Yalçın Bayer: Gürtuna, Sözen gibi davranmalı

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna bugünlerde sıkıntılı... Seçildiğinin keyfini alamıyor.

Belediyeye bağlı şirketlerle ilgili bir sürü iddia ortaya çıktı.

Kıvılcım, Akbil'le tutuştu. Cumhuriyet Savcılığı bunları inceliyor.

İGDAŞ, İSKİ ve İETT'de endişeli bekleyiş sürüyor.

İSKİ olayı patladığı zaman dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Nurettin Sözen, Genel Müdür Ergun Göknel ile arkadaşlarını hemen görevlerinden almıştı?

Gürtuna acaba böyle bir uygulamayı aklına hiç getirmez mi?

Ama yapmaz, yapamaz... Çünkü seçimler öncesinde Fuat Şengül, kurumun dergisinde kendisini kapak yaptırmış, ona övgüler yağdırmış, seçim harcamalarına trilyonluk katkılarda bulunmuştu.

BABA-OĞUL ŞENGÜL'LER...

Gürtuna, bu nedenle bir radikal karar alamıyor.

Veya İGDAŞ Genel Müdürü Fuat Şengül, faziletli davranıp kendiliğinden çekilemez mi? Hiç olmazsa soruşturmanın sonuna kadar... ‘‘İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Şefik Şengül babamdır. Onu zor durumda bırakmamam gerekir’’ diyemez mi? İstifa etmek erdemli bir davranıştır.

Edilirse bir daha bu yere gelinemeyeceği bilinir.

Belki de baba Şengül, oğlunun göstermediği hassasiyeti göstererek rapor almıştır.

Oğuzhan Asiltürk'ün kafasını attırmayın. Sonra Erbakan Hoca'nın talimatıyla tüm 'Tayyipçileri' temizlerse ne yapacaksınız? Bizden hatırlatması...

Ilıcak'tan savunma

FP İstanbul Milletvekili, Gazeteci-Yazar Nazlı Ilıcak köşemize şu açıklamayı gönderdi: ‘‘NAZLI Ilıcak'ın türban aşkının altından yağma çıktı’’ başlıklı makaleniz, birçok gerçek dışı iddiayı içine alıyor:

Söz konusu arazinin eski sahibi Eren Çiftçi, zaten Anıtlar Kurulu'ndan inşaat için onay almıştı. Anıtlar Kurulu izni olmadan hiç Boğaziçi İmar, size inşaatı yaptırır mı?

İnşaat kaçak değildir. Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nden izin almadan, inşaat yapmak mümkün değildir.

Evin tabanı, eskisi ile aynı tabana oturmaktadır.

Önce duvarın bir bölümünü inşa ettik. Çünkü yığma toprağın kayması ve asırlık çam ağaçlarının zarar görmesi ihtimali vardı. Toprak kaymasını engellemek üzere çok derin temel atılarak sağ cephedeki duvar tamamlandı. Diğer cephe duvarları bilahare ve daha alçak olarak inşa edildi. Sokaktan bakınca evi görmek mümkündür. Dolayısıyla inşaatı gizlemek gibi bir amacımız hiç olmamıştır.

Havuz, boğazdaki villaların büyük çoğunluğunda mevcut. Bizim durumumuz onlarınkinden farklı değil.

Boğaziçi'nde inşaat yapıp da, Boğaziçi İmar Müdürlüğü'ne gitmemek mümkün değil. İşlerimi takip eden çok sayıda elemanım bulunmadığı için iki defa, işlemler için Boğaziçi İmar Müdürlüğü'ne gittim. Bu, tapuya gitmek, vergi dairesine gitmek gibi bir şey...

Evimiz, 1995/1996 yıllarında inşa edildi. Oysa, benim Refah'a esas yakınlık duymam, 28 Şubat hadiseleri ile (1997) başlar, Fazilet'e ise 14 Mayıs 1998'de girdim, inşaat izni ile arada nasıl bir bağ kurulduğu anlaşılamıyor.''

PROJEYE UYGUN MU?

(NOT: Boğaziçi öngörünüm bölgesinde kesin imar yasağı vardır. Bu nedenle bir inşaatın projesi olsa bile önemli olan projeye uygun yapılıp yapılmadığıdır. Eğer bu bina onaylı projesine uygun yapılmamışsa, yasalar karşısında affı mümkün olmayan bir suç niteliğindedir. Biz de, binanın müştemilatını, pergolasını, havuzunu ve duvarlarını bu nedenle gündeme getirmiştik. Üsküdar Belediyesi de, eski eser bu binanın ruhsatının Boğaziçi İmar Müdürlüğü'ne ait olduğunu hatırlatıyor. İyi güzel de, Üsküdar Belediyesi, inşaat sırasında kaç kez 'zabıta' görevi yaptı, Boğaziçi İmar'a ihbarda bulundu?)

DEVLET Bakanı Hasan Gemici'ye.... Kabataş, Setüstü Mollabayır Beşaret Sokak, 23/13'te, boğaz görünümlü 160 metrekarelik daire, geçmişte mülk sahibi tarafından Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağışlanmıştı. Ancak bu daire bağışın amacı dışında misafirhane olarak kullanılıyor. Ortak giderler sorun oluyor. Acaba bu daire iyi bir parayla kiralanamaz mı?

Dr. Şefika ONAR-İSTANBUL



Yazarın Tüm Yazıları