Yabancılar yoğurdu keşfetti

Güncelleme Tarihi:

Yabancılar yoğurdu keşfetti
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2002 20:38

Yoğurt üzerine yapılan 161 bilimsel inceleme, bu ata yiyeceğimizin bizim de bilmediğimiz yönlerini ortaya çıkardı. En yararlı yoğurt, şeker katılmamış pastörize edilmemiş saf yoğurt.

Süpermarket raflarındaki en besleyici ve en sağlıklı besinlerden bir tanesi de yoğurt. Ancak, sözünü ettiğimiz, özellikle ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde satılan dondurulmuş yoğurt değil. Çünkü, dondurulmuş yoğurt kendisine sağlığa yararlı niteliğini kazandıracak malzemeleri pek içermez. Aşırı tatlandırılmış, ya da, daha uzun bir raf ömrü uğruna, yararlı mikroorganizmaların çeşitli süreçlerden geçirilerek yok edildiği yoğurt türlerinden de söz etmiyoruz.

Sözü edilen, saf haliyle yediğimiz, dünyaya tanıttığımız bizim yoğurt.

Yoğurt dünyada sağlıklı beslenme uzmanlarının giderek ilgisini çeken bir yiyecek, çünkü yapımında kullanılan bakteriler, bağırsak ve dölyolu hastalıklarından, idrar yolları kanserine karşı koruma sağladığı gibi, kalsiyumun daha fazla emilmesini ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesini sağlıyor.

Yoğurt yapımında en sık kullanılan ‘Lactobacillus bulgaricus’ ve ‘Streptococcus thermophilus’ adıyla bilinen bakterilerdir. Gelgelelim, başka bakteri türleri de kimi ürünlerde ek yararlar sağlayabilir. Kimi yoğurt üreticileri sözü edilen iki temel bakteriye ek olarak, ‘Lactobacillus acidophilus’, ‘casei’, ‘reuteri’ ve ‘Bifidobacterium bifidum’ türlerini de ürünlerine katıyorlar. Sözü edilen organizmaların tümü, yeterli miktarda ve canlı tüketildiklerinde bağırsak yollarında olumlu etkiler yarattıklarından, ‘probiyotik’ adıyla biliniyorlar. Tufts Üniversitesi’nden Dr. Sherwood Gorbach ve Dr. Barry Goldin probiyotik bakterilerin hastalığa yol açan organizmaları denetim altında tutan iyi huylu bakteriler olduklarına dikkat çekiyorlar.

Yoğurt, ayrıca inulin adıyla bilinen, alt sindirim sistemindeki sağlığı geliştirici bakterilerin üremelerini ve canlı kalmalarını sağlayan prebiyotik bir madde içeriyor.

Antibiyotik kullananların, ilacın etkisiyle zarar görebilecek yararlı bakterilerin korunması amacıyla, genellikle yoğurt yemeleri önerilir.

Gelgelelim, yoğurdun içerdiği yararlı bakterilerin etkisini gösterebilmeleri için, ürünün canlı, etkin kültürler içermesi gerekiyor. Yoğurt üretici tarafından pastörize edilmiş, ya da evde ısıtılmışsa, bakteriler ölü olduklarından tüketiciye herhangi bir yarar sağlamıyor.

Yoğurdun içerdiği probiyotik ve prebiyotik maddelerin kabızlık, ishal, kalp hastalıkları, şeker, kemik erimesi, oburluk ve kalın bağırsak kanseri gibi çeşitli rahatsızlıklara iyi geldiği öne sürülmekle birlikte, bu tür iddiaların şimdilik geçici olduklarını kabul etmek gerekir.

Ancak, hayvanlar ve insanlar üzerinde yapılan küçük çaplı, kısa erimli araştırmalardan elde edilen bulgular yoğurtla ilgili kimi özellikleri gözler önüne seriyor. Etkin yoğurt kültürleri, özellikle çocuklarda rotavirüslerin yol açtığı ve laktoz alerjisinden kaynaklanan ishalleri yatıştırabileceği gibi, antibiyotiğin yarattığı olumsuz etkileri de giderebiliyor. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalardan elde edilen ilk bulgular, düzenli yoğurt yemenin kalın bağırsak kanserine karşı koruyucu bir etki yarattığını ortaya koyuyor.

Yoğurt düzenli olarak tüketildiğinde, kimi kadınlarda dölyolu iltihaplanmalarını engelleyebiliyor.

161 yayınlanmış raporu gözden geçiren Tufts Üniversitesi besin araştırma uzmanı Dr. Simin Meydani sonuçların genelde ‘yoğurdun bağışıklık sistemini devinime geçirici etkilerini’ doğruladığına dikkat çekiyor ve özellikle yaşlılara yoğurt tavsiye ediyor.

Yoğurdun sağlığa en yararlı olanı ise, yağ düzeyi düşük olan şeker katılmamış türü. Saf sütten elde edilen yoğurtlarda yağ ve kalori oranı da, doğal olarak, daha yüksek oluyor. Bu yoğurtlar beynin gelişimi için yağ ve kolesterole gereksinimi olan bebeklere öneriliyor. Ancak, iki yaşından sonra az yağlı yoğurtların daha sağlıklı olduğu belirtiliyor.

Yoğurt aynı zamanda iyi de bir protein kaynağı. Yoğurt, süte kıyasla, daha çok kalsiyum içermekle birlikte, sütün tersine, D vitaminiyle güçlendirilmemiştir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!