ‘Ermeni' veya ‘Musevi' olarak dışlanırlar? Çifte standart bir yana, bilinçaltınızda ırkçı ve ayrımcı bir zihniyetin kanıtı olabilir mi?

Avrupa'daki ırkçılıkla mücadelede iddialı olanların, öncelikle kendi evlerinin önünü süpürmeleri gerekmez mi?’’

Alaton haklı ve doğruyu söylüyor. Uyarısından bizler gibi herkesin de ders alması gerekiyor.

Belediyeler 'tahkim' istedi

BELEDİYE başkanları ağlama duvarı... Kasalarında para yok, maaş ödeyemiyor, yatırım yapamıyor, hizmet veremiyorlar; hacizler de kapılarında... Önceki akşam Ali Kırca'nın yönettiği 'Siyaset Meydanı'nda Ali M.Gürtuna (İstanbul); gelirlerin düşmesiyle belediyelerin krize girdiğini itiraf ederken; Celal Doğan (Gaziantep), ‘‘Yatırımlarımız durdu’’ dedi. Aytaç Durak (Adana), ‘‘Büyükşehirlerin yetkisizliğinden’’ yakındı. Prof. Yılmaz Büyükerşen (Eskişehir); Eskişehirspor nedeniyle belediyenin araç ve gereçlerine haciz geldiğini açıkladı. Türkiye'nin tek il kadın belediye başkanı İris Şentürk, Antakya'nın nasıl iflas ettiğini anlatırken; ‘‘Göreve geldim, elim ayağım bağlandı. Değil maaşları ödeyecek, fide alacak para yok. Sadece maaş ödemek adına bu koltukta oturmanın bir anlamı olabilir mi?’’ diye sordu. Basiretsiz yöneticiler sayesinde çöken Kars'ın yangına müdahale edecek bir itfaiye aracının bile olmadığını acı bir dille anlatan Naif Alibeyoğlu şöyle dedi:

‘‘Maalesef sizler ve bizler farklı bir Türkiye'yi konuşuyoruz.’’

Ahmet Bahçıvan (Şanlıurfa); ‘‘Rasgele belde dağıtımı yapılmamalı’’ diye konuştu. Ali Aygören (Denizli), 22 belde tarafından kuşatılan kentte hizmet üretemediklerini bildirdi.

2115 nüfuslu Karakele (Muş) Beldesi Belediye Başkanı Tahsin Çelik, politikacılara adeta ders verdi:

‘‘Keşke bu beldeyi kurmasaydınız, ben de başkan seçilmeseydim. Belediye binası yok, kadro yok. Sadece bir kazma, bir kürek ve bir traktörümüz var. Beldeler bir kamburdur; 5 binden az yerler katiyen belde yapılmamalıdır.’’

Diğer belde belediye başkanlarından Hüseyin Şengül (Aliağa, Helvacı), bir çöp arabası bile alacak kaynakları olmadığını söylerken; Emin El (Arnavutköy, GOP) ‘‘Beldeleri emlakçı başkanlardan kurtarmalı’’ dedi.

Sonuçta ortak bir ses yükseldi hepsinden: 9 kez hazırlanan Yerel Yönetimler Yasası bir an önce Meclis'ten geçirilmeli...

Ali Kırca'nın tutanaklarında; başkanların istekleri özetle şöyle: ‘‘Yerel yönetimlere güven duyulmalı, İller Bankası payları artırabilmeli, belediyeler vergi koyabilmeli, borç ve alacaklar mutlaka silinmeli (tahkim), kimi yetkiler artırılmalı, yasalara 'kent suçu' kavramı getirilmeli, Hazine arazileri belediyelere devredilmeli, beldelerin yetkileri sınırlandırılmalı...’’

İşçiler perişan

Mahmut Arslan (Hizmet-İş); yerel yönetimde demokratikleşmenin öne çıkarılmasını isterken, belediye başkanlarına merkezi hükümete karşı ortak eylem önerdi. ‘‘95 bin çalışanımızın belediyelerden 6 trilyon alacağı var. 2000 işçimiz de çıkarıldı’’ dedi.

Şükrü Ercan (Genel-İş); belediyelerin kamu hizmeti verme amacını bir anlamda yitirdiğini söyledi, işçilerinin 12 trilyon alacağı olduğunu, 3 bin üyelerinin de işten atıldığını bildirdi.

Mustafa Yavuz (Belediye-İş): ‘‘Belediyelerde örgütlü en büyük sendika olarak işçilerimizin alacağı 38 trilyon; çıkarılan işçi sayımız ise 3.515'e yükseldi.’’