Woody Allen: İstanbul’da da film çekebilirim. Son derece egzotik bir yer.

Güncelleme Tarihi:

Woody Allen: İstanbul’da da film çekebilirim. Son derece egzotik bir yer.
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2012 00:00

Amerikalı yönetmen Woody Allen, dünya sinemasının tartışmasız en büyük isimlerinden. Bu hafta vizyona giren ‘Roma’ya Sevgilerle’ 45’inci filmi. Hakkında merak edilen pek çok soru var. Mesela Türkiye de bir gün filmlerine sahne olacak mı? Sinemayı ne zaman bırakacak? Bu kadar iyi yazıp anlatan adam kendi aşkını nasıl yaşıyor? Woody Allen anlattı.

Haberin Devamı

Londra’da geçen ‘Maç Sayısı’, Barcelona’da ‘Vicky Cristina Barcelona’, Paris’te ‘Paris’te Gece Yarısı’… New York dışına çıkmak hep arzuladığınız bir şey miydi?
- Hayır, tam tersi. New York dışında film yapmayı hiç istememiştim ancak New York çok pahalı bir şehre dönüştü. New York’ta; Barcelona veya Roma’da yeterli18 milyon dolarlık bütçenin çok daha fazlası gerekiyor. Başka şehirlerden de altı yeni teklif aldım ama henüz cevap vermedim.

Sıra İstanbul’a da gelecek mi?
- Nasıl bir hikâye olur bir fikrim yok ama İstanbul film çekmek için oldukça egzotik bir yer, neden olmasın!

Türkiye ve Türkler hakkında nasıl fikirleriniz var?
- Daha önce sadece bir kez İstanbul’a geldim. Bir caz konserinde çaldım ve fazlasıyla keyifliydi.

Hiçbir Türk yönetmenin filmini izleme şansınız oldu mu?
- Birçok Türk filmi izledim ama birdenbire sorunca yönetmenlerin adı aklıma gelmiyor.

Haberin Devamı

BAŞROL KADINLARIYLA İLİŞKİ İÇİN YAŞLIYIM

O zaman gelelim yeni filme... Bu kez başrolde Roma var. Neden adres olarak Roma’yı seçtiniz?
- Uzun zamandır Roma’yı fon gibi kullanabileceğim, Romalıları konu alan bir film yapmak istiyordum. Uygun şartlar gerçekleşince
çekmeye karar verdim.

Uygun şartlardan kastınız nedir?
- Öncelikle bu film için İtalyanlar bana teklifte bulundu ve filmin bütçesini karşıladı. Ben de buna balıklama atladım diyebilirim.

Roma’da sizi en çok ne etkiledi?
- Yaşam tarzları. Yeni bir şehirde film çekmek tazelik hissi veriyor.

Uzun zamandır kamera önüne geçmiyordunuz. Bu kez nasıl oldu?
- Evet, bu doğru gençken çok daha fazla yer alıyordum...

Yaş alınca ne değişti?
- Artık başroldeki kadın oyuncularla romantik ilişkiler yaşamak için yaşlıyım! Şimdi sadece senaryoda benden izler taşıyan bölümler varsa kendim oynamak istiyorum.

Filmin ana eksenlerinden biri başarı ve şöhret. Neden bu kez şöhreti önemsediniz?
- Düşünmedim. Demek bilinçaltımda varmış. Adamın birinin bir gün uyanıp ünlü olduğunu fark etmesi ve buna anlam verememesi eğlenceli bir fikir gibi geldi. Sonra Roma’ya gelen yeni evli çiftin bu olaya bulaşması ve tesadüfler de komikti.

Haberin Devamı

Karakteriniz için emekli olmak ölmek gibi. Sizin için durum ne?
- Ben çalışarak mutlu olan insanlardanım. Enerjim çok çok fazla. İşi bırakmak için kalp krizi geçirmem lazım. Sağlığım elverdikçe emekli olmak istemiyorum.

