Vücuda kalkan oluyor

Pek çok sağlık otoritesi kronik hastalıkların önlenmesi, genel sağlığın korunması ve geliştirilmesinde önemli rol oynayan balığın, haftada 2-3 kez en az 300-450 gram tüketilmesini öneriyor. Yılda kişi başına sadece sekiz kilogram balık tüketiyoruz. Uzmanlar bu oranın çok düşük olduğunu söylüyor.
Uzman diyetisyen Gamze Şanlı Ak, vücudumuz tarafından yapılamayan ve dışarıdan almamız gereken omega 3 asitleri açısından zengin olan balığın faydalarını ve vücudumuzda yarattığı mucizeleri şöyle anlatıyor:

* Kalp-damar hastalıklarına fren: Yeterli balık tüketimiyle alınan omega 3 yağ asitleri, kötü kolesterol LDL’yi düşürüp, iyi huylu kolesterol HDL’yi arttırıyor. Aynı zamanda trigliserid seviyesini de düşürerek, kalp-damar sağlığını koruyucu etki gösteriyor. Düzenli balık tüketimi, kalp-damar hastalıklarında ölüm riskini yüzde 36 oranında azaltabiliyor. Omega 3, kan damarlarında pıhtı oluşumunu da engelleyerek, damar tıkanıklığını (tromboz) ya da damarlarda yağ birikimini (aterosiklorosiz) önlüyor. Böylece kalp krizi ve felç riskini azaltıyor.

* Kötü huylu hücrelere kalkan: Bağışıklık sistemimiz, vücudumuzda bulunan kötü huylu hücreleri baskı altında tutabilmek ve savaşabilmek için omega 3 yağ asitlerinden güç alıyor. Meme, prostat ve kolon kanseri başta olmak üzere birçok kanser türünde, omega 3 yağ asitlerinin etkili olduğu görülüyor.

* Diyabeti geçiktiriyor: Son araştırmalar balıkta bulunan omega 3 yağ asitlerinin, insülinin etkinliğini artırarak, özellikle tip 2 diyabetlilerde hastalığı geciktirdiğini ortaya koyuyor.

* Bağışıklık sistemini güçlendiriyor: Omega 3 yağ asitleri, vücuttaki iltihaplanmayı azaltarak başta gribal enfeksiyonlar olmak üzere, sedef, artrit, astım ve alerji gibi hastalıklara karşı koruma sağlıyor.

* Migrene karşı etkili: Balık tüketimi dolayısıyla yeterli omega 3 alımı kanın, beyin damarlarında rahatça dolaşmasını sağlayacağı için özellikle migren tipi şiddetli baş ağrılarını önleyici etki gösteriyor.

* Doğal antidepresan: Araştırmalar, yeterli miktarda omega 3 alımının, stres ve depresyonu daha iyi bir şekilde kontrol etmemize yardımcı olduğunu gösteriyor. Omega 3 yağ asitleri, doğal antidepresan olarak düşünülüyor. Yapılan bir araştırma hiperaktivite, dikkat eksikliği, saldırganlık gibi durumlarda somon, ton veya sardalya gibi yağlı balıkların tercih edilmesinin olumlu etki yaptığını gösteriyor.

* Pıhtı oluşumunu engelliyor: Omega 3 yağ asitleri, damarlarda pıhtı oluşumunu engelleyerek, kanın tüm vücutta rahatça dolaşımını sağlar ve özellikle parmak ucu hissizleşmesini, el ve ayak parmaklarının dolaşıma bağlı üşümesini önlüyor veya azaltıyor.

* Gençleştiriyor: Omega 3 yağ asitleri serbest radikallere karşı savaşarak yaşlanma karşıtı etki gösteriyor ve cilt hücrelerinde anti-aging etki yaratıyor. Hücreleri yenileyip cildin elastikiyetini arttırıyor.

* Zeka geliştiriyor: Omega 3, anne karnındaki bebeğin sağlıklı gelişimi için elzem bir yağ asididir. Beyin, kalp, damarlar ve gözlerin sağlıklı gelişmesinde önemli rol oynar. Gebelik sırasında, bebek Omega 3 yağ asitlerini annesinden sağlar. Ayrıca, anne sütüyle beslenen çocukların problem çözme yeteneklerinin, okuma, telaffuz ve yazma becerisinin daha iyi olduğunu görülmüştür. Bu nedenle gebelik ve emzirme sürecindeki annenin de yeterli balık tüketmesi önemlidir. Omega 3’ün, bebeğin merkezi sinir sistemine ve IQ puanlarına olumlu katkısı olduğu biliniyor.

* Balık beynin gıdası: Yeterli omega 3 alımının, çocukların zihinsel gelişimlerini olumlu yönde etkilediği ve öğrenme kapasitelerini artırdığı gözleniyor. Hem disleksi hem de öğrenme zorluklarını önlemede yardımcı olabiliyor. Özellikle okul çocuklarının somon, ton veya uskumru gibi yağlı balıkları tüketmelerini sağlayın.

* Beyni yaşlanmadan koruyor: Düzenli omega 3’den zengin balık tüketenlerin, beyin yaşlanması daha yavaş oluyor. Yetersiz balık tüketenlerin ileriki yaşlarda Alzheimer ve demans (bunama) gibi hastalıklara yakalanma riski daha yüksek.