Yalçın Bayer: Çanlar su için çalıyor

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

DSİ Genel Müdür Prof. Dr. Doğan Altınbilek'le, sıcaklardan bunalan Türkiye'nin su sorununu konuşuyoruz.

- Büyük kentler sıkıntı yaşıyor mu?

- İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'nın su sorununda bir şey yok. İstanbul'da bir, Ankara'da iki yıllık su rezervi var. Ankara'da bazen doğan sıkıntılar isale hatlarındaki arızalardan oluyor.

- Barajlar...

- İşte esas sorun, Fırat Nehri'ndeki barajlarımızda... Çünkü iyi kar yağmadı. Daha doğrusu Ankara'ya kar yağdı ama Kayseri'nin doğusuna iyi kar düşmedi. Hatırlanırsa karsızlıktan Erzurum Palandöken'deki yılbaşında rezervasyonlar iptal edilmişti.

- Keban...

- Kar suları Keban'a Karasu Nehri'nden gelir... Karın düşüşü ortalama yüzde 95 oldu. Fakat kar erirken, nisan ve mayıs ayında yağmur düşmedi. Kar da buharlaşarak ve sızarak eridi. Yani her yıl beklenen suyun yüzde 70'i geldi Keban'a... Sonuç olarak kar erimelerinden gelen verim iyi olmadı.

20 YILIN KURAĞI

- Kuraklık...

- Türkiye son 20 yılın en kurak üçüncü yılını geçiriyor.

- Enerji sıkıntısı...

- Geçen yıl Ukranya'dan gaz gelmeyince sıkıntı oldu. Elbistan, Yatağan gibi termik santrallarda arızalar oldu. Açığı kapatmak için hidroelektrik barajlara yüklendik, Türkiye karanlıkta kalmadı ama 2.7 milyar kilovatsaat fazla enerji üretilmek zorunda kalındı. Yani açık böyle kapatıldı.

- Sıcaklardan suyun buharlaşması...

- Küçük denilebilir. Geçen pazartesi rakamlarına göre; Atatürk Barajı'ndan enerji üretmek için 56 milyon metreküp su saldık. Buna karşılık buharlaşan su miktarı ise 6.4 milyon metreküp... Belki serin bir hava olsaydı, 5 milyon metreküp olabilirdi. Ancak yıllık buharlaşan su miktarı 1.3 milyar metreküpü buluyor.

- Bu, ne kadar su demek?

- Barajı kurutan buharlaşma değil. Ancak buharlaşma ile giden su, Harran Ovası'nı sulayacak bir miktardadır. Keban'dan da 1 milyar metreküp su buharlaşıyor.

- Önlem...

- Barajlara yeterince su gelmezse, elektriği de fazla üretirseniz; suyu limitli kullanmak zorunda kalırsınız. Fırat üzerindeki barajlarda günlük enerji üretimi 40 milyon kilovatsaattir. Bundan daha fazla enerji alırsanız, barajları boş buluruz. Gelecek yağışların barajları ful hale getirmeyeceği belli. Şimdiden ciddi bir boşluk var.

- Sanayinin su kullanımı...

- Mesele bunların planlanmasında. Sanayici fabrikayı kuruyor ama arıtmasını yapmıyor. Batı'da kirleten ceza veriyor, temizleyen de teşvik görüyor. Fransa'da bu sorun yaşandı, bugün Ren Nehri temizlenmiş durumda, somon yetiştiriliyor. Bizde Ergene'nin, Porsuk'un hali ortada, sonra bu su içiliyor, böyle bir rezillik olamaz. OSB'ler yapılırken önce arıtmanın kurulması koşulu getirilmeli.

TASARRUF ŞART

- Türkiye kurak mı?

- Yarı kurak denilebilir. Biz fakir ülkelerin nispeten zengin komşusuyuz. Türkiye'deki bütün suları (göl, kar, nehir vs.), nüfusa bölerseniz, yılda bir kişiye 3 bin metreküp su düşüyor. Bu Kuzey Avrupa ülkelerinde 9 bin metreküp, Kanada'da 20 bin metreküp. İsrail ve Ürdün'de ise 200 metreküp... 1500 metreküpün altına düşerseniz kıtlık, 1000'in altına düşerseniz aşırı kıtlık içindesiniz demektir. Türkiye bunlara göre zengin gözüküyor, Kuzey Avrupa'ya göre de fakir...

- Öneriniz?

