Yalçın Bayer: CHP İstanbul'da sular ısınıyor

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

ALİ Topuz'un başkanlığında oluşturulan CHP İstanbul il yönetimi, partiye toplu katılım töreni ile atağa kalkıyor. Eski yönetimin görevden alınmasından sonra 'rahatlayan' Deniz Baykal, yeniden Genel Başkan olduktan sonra ilk kez il merkezini ziyaret edecek.

32 kişilik il yönetiminin tümünün Baykal yanlılarından oluşturulması, muhalefet kanadını hareketlendirdi. Genel Merkez'in büyük illerde kayıt yapılabileceği kararından sonra tüzüğün 13. maddesine dayanılarak yoğun bir 'naylon üye' yazımı ağırlıklı isimlerin tasfiye edilmek istendiği iddia edildi.

İstanbul örgütünün ağırlıklı bir ismi ile son gelişmeleri konuşuyoruz:

- Ali Topuz ne yapacak?

- İki seçeneği vardı; ya geçmişteki olumsuz havayı silmek için genç bir kadro oluşturacak, ya da teslimiyetçi kadroya teslim olacaktı. Ne kadar itiraz etse de, ikinci yolu denedi ve önüne sunulan listeyi benimsedi. Yeni yönetimde, seçimle gelen, ancak istifalarla düşürülen yapıdan hiç bir isim alınmadı. Yani, eski il sekreteri Fuat Keskin, Gürbüz Çapan, Nurettin Sözen, Ercan Karakaş, Mehmet Moğultay, ve H.Fehmi Güneş'e yakın isimler yok sayıldı. Güneş'in önerdiği A. Cihat Işık bile listeden son anda çıkartıldı. Bununla son Kurultay'da Deniz Baykal'a oy vermeyenlerin tasfiye edildiği anlaşılıyor.

- Disiplin Kurulu'na verilen Fuat Keskin'in durumu ne oldu?

- 'Siyasi yarar sağladığı' gibi bir iddia ortaya atılarak ihraç istemi utanç vericidir. İl'in düşürülme kararına yapılan itirazı Genel Merkez reddetti ama, gerekçesini nedense hálá açıklayamıyor. MYK'nın gerekçesi geldikten sonra eski yönetim, yapılan haksızlık için yargıya gidecek.

- Hızlı bir kayıt işlemi sürüyormuş...

- GOP ve Eyüp ilçeleri görevden alındı. İrtica ve şeriata karşı mücadele eden, FP'li GOP Belediyesini yasadışı işlemlerinden mahkûm ettiren, Hazine'nin yaklaşık 200 dönüm arazisini kurtaran Mehmet Polat ekibinden adeta öç alındı. Partinin yolunu unutanlar göreve getiriliyor. Baykalcılar, kendilerine biat edecekleri bulup, kahve köşelerinde kayıt yaptırıyorlar. Naylon üye yazımı ile geçmiş yapıyı siliyorlar. Çünkü, Haziran kurultayına gidilirken, ilçe ve il kongrelerinde Baykalcı ağırlığı sağlamak istiyorlar.

- CHP dendiği gibi sağcılaşıyor mu, çağdaşlaşıyor mu?

- Baykal'ın 1992'de dediği 'Yeni Sol'un unutulduğu anlaşılıyor. Sosyal demokrat bir partinin geleceğini ararken tarihin derinliklerine sığınmaya ihtiyacı olamaz. İstanbul'da rönesans yapılacakken anketler, iktidardan hoşlanmayanları %60, muhalefetten hoşlanmayanları ise %70 gösteriyor. Üye oyunları yapıldığına göre, hangi stratejiye yönelecekler?

Sivrihisar'da rant oyunları

SİVRİHİSAR'da (Eskişehir) kurulacak Organize Sanayi Bölgesi için kapatılan araziler konusunda, MHP İlçe Başkanı Sadık Öztürk; Nevzat Ak ve Ali Şener'in adlarının da karıştığı ilginç bilgiler veriyor.

‘‘DYP'li Belediye Başkanı Fikret Aslan, Koray Madencilik ve Marketcilik'e ait bir araziyi, sahte evrak düzenleyerek ilçe kadostro sınırları içinde göstererek belediye meclisinden karar çıkartmıştır. Eskişehir İl İdare Kurulu bu kararı iptal etmiştir. MHP'li Meclis üyeleri, konuya ilişkin İçişleri Bakanlığı'na suç duyurusunda bulunmuşlardır.

