Yağmurla gelen adam

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün köşemizde yer alan ‘‘İstanbul'un su sorununu yağmur duasıyla değil, bilimle çözdüm. Prof. Sözen bulutları bombaladı, ama ben 120 km'den Istranca Dağları'ndan su getirdim’’ sözü gerçekleri ne kadar yansıtıyor.

1994'lere dönelim... İstanbul 40 yıldır görülmemiş şekilde kuraklık çekiyordu. 700 milyon metreküp toplam su rezervine sahip barajlarda suyun 10'da dokuzu tükenmiş; Terkos'ta 10 günlük su rezervi kalmıştı. (Bugün de aynı tehlike var; İSKİ fark etmiyor.) Dönemin Belediye Başkanı Prof. Nurettin Sözen, Yalova'dan dünyanın en büyük tankeriyle su getirtiyordu.

1990'ların başında başlayan sıkıntı üzerine Ergun Göknel'in genel müdürlüğünde İSKİ, Sözen'in talimatıyla Istranca derelerindeki suların Terkos'a aktarılmasını projelendirdi. Temelini de Erdal İnönü attı. Toplanan sular sekiz regülatörle Terkos'a basılacaktı.

Sözen, Erdoğan'ın sözlerine şaşırdığını söyleyerek; ‘‘Görevden ayrıldığımda projenin % 60'ı tamamlanmıştı. Biz ihaleyi, Istranca regülatör projesi olarak isimlendiriyorduk. Onlar ise, 'baraj yapıyoruz' demeye başladılar. Özellikle Erbakan, bu projeyi çok kullandı. Bu arada bulutları bombalamanın da çok yararını gördük.’’

Erdoğan, seçildiğinde aynı sorun sürüyordu. Trabzon'dan su getirmek istedi. Medyada sık sık 'yağmur duası' ile ilgili sorulara muhatap olan Erdoğan, ‘‘Ben her gün dua ediyorum. Çünkü barajların dolması lazım’’ diyordu. Erdoğan'a göre, kuraklığa karşı İstanbul'a bomba değil, yağmur duası gerekliydi: ‘‘Niçin yağmur duasına çıkmayalım? Tabii çıkarız. Tarih boyunca yapılmış ve netice alınmış. Biz bombalamadan yana değiliz.’’

Istranca projesine dört elle sarıldı; hatta yatırımları tamamlamak üzere halkın canını yakarcasına suya zaman zaman % 200-400 oranında zam yaptı.

Ergun Göknel deyince anımsadık... İSKİ bünyesinde bazı yolsuzluk ve suiistimaller ortaya çıkınca Sözen, Göknel'i görevden aldı. Göknel, 'görevini kötüye kullanmak'tan mahkûm oldu, Sözen ise beraat etti. Yani yolsuzluk belediyenin bir müdürlüğü ile sınırlıydı. Peki İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde tanıtım ve seçim kampanyaları için yapılan soygunlara ve tutuklamalara ne diyelim?

Hangisi daha hırsız acaba?


İSKİ marşı


Erdoğan döneminde, yağmurlar başlayıp barajlar dolunca Zeki Sayın'a sözleri yazdırılıp, Yıldırım Gürses'e besteletilen İSKİ Marşı şöyleydi:

Avuç avuç dualar

Bulut bulut su oldu

Barajlar sevgi doldu

Dereler umut oldu.


‘Hasan daha çağdaş’


AKP Genel Başkan Yardımcısı Doç. Murat Mercan, Rize İl Başkanlığı'na getirilen Hasan Karal'la ilgili yazımızdan rahatsız olduklarını söyledi.

‘‘Bunları gündeme getirip kaşımak, ayrımcılık yapmak gibi geliyor bize... Türkiye'de herkesin düşüncesi ne olursa olsun istediği partide Siyasi Partiler Kanunu'na göre siyaset yapma hakkı vardır. Bu Hasan Karal gibi imam da olabilir; Tamer Yiğit ve Yasemin Koşal da... Bizler aynı gemideyiz, birbirimizi daha çok hoşgörmemiz lazım. Çağdaş muhafazakar bir parti olan AKP toplumumuzun her kesimini temsil etme azmi ve kararlılığındadır. Biz din eksenli bir parti değiliz. Cumhuriyet'in değerlerine sahip çıkıyoruz. Rize İl Başkanlığı'na, ismini yazdığımız Tayyip Bey'in sakallı amcaoğlu Ahmet Erdoğan'ı mı getirmeliydik. Hasan Karal kardeşimiz daha çağdaş görünümlüdür.’’