- Enerjide de, suda da tasarruf etmeliyiz. İnsanlar kentlere geldikçe kirlilik artıyor. Su sorununu da zengin ülkeler çözebiliyor. Lahey'deki Su Forumu'nda, ‘‘Su, insanlar için ihtiyaç değil, haktır’’ görüşü egemen oldu. Düşünün, 1 milyar insanın suyu yok, 1.3 milyar insanın da evinde su tesisatı yok. Özel teşebbüs yatırıma girmiyor; çünkü su çok ucuz, geri dönmüyor. Telekom işlerinde kárlılık yüzde 160, su işlerinde geri ödeme yüzde 20... Ama gene de şunu söylemek gerekiyor, zenginler su sorununu çözmüş; Türkiye de çözmüş, köylere kadar su götürmüşüz. Ancak dünyada kesin olarak su sorununun çözülmesi için yılda 180 milyar dolarlık yatırım yapılması gerekiyor. Bunun için de insanların suyun bedelini ödemeleri gerekiyor. Yoksa beleş su beklenirse çözülmez.

MEB suskun

NOT ortalamasındaki sıkıntılar sürüyor. Veliler, bizleri faks ve e-mail yağmuruna tutuyor. MEB'den not ortalaması yükseltme sınavı istiyorlar.

Bakanlıktan bir yetkili şöyle diyor:

‘‘Şimdilik böyle bir karar yok, böyle bir eğilim de yok.’’

- Sınav yönetmeliği değişebilir mi?

- Değişebilir, ancak bakandan bir talimat gelirse olabilir. Çünkü geçmiş yıllarda yeni bir sınav hakkı verildiğine dair örnekler var.

- Veliler ne yapabilir?

- Alınacak kararı beklemeleri gerekiyor. Bir şey yapılabilmesi için henüz vakit erken diyebilirim.

İşkenceden farksız

MARMARA Adası'ndaki Çınarlı Köyü'nde 15 yıldır turizm sektörüne hizmet veren 'Demos Kültür ve Spor Tesisleri'nin sahiplerindenim. Sabit ikametgáhım ise Bakırköy'dür. 12.7.2000'de saat 15.00'te jandarmaca alınarak köy meydanından sanki suçlu görüntüsü içinde geçirilerek Marmara Jandarma Komutanlığı'na götürüldüm. 20 saate yakın gözaltında bulunduruldum ve 13.7.2000'de saat 10.00'da Adliye'ye sevk edildim. Nedeni, Marmara Sulh Ceza Hákimliği'nin bir dosyasında tanık gösterilmiş olmam nedeniyle ifademin alınmasıyla ilgili ihzar müzekkeresiymiş. Jandarma yetkililerine 'Sabit ikametgáh ve işyeri sahibi olduğumu, Bakanlar Kurulu kararı ile aşırı sıcaklar nedeniyle 13-14 Temmuz'da ülke genelinde tatil ilan edilmiş olduğunu bildirip gözaltında tutulmamın ciddi ve modern bir işletme sahibine yakışmayacağını, bunun turistleri ürküteceğini belirttim ve yasalara aykırı bu fiili duruma son verilmesini istedim. Sabahleyin kendi aracımla gelip ifade vereceğimi belirtmeme ve bu arada yeğenim Avukat Celal Toprakoğlu'nun kefalet ve girişimlerine rağmen komutanlık görevlileri, emri savcıdan aldıklarını belirterek gözaltı işlemini sürdürdüler. 75 yaşında, sabit ikametgáh ve işyeri sahibi bir insana yapılan bu muamelenin işkenceden farkı olmadığı kanaatindeyim. CMUK'un 45-46. maddelerini yanlış yorumlayan ve uygulayanlar ile uygulama emri verenlerin tespit edilerek cezalandırılmasını istiyorum.

Fahri TOPRAKOĞLU-MARMARA

ANAP Yayladere İlçe Başkanı Hüseyin Ergin, feryat ediyor: 1987'de ilçe olduk, telefon sistemimiz rezalet, askeri birlikler, resmi daireler ve vatandaşlar rahat konuşma yapamıyorlar. Bingöl Telekom ilgisiz. İlçemiz sınırlarında bize kuş uçuşu 5-6 km olan Özlüce BES'ten ilçemize fiber optik hattı çekilirse tüm sorunlarımız çözülmüş olacaktır.

Hüseyin ERGİN-ANAP

İlçe Başkanı-YAYLADERE

Yazarın Tüm Yazıları