Ya hayvan mezarlığına gömün ya da yaktırıp küllerini saklayın

Evcil hayvanların ölümü, ailenin bir ferdi kaybedilmiş gibi algılanıyor.

Ancak Türkiye’deki pet sahipleri dostlarını kaybettiklerinde, onları genellikle evlerinin, yazlıklarının bahçesine veya onlara güzel günleri hatırlatan bir yere gömmeyi tercih ediyorlar. Ne acı ki, bir kısmı ise gerek çaresizlikten gerekse bilgisizlikten, ölen hayvanını çöpe atıyor. Evet, bildiğiniz çöp konteynerine! Aslında şu an sadece İstanbul’da hizmet veren bir hayvan mezarlığı var ancak bundan neredeyse kimsenin haberi yok.

Evcil hayvanımız öldüğünde ona yakın olma arzusuyla ya da çoğunlukla alternatifsizlikten bahçemize ya da yakınlarımızda bulunan boş alanlara, parklara gömüyoruz. Türkiye’de bunu engelleyen yasal düzenleme yok. Ancak uzmanlar sağlık açısından belli kurallara dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor.

Öncelikle hayvan dostunuzu gömeceğiniz çukurun yarım metreden derin, hatta bir metreye yakın olması gerekiyor. Çünkü civarda gezen hayvanlar koklayarak yerini bulup, çıkarabilir. Bunun sonucunda açığa çıkan hayvan ölüsünün yaydığı koku bir yana, üreyen bakteriler yüzünden çevre sağlığını tehdit eden sonuçlar oluşabilir.

Hayvanın ölüm nedeni hastalıksa, mikrobun yayılmaması için daha ciddi önlemler almak gerekiyor. Mutlaka kendiniz gömmek istiyorsanız üzerine sönmemiş kireç dökerek dezenfekte edebilirsiniz. Ancak bu işlem de mikropların yayılmasını kesin olarak engellemiyor. Böyle bir durum söz konusu olduğunda veteriner hekiminize danışmanızda fayda var.

YAKTIRMAYA İZİN VAR

Hastalık bulaşıcı ise en sağlıklı çözüm, kaybettiğiniz dostunuzu bir veteriner kliniğine ya da doğrudan Pendik Veteriner Araştırma Enstitüsü’ne başvurarak yaktırmanız. Ağırlıklı olarak hastalık yayan hayvanlar için kullanılan bu yöntem, herhangi bir nedenle kaybettiğiniz hayvanınız için de geçerli. Türk kanunları hayvanların yakılmasına izin veriyor.

Enstitüdeki yakılma işlemi belli sayıda hayvan biriktikten sonra gerçekleştiği için bu süre içinde kliniklerdeki morglardan yararlanmak gerekiyor. Yakılma işlemi sırasında yanınızda şartlara uygun metal bir kap bulundurursanız kurum size küllerini verebiliyor. Bu küller inorganik olduğu için sağlık açısından sakıncalı değil, isterseniz saklayabilir ya da arzu ettiğiniz bir yere gömebilirsiniz

TEK HAYVAN MEZARLIĞI TUZLA’DA

Türkiye’de şu anda faaliyette olan tek hayvan mezarlığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Hayvan Gömü Yeri. Tuzla Aydınlı Köyü’nde tel örgülerle çevrili 20 dönüm arazide kurulan mezarlık 2000 yılında açıldı.

Ölen petiniz için bir Hayvan Gömü Formu doldurmanız yeterli. Gömü bir görevli eşliğinde gerçekleştiriliyor ve herhangi bir ücret talep edilmiyor. İsterseniz mezarlıkta satılan fidanlardan alıp mezarı ağaçlandırabiliyorsunuz. Ayrıca isteyenler mezar taşı da koydurabiliyor.

Üç yılda toplam 49 hayvanın gömüldüğü mezarlığa şu sıralar ayda 8-10 hayvan sahibi başvuruyor. İstanbul’daki evlerde muhabbet kuşundan köpeğe, yüzbinlerce evcil hayvan olduğu göz önünde bulundurulursa ve bunların belli bir yaşam süresi varsa, bu mezarlığa gelen aylık 8-10 talep çok az. Bu da demektir ki birçok hayvan uygun olmayan yerlere gömülüyor, çöpe atılıyor. Daha çok hayvansever dostlarını bu özel mezarlığa gömerse, hem çevreye daha az zarar verilmiş olur, petlerimize ölümden sonra da saygı duyduğumuzu gösterir şekilde sosyal bir önem kazanır.

AVRUPA’DA NE YAPILIYOR

Yurtdışında evcil hayvanınız öldüğünde, insanlarda olduğu gibi kliniğe başvurup raporla birlikte defin kağıdı almanız ve hayvanınızın kaydını sildirmeniz gerekiyor. Çünkü birçok ülkede insanlar gibi hayvanlar da kayıtlı.