Aynı başkan, İstanbul DGM'ce tutuklanan Nevzat Ak'ın, Sivrihisar Organize Sanayi Bölgesi'nde edindiği 800 dönümlük arazinin pazarlamasını yapmıştır. Ak, yasak olduğu halde Sivrihisar'daki askeri havaalanına özel uçakla gelmiş ve Belediye Başkanı Fikret Arslan tarafından karşılanmıştır. Arazi satışında vatandaşa baskı yapılarak tapu muamelesi, gece tapu dairesi açılarak yapılmıştır. Araştırıldığında Ak ile Aslan'ın menfaat ilişkilerinin günışığına çıkacağını sanıyoruz. Nevzat Ak'a ait 800 dönüm arazi, hangi bankalara ipotek edilmiştir?’’

Öztürk, ‘‘Nevzat Ak'ı TV'lerde gördükten sonra ilçemizde nerelerin döndüğünü yeni anladık. Bu nedenle OSB çevresinde dönen rant oyunlarını İçişleri Bakanlığı'na sunduk’’ diyor. Demek burada yazacak çok şey var.

Sömürgeci ülkelerde dahi bu zulüm yok

BOĞAZ geçiş ücretlerine yapılan zam, bir kez daha her ne kadar şikáyet edecek mercilerimiz yoksa da, köprüleri kullanmak zorunda olan bizler üzerinde büyük kızgınlık yarattı.

Köprü geçiş ücreti Anayasa'nın, vatandaşlarının eşitliği maddesine tamamen aykırıdır. Çünkü İstanbullu için özellikle de Anadolu yakasında yaşayan vatandaşların her gün ödemek zorunda olduğu bir ücrettir. Bu kanunsuzluğa ne zaman hangi sivil toplum örgütü itiraz edecek diye yıllardır beklemekteyiz. Bu ülkede toplumun yararına bir şeyler yapacak tek hukukçu bile yok anlaşılan.

Kabul ediyoruz, ülkemiz bu köprülerden ciddi anlamda büyük gelir elde etmektedir. Ama bizler cebimizden hortumlanan bu paraların hangi kaynaklara aktarıldığını maalesef şimdiye kadar ne duyduk, ne de öğrenebildik. Sadece belli bir kesimi ilgilendiren bu para, bizim zorla el konulan alın terimizdir.

İstanbul dışında yurdun herhangi bir ilinde yaşayan vatandaşı ilgilendirmeyen bu geçiş ücretinin nereye gittiğini bilmek biz İstanbullular'ın hakkı değil mi?

Sömürgeci devletler bile sömürdükleri ülkelerin haklarına bu kadar zulüm yapmadılar.

Bizler artık bıktık!

Filiz ÖNCEL-İSTANBUL

Kan vergisi de alın bari!

ZAM, zam, zam... Elektrik, emlak, araç vergisi derken, doğal gazda KDV % 9'dan % 17'ye, telefonda % 17'den % 25'e çıktı. Köprü ve otoyol zammı başka. Hükümettekilere hatırlatayım: Kan merkezlerinde kan kalmamış. Hadi bakalım getir vatandaşa bir de kan vergisi... 'Her vatandaş üç ayda bir litre kan verme mecburiyetindedir veya bedeli neyse nakden ödemek zorundadır' diye bir vergi... Hükümet böyle bir kanun teklifi çıkarır da yasallaştırırsa, kan merkezlerindeki kan stokları artar, artmasa da canım toplanan paralar sayın bakanların kıyak emekliliklerinde kullanılır.

Erdal TEPE-İSTANBUL

Hadi söylesinler bakalım

‘‘SORUMLULUK duygusu, ölüm korkusundan daha ağırdır!’’ diyen Atatürk'ün 10. yıl söylevinde yüzü ak-alnı açık olarak Türk ulusuna söylediği şu hesap verme cümlesini, kimisi 40, kimisi 25, en tazesi bile 15 yıldan beri en yüksek sorumluluk konumlarında bulunmuş olan bu siyaset adamlarının bir teki bile TV'de ulusumuzun karşısına çıkıp, gülünç duruma düşmeden ağzına alabilir mi?

Prof. Özer OZANKAYA - ADD Genel Yönetim Kurulu Üyesi

MESAJ

Boğaz Köprüsüne yapılan zamı kime şikáyet edeceğiz? Anayasaya aykırı olan bu zamma karşı hangi sivil toplum örgütü itiraz edecek? Toplumun yararına bir şeyler yapacak tek hukukçu bile yok anlaşılan bu ülkede. Bu geçiş ücretlerinin nereye gittiğini öğrenmek istiyoruz. Bu zulüm yetti artık. Filiz ÖNCEL-İSTANBUL

2000 yılında yıllık 1 milyon 760 bin lira olan çevre temizlik vergisinin 9 milyon 400 bin liraya çıkarılmasını kınıyorum. Tepkisiz, çaresiz insanlarımıza vicdansızca vergi zammı yapmak yalnızca Türkiyemizin yöneticilerinin marifetidir.

Emin KURMAZ-ADANA

Yazarın Tüm Yazıları