Yalçın Bayer: Asıl vergiyi muhasebeciler kaçırıyorlar

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

BURSA'dan iki esnaf (M.D.-V.D.), Mali Müşavir ve Muhasebecilerden yakınarak, ‘‘ Bizim gibi birçok esnaf ve sanatkárın da aynı şikáyetleri olduğuna emin olun’’ diyorlar.

İçlerinden biri anlatmaya başlıyor:

‘‘Yağmur gibi gelen vergilerin toplumun tüm kesimlerini, bu arada sesini en az çıkaran esnaf ve sanatkár camiasını boğma noktasında olduğu herkesin malumu Yalçın Bey...’’

- Evet..

- Muhasebecilerin aldıkları da bizim için ikinci bir vergi sayılmalıdır.

- Nasıl?

- Bilgisayar programlarıyla isteyen herkesin kendi defterini tutabilmesi ve vergisini çıkartabilmesi mümkünken, defterini ille de muhasebecilere tutturma mecburiyeti getirilmesi ballı bir kıyak değil mi? Ama bu kıyakla yetinmeyen muhasebeciler, Maliye Bakanlığı'nın tespit ettiği defter tutma ücretiyle de tatmin olmuyorlar. Kendilerine göre tarife belirliyorlar. Hem de bakanlığın ücret tarifesinden 4-5 kat yüksek... Bakanlığın tarifesine uyan namuslu ve yasalara saygılı üyelerinin de onur kuruluna sevk edildiklerini biliyoruz.

- Muhasebeciler ve mali müşavirler, devlet adına görev yapıyorlar.

- Ne devlete katkıdan bahsediyorsunuz. Yeminli Mali Müşavir ve Muhasebecileri denetleyen bir kurum yok mudur? Okuyoruz; İzmir ve Bursa'daki hayali ihracatlarda kaç mali müşavirin tutuklandığını hesaplayamaz haldeyiz. (İstanbul'da tutuklama olup olmadığını bilmiyorum.) Bunların içinde defterdar, yardımcıları ve vergi daireleri müdürlerini saymıyorum.

- Tarifelere uymuyorlar mı?

- Kendi uyguladıkları tarife de onlara yetmeyip her yılbaşı 8-10 milyon lira tutan defter tasdiki için işin aslını bilmeyen mükellefleri kandırarak 100 milyon civarında toplu bir ücret talep ediyorlar. Maliye Bakanlığı'nın ücret tarifesine itibar etmeyen muhasebeciler, iş belgeye ve vergiye geldiği zaman makbuzlarını bu tarife üzerinden kesip kendileri ödemeleri gereken vergiyi mükelleflerine ödetmektedirler. Maliye Bakanlığı'nın yetkilileri de geleceğin yeminli mali müşaviri ve muhasebecisi olacağından bu durumu görmezden gelmektedir.

- Yani muhasebeciler ve müşavirler de mi vergi kaçırıyorlar?

- Tabii... Örneğin, bizden 30 milyon alıyorlar ama Maliye'nin tarifesine göre 7 milyon kesiyorlar. Dolayısıyla daha az vergi ödüyorlar. Esnafın muhasebeciler tarafından soyulmasına Maliye Bakanlığı'nın kayıtsız kalmamasını ve esnafı muhasebecilerin insafına terk etmemesini diliyoruz.

Lider kimdir!

ÜLKEMİZDE son zamanlarda suyu çıkartılan kavramlardan biri de ne yazık ki bilinçsizce kullanılan ‘liderlik’ oldu. Önüne gelen siyasi parti genel başkanının sözlü ve yazılı basında artık bir tek tanımı var: Lider...

Liderler zirvesi yapılıyor, liderler görüşüyor, liderler bir konu hakkında şöyle düşünüyorlar...

Acaba şu anda hangi genel başkan önder; kitlelere lider olma niteliklerine sahip?

Bir Atatürk, bir İnönü, Gandi, Churchill ve Arafat anılırlarken lider tanımı elbette kullanılabilir; ama daha parti genel başkanı sıfatını bile doğru dürüst hak etmemiş birçok 'stajyer siyasetçi'ye hiç değilse basın organlarında ‘lider’ yakıştırması yapmayalım lütfen.

Zekai TOPÇUOĞLU-ANKARA

Yamalı bohça

1970'te yürürlüğe giren 657 sayılı Devlet Memurları Personel Yasası, çeşitli tarihlerde yapılan değişikliklerle yamalı bir bohçaya dönmüştür.

İlk zamanlar yapılan düzenlemeler yaramıza merhem oluyordu. Bugün bırakın merhem olmayı, kangren olan sorunlarımızı daha da azdırıyor.

Kanun bugün, gelir dağılımında dengesizlik, kurumlar arasında eşitsizlik yaratmıştır. Aynı işi yapan iki kişinin maaşları bile değişiktir. Ayrıca öyle gülünç ödemelerle bordrolarda boş yere sütun doldurulmaktadır. Örneğin, 9. derecedeki bir memura 200 bin lira konut yardımı ödenmektedir.

Her şey bir tarafa, mesleği öğretmelik olan bir kişi 9. dereceden işe başlarken, meslekle ilgisi olmayan bir kişi 8. dereceden göreve başlıyor. Soruyorum, bunun mantığı var mıdır?

Gülünç ödemelerle, haksızlıklarla bir yere gidilemez. 2000'li yıllarda yamalı bohça dikiş tutmuyor. Ya Avrupa'dan yeni bir bohça getirelim, ya da yeni bir bohça dokuyalım.

Faik ERÇİN-TARSUS

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Adapazarı ve Gölcük'teki deprem 7.4... Bolvadin'daki deprem 5.8... Ekonomideki deprem 9.4... Dolayısıyla doğadaki deprem devrimdir. İnsanın çıkardığı deprem karşı devrimdir.’’

(Süleyman EKİM-Bolvadin-AFYON)

Yazarın Tüm Yazıları