Hıristiyanlığa inanan gelişmiş ülkelerin hemen hepsinde evcil hayvanların ölümünden sonra düzenlenebilecek özel seremoniler var. Kedinize, köpeğinize, tavşanınıza uygun tabut satın alabiliyorsunuz.

Ölülerin yakıldığı yer olan krematoryumların hayvanlar için hizmet verenleri birçok ülkede mevcut. Küllerin saklanabileceği kaplarda altından ahşaba kadar birçok alternatif var.

Avrupa’da hemen her şehirde varolan hayvan mezarlıkları ise görsel açıdan en az insanlarınki kadar zengin. Mezartaşsız bir tek mezar olmadığı gibi, mezarın başına ölen tavşanının heykelini yaptırandan, fotoğrafını koyana kadar birçok kişi var.

Pendik Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü:
0216 390 12 80
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hayvan Mezarlığı: 0216 393 00 10
Ceren SÖZERİ

SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA

Veteriner Hekim Talat GÜLBAY

Kedi ve köpeklerde eklem hastalıkları

Birçok kedi ve köpekte eklem problemleri hayvan sahibi tarafından fark edilmeyecek kadar hafif belirtilerle seyredebileceği gibi şiddetli topallık ve yürüme problemleri gibi semptomlarla da ortaya çıkabilir. Bazı durumlarda ise birkaç gün süren topallık ya da yürüyüş bozuklukları ile seyredip daha sonra düzelen ve ara sıra tekrarlayan problemler olarak da karşımıza çıkabilir.

Eklem problemleri evcil hayvanların ömürlerinin ilk yarısında ortaya çıksa bile genellikle belirtileri ileri yaşlarda ve yaşlılık döneminde daha belirgindir. Her ne kadar büyük ırk köpekler risk grubunun ilk sırasında yer alsa da, birçok küçük ırk köpekte ve kedilerde de eklem hastalıklarına çok sık ve değişik şiddetlerde rastlanabilir.

Eklem hastalıklarında en çok gözlenen belirtiler topallık, yürüyüş bozuklukları, dinlenme veya uykudan kalktıktan sonra görülen topallıklar, egzersiz ve yürüyüş sonrasında meydana gelen aksamalar, çabuk yorulma, tırmanma ya da merdiven ve yokuş çıkarken sorun yaşama, sıçrayamama ve ağrı ile ilgili semptomlardır.

BU SORUNA YOL AÇAN ON ETKEN

Onların eklemlerini etkileyen ve eklem hastalıklarına yol açan birçok hastalık ve etkenleri 10 ana başlık altında toplayabiliriz: Ligament, tendo ve kas hastalıkları (örn. çapraz bağ yırtılması); eklemi de kapsayan kırıklar; gelişme bozuklukları (örn. kalça ve dirsek displazisi çıkığı); kalıtsal bozukluklar; beslenmeye ve hormon hastalıklarına bağlı bozukluklar (örn. şişmanlık, hiperparatiroidizm); metabolik hastalıklar (örn. diyabet); bazı kanser türleri; dejeneratif eklem hastalıkları (osteoartritis); eklem iltihapları ve yangıları; omurilik hastalıkları (örn. intervertebral disk hastalıkları).

Eklem hastalıklarının erken teşhis edilebilmesi için düzenli veteriner hekim kontrolleri son derece önemlidir. Kısa süren veya hafif seyreden belirtilerde bile mutlaka veteriner hekiminize durumdan bahsetmeli ve eklemlerin muayene edilmesini istemelisiniz.

PAKO PANO

Gri renkli İran kedim Gri kayboldu. Onu çok merak ediyorum, gördüyseniz bana haber verir misiniz? ilkaytuna@yahoo.com.

Siyah uzun tüylü, boynunda kırmızı pire tasmalı oyuncu kedim Satanist, İstanbul Şişli’deki evin bahçesinde oynarken kayboldu. 20 gündür arıyorum, onu çok özledim. Babası Uğur. (0535) 455 88 37.

3 gün önce bahçede çocukların birbirlerine top gibi attığı bir kedi buldum ve eve aldım. 4 haftalık kedinin arka ayağı birkaç yerden kırık ve üst üste kaynamış. Bir operasyonla platin takılması gerekiyor, veteriner masrafların yarısını karşılıyor ama ben diğer yarısını karşılayacak durumda değilim. Yardım etmek isteyen olursa çok sevinirim. akolerkilic@superonline.com.

1.5 yaşındaki erkek Pointer kırması Tommy sahibinden ayrıldığı için çok mutsuz. Yemeden içmeden kesilmesinden korkuyoruz. Bu yüzden ona İstanbul’da bakabilecek bir aile arıyoruz. (0535) 418 76 76.

2 yaşında çok uslu ve sevecen dişi Siyam kedisine yeni bir yuva arıyoruz. (0555) 367 88 38.

İzmir’de sokakta 2 yaşında dişi siyah Terrier bulduk ve sahiplendirmek istiyoruz. (0 232 224 64 10; (0535) 819 86 15.
Yazarın Tüm Yazıları