Mercan'ın eleştirilerine karşılık bizim de sorduğumuz AKP'nin kuruluşundan bu yana harcandığı söylenen yaklaşık 500 bin doların kaynağını (çünkü daha Hazine yardımı alınmadı) ve Erdoğan'ın tüzük hükümlerine göre açıklanması gereken üç aylık hesaplarının ne olduğunu kamuoyunun öğrenme hakkı yok mu?

(Yazıyı yazdığımızda Erdoğan'ın, parti için bugüne kadar 672 milyar harcadığını, buna karşılık 197 milyar gelirleri olduğunu belirterek, 474 milyar açıkları bulunduğunu bildirmiş. Bu harcamaları kim yaptı Sayın Erdoğan... Albayraklar mı, yoksa başka işadamları mı? Size bu parayı işadamları ne için verdi acaba?)

Kin duygusu


TURİST Rehberleri Birliği (TUREB) Yönetim Kurulu Başkanı T. Ahmet Şensılay, ‘‘Turizmde yeni oyun’’ (17.11.2001) yazısında iddialarda bulunan rehber Serhat Kunar'ın iddialarının gerçek olmadığını belirterek, ‘‘İddia sahibi uzun yıllardan beri rehberlik mesleğinden kopmuş olup, dernekçilik mücadelesinde yenik düştüğü için Akdeniz Rehberler Derneği'ne (AKREDER) ve onun mensubu olduğu Turist Rehberleri Birliği'ne (TUREB) kin ve intikam saikiyle iftira etmektedir. Turizm Bakanlığı'nın verdiği turist rehberleri kimliklerinin yıllık vizeleri, iddia edildiği gibi TUREB tarafından değil, bakanlık tarafından yapılmaktadır. Revan A.Ş. diye bir kuruluşu, şirketi tanımıyor, bilmiyoruz. Birliğimiz, ikisi esnaf odası, 5'i dernek statüsündeki 7 rehberlik meslek kuruluşu tarafından oluşturulan ve aynen Türkiye Otelciler Birliği (TUROB) gibi Turizm Bakanlığı tarafından 'mesleği temsil ettiği kabul edilen' bir sektör kuruluşudur’’ dedi.

Bay Erhard sesimi duyun


KONYA'da, Opel Özkaymak'tan satın aldığım 2001 model Astra Comfort arabamın, ilk 3 ayda, aynı marka ve model arabalardan hatırı sayılır derecede fazla yakıt tükettiğini fark ettim. Serviste beyin programı değiştirilerek yeniden program yüklemesi yapıldı, yakıt sorunu giderildi. Fakat araç sürekli arıza yapmaya başlayınca 7 kez daha servise başvurdum. Yine düzelme olmadı. Torbalı'da Genel Müdür Bay Erhard'a da sekreterlerinin engellemeleri nedeniyle ulaşamadım. Arabamın garanti süresi 29.11.2001'de biteceğinden, süreyi doldurmak için oyalandığım düşüncesindeyim.

Yunus DEMİR-Meram-KONYA

MESAJ


VAGON BULUNDU... Geçen pazar günü köşemizde okurumuz Ali Ercan'ın, Karaman'dan Erzincan'ın Tercan İlçesi'ne TCDD ile yük gönderdiğini, fakat vagonun kaybolması nedeniyle yükün hálá yerine ulaşmadığını yazmıştık. Okurumuz dün aradı. TCDD yetkilileri vagonu bulduklarını ve eşyaları bugün teslim edeceklerini söylemişler.

KANLI ishale yakalanan 2.5 aylık köpeğime 'Stagloban' adlı Alman ilacı acil gerekti. İtalya'da yaşayan kardeşim buldu, UPS'e verdi, ancak evrak eksikliği nedeniyle gelen ilaç geri gitti. Şimdi hálá akıbetini bilmiyorum. UPS'in bu sorumsuzluğunun sonucunda yaşananlara yanıtları ne olacak?

Seda AK-NİŞANTAŞI
Yazarın Tüm Yazıları