Yalanın vergisi yok!

AKILLI kimdir? Herkesten öğrenen... Güçlü kimdir? Hırslarını yenen...

Peki, bizim siyasiler herkesten öğreniyor ve hırslarını yenebiliyorlar mı?

Heyhat! Ne gezer! Onlar her şeyi çok iyi bildiklerini ve çok güçlü olduklarını sanıyorlar! En zayıf tarafları da bu! Oysa her insanın, yaşadığı sürece öğrenmesi gerekir!

Onlara göre, ülke ekonomisi iyi yolda. Mesela, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, "Türkiye’de bence şu andaki gidişat, bizim performansımızın iyi olduğunu gösteriyor. Öngörüler, tüm dünyada enflasyonun ikiye katlanacağı şeklinde. Yüzde 12’yi aşan enflasyonda performansımız iyidir. Biz orta dönemde tekrar tek haneli rakamlara döneceğiz!" diyor.

Dileriz öyle olur! Fakat, yalanın vergisi yok diye vatandaş kandırılmamalıdır!

* * *

Biz "Her zaman yeni bir şey öğrenmeye çalışanlardan" olduğumuz için, büyük deneyimi olan eski Maliye Bakanı Sümer Oral ile bu konuyu uzun uzun konuştuk. Şöyle dedi: "AKP iktidarının ilk 5 yılında durum iyi sayılırdı. Fakat şimdi, geçtiğimiz 5 yılı çok arayacağız."

Sümer Oral’a göre, AKP’nin ilk döneminde, dünya ekonomisinde meltem havası vardı, dünya para bolluğu içindeydi, bizde de çok rahatlık yarattı, fakat bu güzel dönemden yeterince yararlanamadık, altın bir fırsat kaçtı!

Şimdi ise, meltemlerin yerini sert rüzgárlar aldı, Türkiye çok sıkıntılı günler yaşayabilir!

Sümer Oral, ekonomimizin gidişatına bakarak şöyle bir tablo çiziyor:

1) Cari işlemler dengesindeki açık (döviz açığı) tehlikeli şekilde büyümekte... AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 1.5 milyar dolar olan açık çok büyüdü, bu yıl 50 milyar dolar olarak bekleniyor!

2) Enflasyon, tek haneli rakamdan maalesef çift haneli rakama fırladı. Gidişat tatsız! Son üç yıldır enflasyon hedefi yüzde 100 oranında sapma gösteriyor. Bu gelişme ekonomi yönetimine güveni sarstı.

3) Büyüme hızı son 3 yıldır sürekli geriliyor. 2007’de yüzde 4’e düştü. Bu yılın hedefi yüzde 5.5. Tutacağı da şüpheli. Oysa Türkiye’nin her yıl yüzde 7 oranında büyümeye ihtiyacı var. Aksi halde işsizlik ve fukaralık artacak demektir. Bu durum çok hazin!

* * *

Ülkenin gerçek ekonomik gücü, hayati değerdeki bu göstergelere dayanır.

Vatandaşın refah artışı bunlara bağlıdır. Bunlar iyi değilse, boş laflar karın doyurmaz!

İşsizlik ve yoksulluk gibi sorunlar çözümlenmeden ülkede huzur olmaz.

Resmi beyanlara bakıldığında her şey tozpembe... Bir masal dünyasında geziniyoruz.

Fanatizmden uzak, aklı başındaki vatandaşlar ise aynı fikirde değil, çünkü sıkıntıları bizzat yaşıyor. Ekonomide güven çok önemli. Güven zor sağlanır, zor korunur, kolay kaybedilir!

Son dönemde içeride "İşsizlik, enflasyon, yatırım, üretim" gibi temel sorunlar yerine (Ergenekon davası gibi) başka tartışmalar öne çıktı. Biz yerimizde sayarken, diğer ülkeler hızla mesafe alıyor: "Eller Ay’a, biz yaya!"

Yönetim kademesinde yeni bir canlılığa, yeni bir heyecana, yeni ekonomik programlara ihtiyaç var! Akıllanma yeteneği olan insanlar, yaşanan tecrübelerden ders almalıdır.

NOT: Pazartesi günkü yazımda Sayın Kenan Evren’in "Allah bizi almayı unuttu" diyen arkadaşı Mustafa Deliveli’nin adı yanlışlıkla "Karaveli" diye çıktı. Düzeltir, özür dilerim. R.T.
Yazarın Tüm Yazıları