JAVIER VE PENELOPE NE KONUŞTU BİLMİYORUM

Oyuncularımın doğaçlama yapmasına izin veriyorum çünkü çok daha gerçekçi oluyor. Örneğin ‘Barcelona Barcelona’da’ Javier Bardem ve Penelope Cruz her hissettikleri sahnede doğaçlama yapıp İspanyolca konuştular. İspanyolca bilmem ve bugün bile o sahnelerde ne konuştuklarını bilmiyorum! Onlara güvendim ve haklı çıktım.

BENİM İÇİN HAYATTAN KAÇIŞ

Sinemada her şeyi kontrol edebiliyor ve fantezilerini yansıtıyorsun. Bu yüzden film yapmak baştan çıkarıcı. Sabah işe gidiyorsun ve etrafında muhteşem güzellikte ve yetenekli kadınlar ve adamlarla hayal gücünün eseri olan hikayeler çekiyorsun. Bu benim için gerçek hayattan kaçış.

Haberin Devamı

KADINLAR İLHAM KAYNAĞIM OLDU

Woody Allen olmak zor mu?
- Ünlü olsan da olmasan da hayat zor, sıradan ve üzücü.

Peki ünlü mü, ünsüz mü olmayı mı seçerdiniz?
- Ünlü olmak avantajlı. Ayrıcalıkları var, bu dediğim adil değil ama keyif alıyorum, yalan söylemeyeceğim.

Ama hayatınızda paparazzi faktörü var?
- Açıkçası aktörler evlerinin ya da restoranların dışında paparazzilerin olmasını çok abartıyor diye düşünüyorum.

Gelelim kadınlara. Büyük aşklar yaşadınız. Bu kadınlar size neler öğretti?
- Önce ilham kaynağım oldular. Bana o kadar çok şey öğrettiler ki emin ol liste yapsam bu çok ama çok uzun sürer.

İLİŞKİLERİMDE BAŞARISIZLIKLAR YAŞADIM

Peki kadınlar konusunda sizce ne kadar başarılısınız?
- İlişki konusunda hiçbir şey öğrenmedim. Senelerce başarısızlıklar yaşadım. Zaten bu konularda konuşmayı da sevmiyorum. İlişkiler konusunda bilge değilim. Artık daha fazla konuşmayalım, son sözüm bu konuda söyleyecek bir sözüm olmaması.

Haberin Devamı

Ama filmlerinizde aşkı o kadar iyi anlatıyorsunuz ki sizi aşk doktoru gibi bir adam gibi hayal ederdim…
- Öyle bir şey yok. Teknolojik ürünleri çözebilirsin ama insanlar arasındaki romantik konuları anlamak hiçbir zaman mümkün olmaz. Her yaşta, ilişkiler konusunda aptal durumuna düşebilirsin.

Siz bunları söylüyorsanız vay halimize…
- Aşk dediğin şeyin formülü yok ki. Dünyanın her yerinde erkekler ve kadınlar arasındaki tüm ilişkiler karmaşık değil mi? Çünkü ön plana içgüdüler çıkıyor. Bazen içgüdün sana ihanet ediyor. Ya yürüyor ya bitiyor.

FİLMLERİMDEN TATMİN OLMADIM

Oyuncularla sette pek konuşmazmışsınız diye duydum.
- Çünkü çok fazla soru soruyorlar.

Haberin Devamı

Bu normal değil mi?
- Benim bazı soruların yanıtlarını onlar sorduğu anda bilemiyor olmam pek normal değil sanırım!

Penelope Cruz’da sizi çeken ne var?
- Heyecan verici, çalışkan, yetenekli ve çalışması rahat.

Bugüne kadar birlikte rol aldığınız yüzlerce oyuncu arasında, sizin için en özel olan isim kim?
- Oyuncu yönümü en iyi şekilde ortaya çıkaran Diane Keaton oldu.

Birçok film yazdınız, yönettiniz hatta başrolünde oynadınız. İçlerinden sizin favoriniz hangisiydi?
- Bir film yapmakla mutfakta şef olmak aynı.

