Yabancı aktörle yerli Selahaddin Eyyubi

Sinema camiasında enteresan şeyler oluyor. Bakınız, daha geçenlerde ‘yok öyle bir proje, atıyorlar’ diye günahları alınan Deniz Akkaya ve Tamer Karadağlı, Michael Madsen’ın da oynayacağı filmin çekimi için Teksas’a uçtular (Yine de paranoya işte: Birileri o filmden bir kare göndermeden inanmam ben!).

Ayrıca gün geçmiyor ki, yeni bir uluslararası film projesi duymayalım. Zaten yeni trend bu: Yabancı ortaklı, yabancı oyunculu Türk filmleri...

Konuşulan son projelerden biri, Ocak’ta gösterime girecek Keloğlan Kara Prens’e Karşı filminin yapım şirketi Energy Medya’ya ait.

Norveçli yazar Thorvald Steen’in bizde de yayımlanan ‘Tozkoparan / Bir Selahaddin Eyyubi Romanı’nın haklarını satın almış Energy Medya.

Ve çok yakında bu kitaptan uyarlanacak filmin çekimlerine başlayacakmış.

Yönetmen için Türk adayların ismi geçiyor, ama başrol oyuncularının çoğu yabancı olacakmış. Belli olunca onları da yazacağım.

‘Düzgün adam’ kriterlerine isyan

Çarşamba günü ‘duzgunadam.com’ diye bir site açıldığını yazmıştım. Sitede kadınların belirlediği ‘düzgün adam’ kriterlerine erkek okurlar isyan etti.

Onlardan biri Umut Bektaş.

Şöyle diyor mailinde: ‘Liste çok materyalist. Kişilikle ilgili tek sözcük yok. Böyle bir erkeği kim arıyorsa dışarıda yüzlerce var. Bu isteklerde bulunan kadınları esefle kınıyorum’.

Fotoğraftaki gerçekten siz misiniz

Yazıları okuyup mail atan (en son Esra Durukoçak) hep aynı şeyi soruyor: ‘Bu fotoğraftaki gerçekten siz misiniz?’

Evet arkadaşlar, gerçekten benim. Fotoğraf bir yıl öncesine filan ait ama hálá aynıyım (Söyleyenlerin yalancısıyım). Bu da günün mini basın açıklaması olsun. Konu kapanmıştır...

Bir trend hali olarak oruç

Nişantaşı’nın güzide mekánlarından Niş’in sezon açılışındayız.

Masalardan birinde hararetle tartışılan bir mevzu var: ‘Liseli gençler arasında oruç tutmak yaygınlaştı. Ama bu gençler biraz da iş trend haline geldiği için böyle davranıyorlar’.

Nasıl yani demeyin, mesele hayli sosyolojik görünüyor.

Deniyor ki: ‘Gençler çok sıkıntılı, bu şekilde huzur buluyorlar.’

‘Hayır efendim ne münasebet, kimisi detoks filan yapmak uğruna oruç tutuyor’.

Böyle işte, devamı beni aşar. Zaten yerimiz dar. Sokağın nabzını tuttum, benden bu kadar.

‘Darling’ Çukurcuma’ya döndü

Bir yıldır Akmerkez Beymen’deydi Cafe Della Suda. Doğup büyüdüğü yerden, yani Çukurcuma’dan uzaktaydı. Nihayet tekrar yuvaya döndü.

‘Değişiklikler var darling’ dedi güzel sahibesi Marita Bitlis, ‘Çabuk gelin’.

(Bilmeyenlere not: Aslen İrlandalı olan Marita Bitlis, 19 yıldır Türkiye’de yaşıyor. Polisan’ın sahibi Emin Bitlis’in eski eşi. 3.5 yıldır Della Suda’yı işletiyor ve ‘darling’siz asla konuşmasına başlamıyor).

Neyse işte, bir akşamüstü Della Suda’ya gittik. Marita kafenin arka kısmına adeta bir oturma odası yapmış. DVD seyretmek ya da saatlerce kitap okumak için ideal.

Zaten dekorasyon ve yemek konusunda onun üzerine yok. En sevdiği iki şey hayatta. Nitekim yakında yemek kitabı çıkarıyor.

Tam da bu muhabbet sırasında bahsetti, nasıl sansürlendiğinden!

Çukurcuma’yla ilgili sorunları paylaşmak üzere Beyoğlu Belediye Başkanı’na gitmişler, bir grup arkadaşıyla beraber. Yolda giderken, arkadaşları Marita’ya kesin talimat vermiş, ‘Darling, orada darling’i asla kullanma’.
Yazarın Tüm Yazıları