Nedir benzerlikleri?
- Mutfakta bütün gün yemek yapıyorsun. O süreç içinde artık iştahın kesilmeye başlıyor. Filmlerin oluşma aşaması da bunun gibi.

Favori filminizi söylemeyecek misiniz?
- ‘Kahire’nin Mor Gülü’nü söyleyeyim.

Hep röportajınızda yaptığınız işlerden hoşnutsuz olduğunuz havası var. Bu numara mı?
- Yok gerçekten bugüne kadar çektiğim hiçbir filmden tam anlamıyla tatmin olmadım.

Benimle dalga mı geçiyorsunuz?
- Hayır çünkü kafanızda oluşturduğunuz hikâyeyi bazen perdeye aktarmakta sorun çıkabiliyor. Zaten seyirci çıkış noktamdan hoşlanmayabilir.

Neden?
-  Seyircinin sevdikleriyle benim peşinde olduklarım arasında bağlantı yok.

BÜTÇEYE KATKI YAPABİLİRİZ
ERTUĞRUL GÜNAY
(Kültür ve Turizm Bakanı)

Ertuğrul Günay, Woody Allen’ın Roma’yla ilgili son filmi basında çok ilgi konusu oldu diyor:  “Aynı tatta İstanbul’u anlatan bir film tanıtım açısından yararlı olur. Tabii Türkiye’nin başka bir şehri de olabilir. Örneğin ‘Roma Tatili’ filmi de şehir turizmi açısından çok etkiliydi.” Ertuğrul Günay’a, Allen’ın Roma’da film çekmesi için İtalya’dan 18 milyon dolarlık bütçe aldığını söylüyoruz. “Senaryosuna bağlı olarak biz de mali açıdan ciddi katkılar yapabiliriz. Zaten her zaman yabancı prodüksiyonlara gereken kolaylıkları gösteriyoruz. Örneğin Nicolas Cage’e Kapadokya ve Denizli’de kolaylık gösterildi” yanıtını veriyor.

AGATHA CHRISTIE’YE SAYGIDA BULUNSUN
UĞUR VARDAN (Radikal gazetesi sinema eleştirmeni)

Londra, Barcelona, Paris ve Roma derken ‘Woody Allen Avrupa Turu’nda bir sonraki durak neresi? Araya İstanbul alınabilir mi? Turizm Bakanlığı’nın bu yönde bir başvurusu olursa Allen’ın kabul edeceğini sanmıyorum, çünkü asıl onun İstanbul’a yakınlık duyması gerekiyor. ‘Paris’te Gece Yarısı’ örneğine istinaden, zihni Batı ile Doğu arasında giden gelen ve simgesel bağlantısını Boğaz köprüsüyle kuran bir kentin imajına dayalı bir öykü bulabiliriz perdede. Ya mekânlar? Allen’ın ‘Nevrotik Manhattanlı entelektüel’ tiplemelerinin İstanbul’daki adresi kuşkusuz Nişantaşı. Belki Cihangir kahvelerine uğrayıp ‘sanatçı kadrajları ve kaprisleri’ de yakalayabilir. İstiklal Caddesi’nin korkunç kalabalığı onu elbette korkutur. Sirkeci garına giren bir tren de Agatha Christie esintileri sunar ve entrika öyküsüne gayet denk düşer. Şehir Hatları’yla Kadıköy-Karaköy yolculuğu da fena durmaz. Söylediklerim fena halde İstanbul klişeleri ama Allen da, ‘Avrupa Tur’unda uğradığı şehirlerin ‘turizm elçisi’ gibi takılıyor. Oyunculuk açısından katkılara gelince; Başak Köklükaya-Nejat İşler ikilisi ‘favori’, Nurgül Yeşilçay-Onur Saylak ikilisi de ‘plase’ diyorum...

WOODY VE ŞEHİRLERİ

2005 Maç Sayısı – Londra
2007 Vicky Cristina Barcelona – Aviles, Barcelona ve Oviedo
2011 Paris’te Gece Yarısı – Paris
2012 Roma’ya Sevgilerle – Roma

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!